YOLA BENZER ÜÇ YOL VARDI KOCA KENTTE
Abidinpaşa Adana Valisi olarak geldiğinde Kirkor Bezdikyan da Belediye Başkanıydı. Önceki Vali Ziya Paşa zamanında başlatılan çağdaşlaşma hareketi halk tarafından da benimsenmiş ve desteklenmişti. Başkan Bezdikyan Abidin Paşa’ya önceden tasarlanmış bazı plânlardan bahsetti. Özellikle Kalekapısı (Taşköprünün Batı ucu) ile Tarsus Kapısı (Şimdiki Küçüksaat tarafı) arasındaki yolun düzenlenmesi öncelikli kabul edilmişti. Abidin Paşa bu düşünceyi onayladı ve Abidinpaşa kısa sürede yola benzetildi. Ne var ki, caddenin iki yanında özellikle Adana’yı terk etmiş Ermenilerden kalma çıkıntılar vardı. Bunlar yüzünden kaldırım kesintili, hatta bazen de cadde dar oluyordu. Cumhuriyetle beraber her iki taraftaki çıkıntılar yıkılarak cadde genişletildi, kaldırımlar düzenlendi. Bu arada, Vilâyet (Şimdiki Seyhan Kaymakamlık Binası) ile Kalekapısı arası da düzeltildi.
Abidinpaşa Caddesi Adana’nın yola benzer üç yolundan biriydi. Diğeri, günümüz Dörtyol’undan başlayıp Yeni İstasyona kadar uzanan İstasyon Caddesiydi ve Cumhuriyet’ten önce yapılmıştı.
Üçüncü yol ise, Vilâyetten Tarsus Kapısına ulaşan yoldu (Şimdiki Ali Münif Caddesi). Fransızlar zamanında yapılan müdahalelerle birazcık düzelmişti. İşgalciler burayı Dr. Roland Caddesi olarak isimlendirmişti. Fakat pek de düzenli sayılmazdı.
GENEL BAKIŞ
Atatürk Araştırma Merkezi Tarafından hazırlanan Cumhuriyetin XV. Yılında Türkiye çalışmasının Adana bölümünden bir paragraf alıyoruz:
“Çarşıda ve büyük caddelerde en küçük bir intizam görülmezdi. Birçok dükkânlar sergilerini değil yalnız kaldırımına, hatta bazen caddenin yarısına kadar uzanır ve yayarlardı. Daha yakın zamana kadar bile bilhassa yaz günleri şehrin en işlek caddelerinde kahvehanelerin masa ve sandalyalarını caddenin ortasına kadar koydukları ve müşterilerin de yol ortasında oturup tavla, iskâmbil oynadıkları, nargile fokudattıkları halkın görmeye alıştığı ve pek tabii (doğal) bulduğu işlerdendi. Şehir içinde gidiş gelişi bir düzene koymak kimsenin aklından geçmemişti. Pamuk kaba balyaları teker teker ya eşeklerle ya beygirlerle yanlığına taşındığı için yolun hemen üçte ikisini kaplar, meselâ aynı surette çalı yüklü eşekle bu balya taşıyan eşeğin karşılaşması bir an için caddenin gelip geçmeye büsbütün engel olur ve bu hal de gayet tabii görülürdü.”
BÜYÜK PAY YOLLARA
Cumhuriyetle başlayan düzeltme ve geliştirme hamleleri içinde bazı zorunlu ve çok önemli hizmetlerden daha çok yollara önem verilmişti. Örneğin, 1923 yılında yol ve kaldırımlar için 56 bin Lira harcanırken, temizliğe 30 bin, İmar ve Tezyine 4 bin, Sağlık işlerine 4 bin ve İtfaiye için 5 bin lira masraf yapılmıştı. 1924’te, yine yol ve kaldırımlar 56 bin, İmar Tezyin 8 bin, Sağlık İşleri 112 bin, İtfaiye için 8 bin Lira harcanmış.
1925, ana yollardaki işleri tamamlandığı, kentin belli başlı semtlerinin caddelerle birbirine bağlandığı, geçit vermez yolların cadde haline getirildiği yıldır. Bu kez yol ve kaldırım 60 bin Lira ile ikinci en büyük payı alırken temizlik işleri 44 bin, İmar Tezyin 114 bin, Sağlık 12 bin ve İtfaiye 22 bin Lira harcama sergilemişti.
GELİŞMENİN YOLU YOLLARLA AÇILMIŞ
Yukarıdaki rakamlar da gösteriyor ki, yol olunca, yeni tesislerin yapımına geçilebilmiş. Aslında, yol işi hiç durmamış. Cumhuriyet’in 14’üncü yılındaki toplamlar bunu kanıtlar. Şöyle ki; Temizlik İşlerine 866 bin, İmar ve tezyin İşlerine 852 bin, Yol ve Kaldırımlara 744 bin Lira masraf edilmiş. Kıyaslama amacıyla sunalım; aynı 14 yıllık dönem toplamı olarak Sağlık 484 bin, İtfaiye 173 bin Lira göstermiş.
PAZARTESİ: ADANA’NIN SUYU ÇIKMIŞ