Anayasa, Yargıtay, eski hakimler, savcılar, baro başkanları, kayganların dışındaki yazarlar, çizerler, ses, sinema yıldızları, toplumun akil bildiği insanlar, işadamları, sendikacılar… Say sayabildiğin kadar.. Bunların ezici çoğunluğu İstanbul Belediye Başkanlık seçiminin iptalinin doğru olmadığını söylüyor.. Susanlar ise vicdanen rahatsız görünse de sessiz kalmayı tercih ediyor.. Bu ekonomik krizde milyonlarca lira para harcanacak, aylarca sil baştan propagandalar yapılacak, ne için? YSK’nın 7 üyesinin keyfi için..
Peki vicdanınız sızlamayacak mı? Aşağıdaki açıklamayı okursanız, bir zamanlar yerden yere vurduğumuz kişinin bile isyan ettiğini görürsünüz.
İşte o açıklama:
‘YSK İstanbul seçimini iptal etmekle Anayasa’nın 79. Maddesinin kendisine verdiği ‘hakemlik’ görevini yerine getirmemiştir. Verdiği kararın gerekçesi kamu vicdanını sükûnete kavuşturmamıştır. YSK’nın il ve ilçe seçim kurulları hakkında suç duyurusunda bulunması esasen YSK’nın kendisinin suçluluğun ikrarından başka bir şey değildir. Çünkü seçimin sağlığından sorumlu YSK’dır.
YSK görevini ihmal etmekle kalmamış milyonlarca insanın seçme hakkını kullanılmaz duruma sokmuştur. Karardan çıkan sonuç:
Birincisi yargı organlarının tarafsızlık ve bağımsızlık sorununun ağırlaşarak devam ettiğini göstermektedir.
İkincisi ise çok ciddi bir ‘seçim güvenliği’ sorununun ortaya çıktığını göstermiştir. Gelecekte yapılacak seçimlerin güvenliği ile ilgili endişe ve kaygılara ivme kazandırmıştır.'”
Bunları söyleyen kim? Anayasa eski Başkanı Haşim Kılıç..
Yazık ediyorsunuz.. O Belediye’nin girişinde bulunan T.C’yi indirdiniz yazık ettiniz.. Ekrem İmamoğlu anasının ak sütü gibi helal oylarla seçildi.
Türkiye Cumhuriyeti tabelasını astı yüreklere su serpti. Seçimi iptal ettiniz devletin valisini Belediye Başkan vekili olarak atadınız ilk icraatı TC’yi indirmek oldu.. Yazık ettiniz..
