Yoga Yapanlar da Boyun Daha mı Erken Yaşlanır?
HABER: SELMA USNEKER
ADANA (BÖLGE)-Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emre Üregen yoga yapanların boynun daha mı erken yaşlanır hakkında bilgiler verdi.
Yıllar geçtikçe ve yaş almaya başladıkça pek çok medikal ve dermokozmetik desteklerle daha genç, daha dinç görünmek için çaba göstersek ve cildimize, özellikle yüzümüze özen göstersek de boynumuz, dikkatimizden çoğunlukla kaçan bir parçamız olarak kalıyor. Oysa boyun, kişinin biyolojik yaşını ortaya koyan en önemli belirteçlerden biridir.
Bedenimizde göz kapağından sonra, sahip olduğumuz en ince ciltli vücut bölümümüz boynumuzdur. Aynı zamanda kişinin dış görünüşünde imajını belirleyen ve farkında olmadan gözümüzdeki evrensel beden algı endeksini tesbit eden öğelerden biridir. Boynu ince, uzun ve sorunsuz olan kişiler daha dikkat çekici ve alımlı görünür. Buna rağmen boyun, yüz İle kıyaslandığında bakım anlamında ihmal edilen bir vücut bölümüdür. Boyun gibi el sırtı derisi de vücuttaki diğer kısımlara kıyasla çabuk deforme olan ve yine biyolojik yaşı ele veren bir bölgedir. Elimize, boyundan daha çok özen göstersek ve nemlendirici dermokozmetik ürünlerle desteklesek de, bu yapısal yatkınlıkları nedeniyle bir miktar daha fazla ilgi ve bakıma ihtiyaç duydukları yadsınamaz bir gerçektir.
Elbette genetik mirasımız boyun şeklimiz ve cilt yapımız konusunda bir belirleyicidir ancak boyun , zaman içerisinde yer çekiminin etkisi , güneşe maruz kalma, sigara tüketimi ve hızlı kilo alıp verme gibi çevresel faktörler sebebiyle deformasyona uğrar.
Yoga Yapanlarda Boyun Daha Erken mi Deforme Olur?
Yoğun bir biçimde Yoga yapan kişilerde, kobra, yay, balık vb birçok asana hareketi, erken yaşlarda boyun kaslarında gevşeme ve ayrışmaya neden olarak deforme ve yaşlı boyuna yol açabilmektedir. Kıdemli yoga eğitmenlerinin çoğunda yaşlı boyun (platisma gevşeliği ve sarkması) dikkatinizi çekebilir.
Yaşlı bir boyun nasıl anlaşılır?
1- Yaşlı ve deforme boyun kendini en çok Boyun derisinde incelme, yer yer lekelenme, ciltte gevşeklik ve sarkma ile belli eder.
2-Boyun Derisinin gerginliğini ve tonusunu kaybetmeye başlaması ve Boyunda yüzeyel damarlanmanın artışı da boyun yaşlanmasını tariflerken kriterler arasındadır.
3-Günümüzde dolgu uygulamaları sayesinde kolaylıkla belirginleştirilen ve çok daha popüler hale gelen Jawline dediğimiz hattın, genetik veya aşırı yağlanmaya bağlı olarak giderek kaybolması, boyun deformasyonunun bir parçası olarak görülebilir.
4-Çenenin pozisyonu, jawline ile beraber boyun görüntüsünü etkiler. Çenenin yapısal olarak geride olması boyun görüntüsünü bozarken, hyalüronik asit desteği ile çenenin birkaç milimetre uzatılması ve beraberinde çene boyun hattının belirginleştirilmesi daha dinç ve genç bir boyun görüntüsünü sağlar.
5-Boyunda enine çizgilenmeler ve platisma adı verilen, çene altından omuza kadar yayılan dikey bantlar halinde, ince boyun kaslarının görünür halde olması da boyun yaşlanmasının belirteçlerindendir.
6-Çene Altı Tükrük bezinin aşırı büyüklüğü de görsel olarak çene boyun bütünlüğünü bozan bir başka faktör olarak gözükür.
Boyun Kırışıklığı ve Sarkmasına Önlem olarak neler yapılabilir?
Düzenli beslenme, sigarasız hayat,
Doğru dermokozmetik ürünlerle cildi nemli tutmak,
Güneş ışınlarından tüm cildi olduğu gibi boynu da korumak,
Gece alçak yastıkla ve sırt üstü pozisyonda uyumak
Gün içinde otururken, yürürken en sıklıkla da telefona bakıp kitap okurken başımızı öne eğerek değil, yere paralel tutmak, gibi önlemler boyun kırışıklık ve yaşlanmasının önüne geçmek için alınabilecek önlemlerdendir.
Boyun Deformasyonu Tedavi Edilebilir mi?
Boynun yeniden yapılanmasını ve elastikiyetini destekleyen birkaç medikal ve cerrahi tedavi seçeneği bulunmaktadır.
İçeriğinde hyalüronik asit, vitamin ve proteinler barındıran Mezoterapi, Cildin kırışıklıklarının azaltılıp cilde nem kazandırmayı hedeflerken, yüz ve boyunda bir miktar lifting etkisi de yapar. Hyalüronik Asit içerek hazır dolgu materyallerinin boyun dokusuna uygun olanları da benzer bir amaçla uygun hasta grubuna önerilebilir.
Botox un ise boyun kırışıklıklarında etkisi çok sınırlıdır.
Ayrıca deriye kaybettiği elastikiyeti geri kazandıran Fraksiyonel Lazer uygulamaları da hem uygulamanın pratik oluşu hem de cerrahiye gereksinimi azaltması açısından faydalıdır. Fraksiyonel lazer ile boyun cildi altındaki hücrelerin yenilenmesini sağlanarak, daha gergin ve kırışıklığı azalmış bir cilde kavuşmak mümkündür.
Ayrıca Kişinin kendi kanından hazırlanan PRP ve Kök hücre uygulamaları, Odaklı Ultrason ile Ameliyatsız yüz germe, İple asma gibi işlemler de Boynun kırışıklıklarını azaltıp yeniden yapılanmasını sağlayan işlemlerdir.