YEREL BASIN VE SORUNLARI

Çok sesli ve özgür basının demokratik sistemin korunması ve güçlendirilmesi aynı zamanda da ulusal basınla paralel çizgide olan yerel basın günümüzde büyük sorunlar yaşamakta ve ayakta kalabilme mücadelesi vermektedir.

Günümüzde büyük sorunlar ile karşı karşıya kalan yerel basın, bir zamanlar milli mücadelenin en büyük destekçisi olmuş, halkın haklı sesini dünyaya duyurmuş ve o süreçte milli bir görev üstlenmiştir.

Yerel basın çok fazla sorun ile mücadele ediyor. Anadolu’da pek çok basın yayın kuruluşunda çalışan gazeteciler düşük maaşlarla çalışmak zorunda bırakılmış durumdalar.

Gazetecilerin önemli bir kısmı kiralarını bile ödeyemez durumda iken sosyal güvenceleri olmadan çalışmaya devam ediyor.

Sigortaları yatırılmayan gazeteciler, meslekleri gereği en temel hakları olan Basın Kartına sahip olamıyorlar. Mesleği gazeteci olan çoğu kişinin basın kartı bile yok maalesef…

Öte yandan gazetecilerin gittikleri haberlerde çoğu zaman uğradıkları şiddet, hakaret ve can güvenliklerinin olmaması yeni neslin bu mesleğe olan ilgisini önemli ölçüde azaltan etmenler arasında yer almaya devam ediyor.

Halka doğruları olduğu gibi aktarmak, halk için halk yararına halkın görüş ve isteklerini yöneticilere iletmek yani halkın sesi olmak gibi bir vasfı, misyonu olan gazetecilik, her geçen gün yaşadığı bu değer kaybı ile birlikte gençler arasında da ilgi görmemeye başladı.

Anadolu basının en temel sıkıntısı finansman sıkıntısıdır. Bu noktada devlet yerel gazeteleri ayakta tutabilmek için finansman desteği sağlaması gerekiyor.

Basın ilan kurumundan aldıkları reklam gelirleri bile önemli ölçüde azalan yerel gazeteleri yeniden hayata döndürmek için çalışmalar yapılması gerekiyor.

Bu noktada da tüm Gazeteciler Cemiyetlerine önemli görevler düşüyor. Gazetecilerin sesi olması gereken Gazeteciler Cemiyetleri, gazetecilerin sorunlarını anlatmakta, gazetelerin sesi olmakta yetersiz kalıyor.

Bunu sadece bizim ilimiz ve birkaç il için söylemiyorum. Türkiye genelindeki Gazeteciler Cemiyetlerinin gazetecilerin haklarını gözetmeleri, mesleğin daha saygın bir hale getirilmesi yani hak ettiği noktaya getirilmesi için gece gündüz proje üretmesi, çözüm yolları araması gerekiyor.

Sadece gazeteciler günlerinde çelenk koymak, yürüyüş yapmakla aranmıyor gazetecilerin hakları. Umarız 1831 yılında yayınlanan ve Osmanlı Devletinin ilk resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi’den, yaptıklarını ve yapacaklarını halka duyurarak kamuoyu oluşturmak isteyen Atatürk’ün çıkarmış olduğu Minber”, “İrade-i Milliye” ve “Hakimiyet-i Milliye” gazetelerinden günümüze kadar gelen gazetecilik mesleğinin hak ettiği noktaya ulaşmasını istiyoruz.

Bu konuda da üzerine sorumluluk düşen herkesin yerel basının güçlendirilmesi noktasında elinden geleni yapmasını diliyoruz.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor