YETER!.. SON VERİN ARTIK KATİL ÇEVRE FELAKETİNE

Geçtiğimiz Eylül başlarında Gazeteniz BÖLGE atık plastik yakan tesisler ve dağılmış hurda plastiklerle ilgili seri yayınlar yapmıştı. Ben de, atıklar konusunda Japonya’dan sertifika almış biri olarak plastik yakılan tesislerdeki baca gazlarının ne denli tehlikeli olduğuna işaret etmiştim. O aralar, hurda plastik ithalatının durdurulduğu haberi gelince rahatlamıştım.
CİNİM KIZDI DELLENDİM
Adana’da yattığına göre Ebedi Hemşerimiz olan Vali Ziya Paşa Edebiyatımızın çok önemli edip şairlerindendi. Demişti ki:
“Her akile bu alemde bir dert mukarrer/Rahat yaşamış var mı güruh-u ukaladan.” Günümüz diliyle, anlamı şu: “Akıl yürütebilen her kesin, kaderinde kararlaştırılmış bir derdi vardır. Gelmiş geçmiş akıllılardan hiç biri rahat bir yaşam sürememiştir.”
Akıllı olduğumdan değil, hasbel kader atıklar konusunda önemli çalışmalar yapmış biri olarak ben de yine BÖLGE’deki bir haberle irkildim. Adana tabiriyle söylemek gerekirse, cinim kızdı, dellendim.
Duyarlı Milletvekilimiz Sayın Burhanettin Bulut, saptadıklarına dayanarak “Adana Avrupa’nın Plastik Çöplüğü Oldu” demiş (Bakınız: BÖLGE 17 Şubat 2022.” Anlaşıldı ki, atık plastik ithalatı devam ediyor. Sayın Bulut, Türkiye’ye ithalatı gerçekleştirilen plastik hurdalarının 2020 yılında 600.000 tona eriştiğini belirtiyor.
Kestirmeden söyleyeyim; katı atıklar içinde bertarafı en zor ve en riskli olanı plastiklerdir. Avrupalılar, atık yakma tesislerindeki bacalara, tesis maliyetinin kat be kat fazlası masraf yaparak atmosfere arıtılmış emisyon gitmesini sağlamak zorundadır. Üstelik bu tesislerin işletme maliyeti inanılmaz derecede yüksektir. Atık içinde plastik yoksa, maliyet düşer, çevre kirliliği riski de azalmış olur.
ADAMLAR YOLUNU BULMUŞ: TÜRKİYE!
Olasılıklar üzerinden konuşuyorum… Zeki bir vatandaşımız Avrupalıya gidip “Sen ne uğraşıp risk de taşıyarak bu kadar masraf ediyorsun? Bana bu masrafın yarısını öde, malı Türkiye’ye taşıt, gerisine karışma.” demiş olamaz mı? Olabilir. Gelelim bizim tarafa… Çok şükür hurda plastikleri toplayıp değerlendiren tesisler var. Devlet Baba’ya gidip “Geri dönüşüm amacıyla Avrupa’dan hurda plastik ithalatı yapmak istiyorum” deyip izin de almış olamaz mı? Olabilir…
Gelen malı ister kullan, ister at, yak, ne yaparsan yap. Avrupalının verdiği para yedi sülalene yeterli. Dedim ya; olasılıklar üzerinden konuşuyorum. Şayet bizim ithalatçılar böyle yapmadılarsa, kazançtan ettikleri zararın haddi hesabı yok!… Velakin. Hurda plastiği yakarsanız, dünyanın tanıdığı en zararlı zehirleri, başta DİYOKSİN ve FURAN olmak üzere, havaya salarsınız. Bunlar sonunda inip toprağa ve suya kalıcı olarak yapışıyor bilim adamlarına göre. Ayrıca, parça plastik de toprağa karıştığında yüzlerce yıl bozulmadan kalıyor ve toprağı adamakıllı kirletiyor. Yani, çevre bütünüyle katlediliyor ve artık durdurulması zorunludur diye düşünüyorum. Karar elbette yetkililerindir ama bu konuda bazı bilgi ve belgeleri vatandaşlık ve hemşerilik sorumluluğu ile Pazartesi günü sunmaya çalışacağım.
