YUH!.. ÇİN İMPARATORUN EŞ SAYISI ON BİNİ BULABİLİRMİŞ

SEKİZİNCİ BÖLÜM

Yasak Şehri gezerken, adımları dizerken, etrafımızı süzerken, vara vara bir kapı önüne ardık ki, süsüyle, yazılarının görüntüsüyle çalım satıyor. Girdik… Kimse söylemedi ama burasının harem olduğu belliydi. En azından prensin haremi sayılabilirdi.  Prensin gelini öncelikle buraya gelir, bir süre saray görgüsünü öğrendikten, yol-yordamı belledikten, yarım dair yelpazeyle yellendikten sonra  kayın  grubundaki ana-baba huzuruna çıkabilirmiş.

İpek konusunu anlatırken imparatorun gencecik karısını ihmal edip başka meralarda otladığından bahsetmiştik ya, aslında  az bile yazmışız. Baktık, antik dönemlerdeki Çin imparatorlarının eş sayısıni bilen bile olmazmış. İnternette, Çin imparatorların sosyal yaşamını araştırırken rastladım; eş sayısının on bine kadar yolu varmış. Zaten her an çağırıp beş taş oynayabileceği gözdelerin sayısı bile birkaç düzineyi bulabilirmiş. İster istemez aklıma geldi; o zaman Viyagra da yok. Kim bilir, belki de münasip bir karışım bulup adını da Vi-Çin-Ya-Gra diye benimsemiş olabilirler.

İMPARATORA TANRI YETKİSİ VERİLİRMİŞ

Üç  bin yıl kadar önceye dayanan kayıtlara göre Çin İmparatorların kutsal yanı var. Cennetin oğlu ve aynı zamanda Allahın millete hizmet için yetkilendirdiği kişi oluyor. Gücü o kadar büyük, o kadar büyük ki, hani gelse, “Bana tez bir uçak yapın” diye emredecek ve yaptıracak. Neyse ki, bırakın uçağı, elektrikli diş fırçasını bile aklına getirmemiş hiç biri.

Gelelim işin öbür tarafına. Eğer iyi idareciyse, adilse, halkını en az kendini düşündüğü kadar düşünüyor ve bu ilkelere tam olarak uyabiliyorsa, uyum ve eşitlikte başarılıysa, memleket refah içinde yüzüyor.  Yok, keyfiliğe kaçarsa, adaleti asarsa, haram yola bakarsa bu kez depremden tutun sele-seylaba kadar her türlü felaketler peş peşe geliyor. O zaman da halkın gücü ağır basıyor ve imparator işten atılıyor. İşsizlik maaşı alıyor mu, almıyor mu; sigortası yatıyor mu, yatmıyor mu, o kadarını bilmiyorum.

Antik çağlarda Çin Memleketindekiler şöyle bir söz edermiş: Halk denizdir, imparator ise sal. Şayet iyi ise ve halkın refahını yükseltebiliyorsa deniz, salı yüzdürecektir. Yok, öyle dğil de fena idare ediyorsa, deniz, salı devirecek… Bu koca ülkede sık sık hanedan değişmesi de işe bu toplumsal geleneğe bağlanıyor.

ESKİ ÇİN’DEKİ HALK SINIFLAMASI NE İDİ?

Halk sosyal dört sınıfta değerlendirilirmiş.  Asiller, Çiftçiler-köylüler, sanatçılar-zenaatkarlar ve tacirler. Saraydaki zat, bu dört sosyal sınıf arasında tam bir ahenk ve denge için son derece özenli olmak zorundaymış.

Sarayın patronu, sadece kendisine çeki-düzen vermekle kalmaz, yerel yöneticileri tayin ederken de karakteri düzgün, becerisi özgün, terbiyesi süzgün kişileri seçmek zorundaymış. Tuhaf gelmesin, bu yerel yöneticiler de halkın anası-babası sıfatını taşırlarmış ve mutlaka ana-baba şefkatiyle görev yapmaları gerekirmiş.

Merk ettik, bu kutsallık ve göksel ustalık ne zaman başlanış, ne kadar sürmüş diye. Yazılmış neyse ki; Milattan Önce 1050 yılında, yani 3 bin 71 yıl önce, Wen isimli Kral başlatmış. Uygulama taa 1800’lü yıllara dek sürmüş.

Dikkat buyurulrsa,  Wen için kral dedik, imparator demedik. Nedeni şu, Çin’de İmparatorluk  Dönemine  Milattan önce 259’da, Shi Huangdi ile girilmiş. Bu muhteremin saltanatı MÖ 210’a dek, yani 41 yıl sürmüş. Esaslı gücü varmış ve kendini çok beğendiği için muazzam bir mezar külliyesi yaptırmış. Öldükten kelli, onu koruyacak tam techizatlı 8 bin de pişmiş kilden asker ayarlamış. O kilden ordu bugün bile Huangdi’yi korumayı sürdürüyor.

Çinden 3 elma düştü. Kimler kaptı bilemem…

BİTTİ

CİCİLİ BİCİLİ KAPIDAN GİRİNCE: Dikkat çekici bu kapıdan girdikten sonra Prensin haremi olduğuna dair izlerle karşılaşıyorsunuz. Hiçbir yerde açıklama yok ama belli ki burası küçük harem.

GELİNİN İLK SARAYDA YATAĞI: Burada açıklama vardı, öğreniliyor; gelin hanımın saraydaki ilk yatağı bu küçük odada yer almış.

GELİN HANIMIN SALONU: Yatak odası bu salona açılıyor. Gelin hanım saray görgüsünü, nasıl kalkıp nasıl oturacağını, yarım daire yelpazyi nasıl tutacağın ve kime nasıl bakacağını burada öğreniyor.

YENGEYE YAKIŞIR: Taht-ı evan, gelin hanım bir yere gitmek istediğinde, güçlü kuvvetli seçme adamlarıyla her an emrinde.

İLK İMPARATORU KORUYORLAR: Pişmiş kilden tam 8.000 asker (YAZI İLE: SEKİZ BİN), Çin’in ilk İmparatoru Shi Huangdi’nin mezarını korumayı İki bin otuzbir yıldır sürdürüyor.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor