YEREL BASIN CAN ÇEKİŞİRKEN YAZILANLAR RİYA MI, YOKSA…

En olmayacak zamanlardı… Ülkemiz değişik milletler tarafından paylaşılırken yöremizi de Fransızlar ele geçirmişti. İstilacıların Adana’ya daha ilk gelişlerinde yayına başlayan Adana Gazetesi, 3’üncü gün kapatıldı. Bu kez Yeni Adana adıyla çıktıysa da, ağır ceza kararlarıyla yeniden kapatıldı. Kurucusu Ahmet Remzi Bey gizlice kaçmasaydı, kurşuna dizilebilirdi.

Gazete, bir yerde zorlanınca bir başka yerde basılıyordu. Matbaası katır sırtında taşınıyor, ele geçirilen her türlü kâğıda baskı yapılıp cephelere dağıtılıyordu. Adana cephelerinde peş-peşe kazanılan zafer haberleri, Yeni Adana ile Anadolu’nun pek çok yerine ulaştırılmaktaydı. Kurtuluş’u takip eden günlerde Adana’ya taşındı ve önceki güne kadar varlığını sürdürdü. Sonunda, “Siyasi ve ekonomik nedenlerle” okurlarına veda ettiğinde 105’inci yılındaydı. Türkiye’de, yayınlanan en eski gazeteydi, Adana’nın onuruydu. Uluslararası ödül sahibiydi.

İKİ EVDEN BİRİNDE YEREL GAZETELER OKUNURDU

1955 Sayımlarında Adana İl Toplam Nüfusu 241 bin 384’tü. O yıllarda kentte Yeni Adana, Vatandaş, Bugün ve Türksözü gazeteleri çıkıyordu. Ortalama satış miktarları da sırasıyla 5000, 4000, 3000, 2500’dü. Yani toplamda, her gün, 14 bin 500 yerel gazete satılmaktaydı. O dönemlerde aile başına ortalama nüfus 6 kişi olarak belirtilirdi. Yani, yaklaşık 40 bin hane vardı ve demek ki, yaklaşık her 3 haneden birinde yerel gazete okunmaktaydı. Gazetelerin kadroları gerçek gazetecilerden oluşuyor, basın mensupları her yerde saygıyla karşılanıyordu. Ben 1964’te basın deryasında kulaç atmaya başlarken yaşım 18’di ve o yaşta bile basın mesleğine gösterilen saygıdan nasiplenebilmiştim. Günümüzde, 15 kadar yerel gazetenin günlük toplam satışını yazmak bile istemiyorum.

İSTANBUL BASINIYLA GELEN DARBELER

Teknoloji  ve ulaşımdaki gelişmeler, daha önce Adana’ya trenle, ardından öğleden sonra uçakla gelen yaygın gazetelerin sabahın erken saatlerinde tezgâha çıkmasına yol açtı. Promosyonlu, hafta sonu ekli, çok sayfalı, bol fotoğraflı gazeteler çekici geliyordu. Üstelik,  yaygın birçok gazete Adana’da ekipmanlı, fakslı, teleksli bürolar açmıştı. Yerel Basın da kan kaybetmeye başlamıştı. Kadrolardaki başarılı elemanlar İstanbul Basınının bürolarında çalışmaya başlamıştı.

Bu olumsuzluklara yerel gazeteler fazla direnç gösteremiyor, gazete sahipleri zorlanıyordu. Basın İlân Kurumundan gelen istihkakla idare etmek zorlaşmıştı. AKP Yönetimi, Basın İlan Sistemine getirdiği yeni uygulamalarla bu geliri de çok düşürdü. Bazı gazeteler, davetiye satarak özel gece tertipliyor, bazıları da ricalarla ilan yayınlamayı deniyordu. Ajans aboneliğini bile bırakmışlar, adeta bülten ve köşe yazılarıyla direnme dönemine girmişlerdi.

Yeni Adana, Yüreğir Ailesine yük olmuştu. Gider, gelirin iki katına yakındı. Genel koşullar altında daha fazla direnemedi ve 105 yaşındayken veda sayısını yayımladı.

ADANA BU AYIBI TEMİZLER Mİ?

Pazar günü haberi alır almaz BÖLGE kurucusu Nevzat Uçak’la iki koldan girişimleri başlattık. Ardımızdan Cemiyet Başkanı Cafer Esendemir temaslara geçti. Başkan Zeydan Karalar ve 5 kez seçim kazanmış Başkan Durak’la görüşmeler yaptım. Özellikle Başkan Durak geniş tabanlı etkin bir ekiple kararı geri çevirecek çaba gösterilmesi için beni görevlendirdi. Ayrıca, “Bana düşen ne varsa yapmaya hazırım” dedi.

Ne var ki, masada tabaklar boşaldıktan sonra gelecek tuzun hiç hükmü olmayacaktı. Aile, “Bu ismi biz yaşattık, biz sona erdireceğiz” kararından vazgeçmeyeceğini söyleyince, geriye, utancımızla boynumuzu bükmek kaldı. Koskoca Adana, koskoca Mücahit ve İlkeli gazetesine sahip çıkamamıştı.

SOSYAL MEDYADA YAZILANLAR NE?

Şimdi, aralarında iş adamı ve akademisyenlerin de bulunduğu yüzlerce kişi “Destek verelim, yayın sürsün” diye paylaşımlarda bulunuyor. Kuşkum yok, bunlardan belki yüzde 10’u, belki yüzde 15’i yerel gazete almaktaydı ve söylemleri kesinlikle içtendi. Az da olsa, birkaç ismin “Yazık oldu!” feryadını riya olarak karşıladığımı ifade etmeliyim. Adana’da bu kadar kahvehane, kıraathane var; 1950’lerde olduğu gibi her biri ikişer, üçer yerel gazete alsa, en azından nitelik gelişir, belki de Yeni Adana günlük yayınını sürdürebilirdi. Aynı uygulama o yıllarda fabrikalar tarafından da gerçekleştirilmekte, üst kadrolarına dağıtılmak üzere çok sayıda abonelik yapılmaktaydı.

NOT: BU ÇOK ÜZÜCÜ VE ÖNEMLİ KONU NEDENİYLE TRAMVAY KONUSUNA BUGÜNLÜK ARA VERDİM. ANLAYIŞINIZA SIĞINIYORUM.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor