YETİŞDİRDİĞİ KALECİLER MİLLİ TAKIMLARDA: AHMET ZİYA YÜCE

HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR
Ahmet Ziya 6 Temmuz 1957 yılında Adana’da doğdu. İlkokulu doğduğu köy Çimeli’de, ortaokulu Karataş İlçesi’nde liseyi ise Adana Endüstri Meslek Lisesi’nde tamamladı. Okul dönemlerinde başta futbol olmak üzere, atletizm ve voleybola ilgi duydu.
1973 yılında Endüstri Meslek Lisesi’nde futbol oynadı, ayrıca kalecilik yaparak okul takımının önce Adana şampiyonu, sonrada bölge şampiyonu olmasında önemli rol oynadı. Ağabeyi Mahir Yüce ile Adanaspor’un seçmelerine katılan Ahmet Ziya, dönemin antrenörleri Ruhi Yavuz ve özellikle Orhan Yüksel tarafından beğenilerek genç takımda ilk kez lisansı çıkartılarak oynamaya başladı.
Amatör takımda kısa süre oynayan Ahmet Ziya Yüce, Gündüz Tekin Onay’ın desteğiyle profesyonel takımla antrenmanlara çıkmaya başladı.1975 yılında turuncu-beyazlı takımın birinci kalecisi Erden Arat’ın parmağının kırılması 8 karşılaşmaya direkt on birde çıkarak kendini kanıtlama fırsatı buldu.
Ahmet Ziya, lig maçlarının yanı sıra her futbolcuya nasip olmayan 3 UEFA, ve Balkan şampiyonası kadrosunda yer aldı.
23 yıl ünlü antrenörlerin yönetiminde futbol oynadı. 24 yılda antrenörlük yaptı. Başta yeğeni Serkan Sırkıntılı olmak yüzlerce kaleci yetiştirdi. Bunların büyük bölümü de hem profesyonel kulüplerde ve milli takımlarda forma giymelerini sağladı.
Kaleci antrenörü olarak Türkiye’de en yüksek diploma olan prolisans belgesine sahip olan ve son 3 yıldır antrenörlük yapmayan Ahmet Ziya BÖLGE GAZETESİ’ne şu açıklamaları yaptı.
Kendinizden söz eder misiniz? Eğitiminiz nedir? Okul dönemlerinde ve daha sonra hangi sporlarla ilgilendiniz? Neden kaleciliği tercih ettiniz?
1957 Adana doğumluyum. Lise mezunuyum. Doğduğum köyde yaşayanlar genelde tarım, çifçilikle uğraşırlar. Yorgunluklarını tarlada futbol oynayarak giderirlerdi. Ben de tarlada büyüklere özenerek çok top oynadım. Hatta bir anımı paylaşmak isterim. Çok düzgün futbol topumuz yoktu. Köyün ileri gelenlerinden eski Demirsporlu futbolcu ve antrenör, oğlu da eski milli basketbolcu ve Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği yapan Lütfi Arıboğan’ın babası Ahmet Arıboğan (Met Ahmet) cesaretimi toplayarak, “Siz hem varlıklı, hem de ünlü futbolcu ve antrenörsünüz. Köyümüzde futbol topumuz yok. Bize yardımcı olur musunuz? Dedim. Bu sayede köyümüze en kaliteli 8-10 adet kaliteli top göndermişti. Antrenörlüğüm dönemimde de köy takımına önemli katkılarım oldu. Okul dönemlerimde başta futbol olmak üzere voleybol ve atletizm sporlarıyla yakından ilgilendim. Okul takımında öğretmenliğin yanı sıra futbol hakemliği yapan Turgut Ogun ile Cengiz Kezer sayesinde birçok şampiyonluklar yaşadım. Köyde kimse kaleci olmak istemiyordu. İyi sıçrardım. Uzun boylu, sağlam fiziğim ve çevik olmamdan dolayı kaleciliği tercih ettim. Bundan dolayı da hiç pişmanlık yaşamadım.
İlk ciddi ve resmi kulübünüz hangisiydi? Nerelerde futbol oynadınız? Hangi antrenörlerle çalıştınız ? Ne gibi başarılarınız var?
Ağabeyim Mahir Yüce ile Adanaspor’un seçmelerini kazandık. Ağabeyim devam etmedi. Ben futbol sevgim nedeniyle o dönemlerde adeta kolej takımı Adanaspor’da olmayı çok arzu ettim. Genç ve amatör takımda lisansım çıktı. Ruhi Yavuz, beni çok beğendi. Ancak, samimi söylemek gerekirse benim futbolda öğretmenim takımın kaptanı değerli büyüğüm Orhan Yüksel oldu. Daha sonra duruşum, başarılı kaleciliğim ve arkadaşlarımla iyi ilişkilerimi, yaklaşımımı fark eden Gündüz Tekin Onay’dan büyük destek gördüm. Beni profesyonel takımın antrenmanlarına çıkardı. Yedek kaleci olarak takımda yerimi aldım.
Birinci kaleci Erden Arat’ın bir maçtan önce parmağı kırıldı. Erden ağabeyde benim oynamamı istiyordu. Verilen fırsatı iyi değerlendirdim. 8 maç direkt çıktım ve başarılı oldum. Kendimi şanslı görüyorum Necmi Ersan, Abdullah Gegiç, Orhan Yüksel, Dorde Miliç, İlhan Urallıgil, Candan Dumanlı, Halil Güngördü, Muzuroviç, Ender Gonca, Lukoviç, Löv, Bahri Kaya ve Rıdvan Dilmen gibi ünlü antrenörlerle çalıştım.
Yine futbolcu olarak oda arkadaşım Köksal Mestçi, Timucin Çığ, Miliç, gol kralları Bora, Günay, Özer, Ali Osman, İsa, Necip Erdoğan, Vedat Bayraktar, Selahattin Karasu, Kamil, Ertuğrul, Mustafa Şentürk, Mustafa Ulucan, Reşit, Kayhan, İrfan Kaynak kardeşler, Önder, Ercan Albay, Feyzullah, Harun, Şener, Kemal Kılıç daha unuttuğum birçok futbolcuyla turuncu-beyazlı ekibin başarısı için ter döktük. Gerçeği söylemek gerekirse UZAN’ların döneminde tesis, malzeme ve diğer konularda çok iyi olanaklara sahiptik. Çağdaş Ergin ve Şahabettin Yavuzer ciddi yöneticilerdi.
Adanaspor 3 kez UEFA ve Balkan Kupası’nı kazanmıştı. O dönemlerde takımda yer aldınız mı? Ayrıca yurt dışında hangi ülkelere gittiniz ?
Kendimi çok şanslı buluyorum. Zira, 1976-77 döneminde Salzburg, 1978-79 döneminde Macaristan Honved, 1981-82 sezonunda ise UEFA İtalya İnter maçında ve Bulgaristan’da Balkan şampiyonasında kadroda yer aldım. 23 yıllık futbolculuk dönemimde hiç kırmızı kart görmedim. Ayrıca yılın sporcusu seçildim. Daha sonra antrenör olarak da Almanya, İtalya, Sırbistan, İşviçre, Avusturya gibi ülkelere gittim.
Futbolcu olarak Adanaspor dışında hangi kulüplerde kalecilik yaptınız ? Ayrıca şampiyonluk yaşadınız mı? Ayrıca bu takımlarla ilgili anınız var mı?
Benim için önemli bir yeri bulunan Adanaspor’un ardından başta Kahramanmaraş olmak üzere, Gaziantepspor, Mardinspor, Batman ve Niğdespor’da forma giydim. Buralarda hem direkt oynadım, hem de iyi dostluklar edindim. Çok anım var. Kahramanmaraş’ta çok saygı duyduğum ve rahmetli olan Enver Ürekli hoca vardı. 1987-88 sezonunda bizi iyi hazırladı ve şampiyon olmamızı sağladı. Toprak saha, havaalanı olmayan bir kentti. Sonra çok gelişti. Tarihinde ilk kez birinci lige çıkmıştı. İyi bir ekibimiz vardı. İyi dostum olan Mehmet Özdilek (Şifo Mehmet) kısa boyuna rağmen, rahat çalım atan, top tekniği yüksek birisiydi. Daha sonra başarısından dolayı Beşiktaş’a transfer olmuştu.
Adanaspor dışında hangi kulüplerde antrenörlük yaptınız? Hangi hocalarla çalıştınız ? Ayrıca maddi olarak neler kazandınız ?
1994 yılında antrenör diplomam yoktu. Gündüz Tekin Onay, beni sever ve güvenirdi. Kaleci antrenörü olarak birlikte çalıştık. Daha sonra 1994 yılında kaleci antrenörlüğü, 1995’da (A) kursu, 2002 Teknik Direktörlük diploması, 2013 sezonunda en yüksek diploma olan Prolisans diplomasına sahip oldum. Adanaspor’da futbolculuğum yanı sıra antrenörlüğüm nedeniyle oradan emekli oldum. Toplamda 24 yıl antrenörlük yaptım. Adanaspor’da antrenörlük yapan Hikmet Karaman bana dostluk gösterdi. Görev aldığı kulüplere beni de götürdü. Ankaraspor, Ankaragücü, Gaziantepspor, Antalyaspor, Bursaspor, Kayseri Erciyesspor ve Rizesporda kaleci antrenörü olarak görev yaptım. Her gittiğim kulübe Meydan Laroussa alınmasını sağladım ve kitaplık, kütüphane kazandırdım. Bana arkadaşlarım çok kitap okuduğum için FİLOZOF lakabı takmışlardı. Ortaokul ile lisede Fransızca’yı seçmiştim. İngilizce daha geçerli bir dil. Yabancı dil konusunda zayıf kaldım. 2018 yılında, antrenörlüğü bıraktım. Şükürler olsun köyde tarlam var, antrenörlükten de kazandığım paralarla bazı yatırımlar yaptım.
Başta milli kaleci Serkan Kırıntılı olmak üzere, şimdiye dek kimleri Türk futboluna kazandırdınız? Bu sporcular sizleri arıyor mu?
Serkan Kırıntılı benim yeğenim. Yüzde yüz Türk olduğu gibi ahlak olarak da her şeyine kefilim. Üzerinde çok durdum. O da kaleci olmak istedi ve beni model aldı. Ona verdiğim emekler helal olsun. Defalarca Ümit milli, birkaç da (A) milli formayı giydi. Adanaspor başta olmak üzere Ankaragücü, Fenerbahçe, Rizespor, Konyaspor ve şimdi de Alanyaspor’un kalesini koruyor. Türkiye’de en fazla maç oynayan kaleci unvanına sahip. Onunla gurur duyuyorum.
Adanaspor altyapısından 30 genç sporcuya kaleciliği sevdirdim. Onların dersleri, sağlık ve beslenmelerinle yakından ilgilendim. Hepsi profesyonel ekiplere dağıldı.
Ayrıca, Tolgahan Acar, Eray Serbes, Ali Hıdır Kurt, İrfancan (Göztepe), Gökhan Akkan (Rizespor), Ahmet Eyüp (Malatyaspor), Harun Tekin (Kasımpaşa), Okhan Kocuk (Giresunspor), Muhammet Şengezer (Başakşehir), Ahmet (Şanlıurfa) bunlara büyük emeklerim var.
Unutamadığınız anılarınız çoktur. Bunlardan bazılarını paylaşır mısınız ? Ayrıca sağlığınız iyi, neden antrenörlüğe ara verdiniz? Yeni kaleciler yetiştirmeniz doğru olmaz mı?
Her alanda olduğu gibi spor ile siyaset iç içe girmiş durumda. Kulüplere, antrenörleri artık siyasiler belirliyor. Benim çok tarzım değil. Bilgim ve tecrübelerimle bir yerlere gelmek isterim. Şimdilerde 3 yıl ara verdim. Torun seviyorum. Anım çok. Bunları yazmaya başlarsam sporcu ve antrenörlere yararlı kitap olur. Örneğin Miliç ile hem aynı takımda futbol oynadık. Hem de antrenörlüğümü yaptı. Müslüman teknik direktör Muzuroviç’i bir Cuma günü Reşatbey’de Bosnalı Salih Efendi Camisine götürdüm. Hüngür hüngür ağladı. Bosnalı Salih Efendi’yi ailesi tanıyormuş. Muzuroviç beni sever ve çok güvenirdi. Ona, Hasan Gültang ile Yavuz Eraydın’ı önerdim. Bazıları “akrabası bunlar” demiş. 2 kaleci de beni mahcup etmedi. UZAN’ların dönemiydi. Çağdaş Ergin ile Şahabettin Yavuzer’e dönerek Real Madrid’e gitsem beraberimde Ahmet Ziya’yı götürürüm diyerek beni onara etmişti.