“Yaşlıyım huzurluyum” projesi
ADANA (İHA) – Güney Adana Kalkınma Programı Aile Çalışma ve
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü projelerinden biri olan “Yaşlıyım Huzurluyum”
projesi kapsamında, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanlarına
“Yaşlı hizmetleri ve aile içi etkili iletişim becerileri” konusunda seminer
verildi.
Hastanenin Konferans Salonunda gerçekleştirilen eğitime, Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdür Yardımcısı Ahmet Abdullah Sezen, Adana Şehir Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Kalite ve Destek Hizmetleri Müdürü Nuri Karslıoğlu, Müdür
Yardımcısı Figen Özdemir ve diğer yetkililer ile hastane çalışanları katıldı.
Eğitim seminerinin ilk sunumunu yapan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü
Yaşlı Hizmetleri Bölüm Sorumlusu Aziz Yürük, huzurevlerine yaşlı kabulünün
şartları konusunda bilgi verdi. Sosyal Hizmetlere bağlı 2 huzurevinin bulunduğu
Adana’da, 5 tana de özel huzurevi olduğunu belirten Yürük, “Huzurevilerimize
kabül şartları ; 60 yaşını doldurmuş olmak, yaşlının rızası olması, bulaşıcı
hastalığının, bağımlılığının bulunmaması ve ruh sağlığının yerinde olmasıdır.
Sanıldığının aksine huzurevinde kalanlar terk edilmiş, istenmeyen insanlar
değildir. Çünkü, onlar kendi rızaları olmadan orada kalmamaktadırlar” dedi.
Yürük, ortalama yaşam süresinin uzamasıyla birlikte huzurevlerinin önemli bir
ihtiyaç olduğunu, başvuruların sıra ile kabul edilebildiğini belirterek,
katılımcıların konuya ilişkin sorularını da yanıtladı.
Yüreğir Sosyal Hizmet Merkezi Sosyoloğu Ümran Coşkun ise “Aile içi etkili
iletişim becerileri” konusunda yaptığı sunumda, insan yaşamında iyi bir
iletişim kurmanın önemine dikkati çekti. Coşkun, etkili iletişimde sözler kadar
yüz ifadesinin, jest ve mimiklerin, el, kol hareketleri ve yüz ifadesinin,
bedenin duruşunun ve ses tonunun büyük önem taşıdığını bildirdi.
Sosyolog Ümran Coşkun, başarılı bir iletişimin özünü empati kurmanın
oluşturduğunu belirterek,şunları söyledi:
“İnsanlar kendilerine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmamalıdır.
Empatinin anlamı budur. Bunu bilen insanlar da ona göre davranırlar. Aile
içinde herhangi bir problemin tartışılmasından kaçınması, duygu ve düşüncelerin
ifade edilmemesi, tartışma esnasında sürekli sesiz kalmanın tercih edilmesi
yorucu ve yıpratıcıdır. Bir çifti düşünün, eğer konuşmuyorlarsa birbirlerine
‘senden sıkılıyorum’, ‘sana öfkeliyim’ ya da ‘seninle ilgilenmiyorum’ mesajı
verir.”
Ümran Coşkun, iletişimin başının konuşmak olduğunu ancak, konuşanı da can
kulağı ile
dinlemek gerektiğini belirterek, “Eşiniz, çocuğunuz, bakıcınız ya da herhangi
bir yakınınız da olsa onları sorgulamaya, yargılamaya, emir vermeye hakkımız
yoktur.”