YÜZME İHTİSAS’A ADANA’DAN İLK TRANSFER OLAN REKORTMEN YÜZÜCÜ:BEHÇET KURTİÇ

HAZIRLAYAN: Ramazan ŞANIVAR

Behçet Kurtiç, 21 Şubat 1942 yılında Kocaeli’nin Derince İlçesi’nde doğdu. Devlet Demiryolları’nda memur olan babasının tayini 1947 yılında Adana’ya çıktı. Oturdukları evin önünden sulama kanalı geçiyordu. Behçet Kurtiç, Adana’nın yakıcı sıcağına dayanamayıp, mahalledeki arkadaşlarına özenerek, bir iki kez boğulma tehlikesi geçirmesine rağmen yüzmeyi Seyhan regülatör köprü ve sulama kanalında öğrendi.

Eğitimini Cebesoy ve Erkek Lisesi’nde tamamladı. Daha sonrada İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’ni bitirerek 34 yıl başarıyla avukatlık yaptı. Özellikle sırtüstü yüzmede Demirspor mayosuyla defalarca Türkiye rekoru kırdı. Efsane sporcu Muharrem Gülergin’in döneminde Yenilmez Armada takımında sutopu oynadı. Solak olduğu için kazanılan maçlarda büyük rol oynadı. İstanbul’un yüzme ve sutopunda en güçlü kulübü olan Yüzme İhtisas Kulübü’ne ilk transfer olan Adanalı sporcu oldu.

Şu anda Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan ve 78 yaşında olmasına rağmen halen masterlerde yarışmalara katılan Kurtiç sorularımızı şöyle yanıtladı.

Sayın Behçet Kurtiç sizi tanıyabilir miyiz. Yüzmeyi kaç yaşında ve nerede öğrendiniz, ilk resmi yarışınızdan söz eder misiniz ?

Kocaeli’nin Derince İlçesi’nde 1942 yılında dünyaya geldim. Babam Devlet Demiryollarında memurdu tayini Adana’ya çıktı. Evimizin önünden sulama kanalı geçiyordu. Merhum annemin “sakın sulama kanalına girme yılanlar var” diye korkutması ve uyarmasına rağmen, aşırı sıcak hava ve arkadaşlarına özenerek, hatta bir kaz kez boğulma tehlikesi atlatarak yüzmeyi öğrendim. Zaman zaman boğulma tehlikesinde caydırıcı önlemek için polisler beni karakola götürdüğü olmuştu. Mahallemizde gençlerde Türkiye şampiyonluğu bulunun Şahin Şentürk ağabey, tekniğimi geliştirmem için yardımcı oldu. Seyhanspor’da bir gözü rahatsız olan ve Kör Ali diye tanınan yönetici beni bularak havuza götürdü. Bana havlu, mayo armağan etti. Dünyalar benim oldu. Beni serbest, sırt, kurbağalama ve kelebekte 4 branşta yarıştırdı. İlk 3 arasına giremediğim için beni azarlayarak verdiği mayo ve havluyu geri aldı. Çok üzülmüş ve ağlamıştım. Bu olay beni daha da kamçıladı. Bunu duyan Akınspor’un Başkanı Cumali Aslankeser, bana güvendi ve takım kaptanlığı yaptım. Kendimi yüzmede geliştirdim.

Sayın Kurtiç, siz aynı zamanda iyi de futbol oynuyordunuz. Her iki branşı birlikte götürmeniz zor olmadı mı? 

Yüzme havuzunda sulama kanalında birlikte yüzdüğümüz ve benden önce havuza gelenleri geçmeye başladım. Bu arada benim demiryolcu çocuğu olmam nedeniyle Adana Demirsporlu futbolculara hayranlığım vardı. Muharrem ağabey, futbolu, yüzme ve sutopundaki başarısı, komple sporcu olması gerçekten bir efsaneydi. Dönemin Valisi Mukadder Öztekin’in yardımıyla Adana Demirspor’a transfer oldum. Hayalimdeki mavi-lacivertli renklere kavuştuğum için dünyalar benim oldu. Daha çok çalışarak hem rekorlar kırdım, hem de milli takıma davet edildim. Benim bir sevdam da futboldu.  Erkek Lisesi’nde takımın kaptanlığına kadar yükseldim. Demirspor profesyonel futbol takımında da Muharrem ağabeyin desteğiyle 5-6 sezon başarıyla futbol oynadım. Yüzme ile futbolu birlikte başarıyla sürdürdüm. 1958 yılında 100 metre gençlerde rekoru kırdım. 1960 yılında rahmetli Mahmut Dalhan ağabeyin 21 yıldır kırılamayan 1.12.2’lik derecesini , 1. 12.9 ile kırmayı başardım. Aynı yıl ustam, antrenörüm Ahmet Güçlüoğlu’nun 200 metre sırtta 2.50’lik derecesini , 2. 41 ile kırarak spor otoritelerinin dikkatini çektim. Adana’da adeta bayram yaşandı. 1972 yılına kadar aralıksız hiç geçilmedim. Defalarca milli takımlara çağrıldım. 1962-1963 sezonunda Bursa’da yapılan Türkiye Sutopu Takımı’nda yenilmez armada takımında yer aldım. Solak olduğum için takımın şampiyonluk yaşamasında önemli rol oynadım.

Sayın Kurtiç, Adana’dan sanıyorum İstanbul’a ilk transfer olan sporcuların başında geliyor sunuz ? Neden Yüzme İhtisas Kulübü’nü tercih ettiniz ? Bu transfer nasıl gerçekleşti.

Babamın emekli olması nedeniyle ailemiz Adapazarı’na taşınacaktı. Ayrıca kulübün verdiği sözlerini yerine getirmemesi beni çok üzdü. Üniversite okumak da istiyordum. Lisede velim olan ve benim hayatıma dokunan Muharrem ağabey ile konuştum. Kurumsal bir spor kulübü olan İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nden iyi bir teklif aldığımı söyledim. Bölge Spor Müdürü rahmetli Cemil Oka’da benim ayrılmamı istemedi. Yüzme İhtisas Kulübü bana iyi olanaklar sundu. Çok sevdiğim kardeşim ve arkadaşım Fahri Gez’de benim gitmeme destek verdi ve yüreklendirdi. Üzülerek, kahrolarak, bütün anılarımı Adana’da bırakarak 1964 yılında İstanbul’a gittim. Kısa zaman içinde orada da kendimi kanıtladım. Bu arada Hukuk Fakültesi’ne kaydımı yaptırdı. Yüzme otoritesi ve Yüzme Ajanı Ruhi Polisci ile bir karşılaştığımızda “Behçet sen gittin Adana yüzmesi geriledi” demişti.

Yüzme İhtisas Kulübü’nde ne gibi başarılar elde ettiniz ? Adana’dan kopmanıza değdi mi ?  Ayrıca kaç kez milli oldunuz ve hangi ülkelere gittiniz ?

Yüzme İhtisas Kulübü’ne gittiğim sezon, Almanya’ya giden takımımız ile Remscheid, Wuppertal, Bonn, ve Leverkusen kentlerinde düzenlenen yarışmalarda 100 metre sırt üstünde tek şampiyonluk getiren ve madalya kazanan sporcu oldum. Almanya’da 100 metre serbesti farklı günlerde 1.10.9, 1.10.5 ve 1.10.2 yüzerek Alman seyircileri hayran bıraktım. O yıl Burgazada’da yapılan Türkiye şampiyonasında 100 metre sırtüstünü 1.08.5’te yüzerek rakiplerime önemli fark attım. 2 yıl sonra Ankara’da İran ile ikili temas vardı.  100 metre sırtı 1.07’de yüzerek şampiyon oldum. Akdeniz oyunları, Balkan şampiyonaları, ve Hollanda da yapılan Avrupa Şampiyonası’na katıldım.

Sayın Kurtiç, yüzmeyi bıraktıktan sonra sanıyorum federasyonda, milli takımlarda,  Yüzme İhtisas ve diğer kulüplerde görevler aldınız. Bunlardan da söz eder misiniz ?

Vatan görevimi yaptıktan sonra döndüğüm Yüzme İhtisas Kulübü’nde hem erkek hem de bayan takımının baş antrenörü oldum. 2 yıllık dönemde hem kadın hem de erkek takımı şampiyon olmasını sağladım. 1977 yılında can dostum takım arkadaşım Tuncay Şenyüz’ün önermesi ve desteğiyle Fahiman Akdağ Federasyonu’nda yönetim kurulunda Sutopu Milli Takımı’ndan sorumlu yönetici oldum. Deneyimli antrenör İbrahim Sulu’ye tam yetki verdik. Uluslararası Sutopu Hakemlerinden Haluk Toygarlı, Tuncay Şenyüz ve Ahmet Güçlüoğlu’dan bir ekip oluşturdum.  5 yıllık plan yaparak takımı gençleştirdim. Bu sayede, 1981-82 sezonunda tarihimizde ilk kez sutopunda Balkan üçüncülüğünü kazandık.  Daha sonra Kınalıada sutopu takımını çalıştırdım. Hiç yenilgi almadan 2. Kümeden 1. kümeye çıkmasını sağladım. 1990 yılında Heybeliada takımından antrenörlük yaptım.  Galatasaray ile final oynatmayı başardım. 1995 yılında yeniden milli takımda göreve davet edildim. Genç Sutopu takımı Fransa’nın Dunkerk Kenti’nde 32 ülkenin katıldığı FINA Gençler Dünya Şampiyonası’nda Polonya, Meksika ve Kanada gibi güçlü rakipleri yendik. Almanya’ya yenilerek dünya 7. elde ettik. Büyükler sutopu milli takımı Çekoslovakya, ayrıca Romanya uluslararası turnuvada önemli başarılar sağladık. Daha sonra Kınalıada takımını tarihinde ilk kez Türkiye 3. olmasını sağladım ve bazı bana ters gelen davranışlar nedeniyle antrenörlüğü noktaladım.

Behçet hocam, daha sonra sanıyorum Antalya’nın Alanya ilçesine yerleştiniz. Burada mutlu musunuz ? Neler yapıyorsunuz ? 

Spor benim yaşam biçimi ve ayrılmaz bir parçası. Eşimin de isteği üzere 2002 yılında bu yana Alanya ilçesine yerleştim. Burada çok mutluyum.  Alanya’da çeşitli kamu kurumlarına ve spor kulüplerine gönüllü spor danışmanlığı yapıyorum. Ayrıca,  yerel gazetelerde sporla ilgili köşe yazmaktayım. 1976 yılından bu yana Avrupa Yüzme Birliği (LEN) ile Dünya Yüzme Birliği (FİNA) tarafından gerçekleştirilen “Masterler Yüzme Şampiyonası” üzülerek söylemek gerekirse bizim federasyonumuz 43 yıl aradan sonra masterlerde katılmayı uygun buldu. Adana Demirspor’un merhum Başkanı Bekir Çınar’ın desteğiyle iyi bir hazırlıktan sonra İspanya’nın  Cadız Kenti’nde düzenlenen 12. Avrupa Masterler şampiyonasında 27 rakip arasından 200 metre sırtüstünde 3.20’lik dereceyle 7. oldum. 2011’de Ukrayna’nın Yalta Kenti’nde yapılan Avrupa Yüzme Şampiyonası’nda yine güçlü rakiplere rağmen 200 metre sırtta 3. 14.70’lik dereceyle  Avrupa dördüncülüğü, 100 metre sırta da 1.30. 05’lik dereceyle Avrupa üçüncülüğü elde ettim.  2012 yılında İtalya’nın Riccione Kenti’nde yapılan FİNA Masterler Dünya Şampiyonası’nda 100 ve200 metre sırtta dünya 5. Kazandım.2015’te Tataristan’ın Kazan Kenti’nde yapılan dünya şampiyonasında 75 yaş üzerinde yarışta 100 metre sırttı 1.28. 78 derecemle dünya üçüncülüğünü elde ettim. Budapeşte’de sakatlığıma rağmen 4. elde ettim.  Manş Fatihi Erdal Acet’in bir sözü vardır. “Ya ölürük, ya da bu yarışı bitiririk” sözünden her zaman etkilenmişimdir. Bu yılın mayıs ayında OCEANMAN yarışında 3.tamamlayarak ödül kazandım.  Her kürsüye çıktığımda Demirspor’un atkısıyla fotoğraf veriyorum. 2020 yılında Budapeşte’de yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda kürsüye çıkmak için her gün 2 saat yüzme, ağırlık çalışması ve kültür fizik yapıyorum.

Sayın Kurtiç, sizin “Suya yazılanlar” adlı büyük ilgi gören kitabınız var. Ayrıca, ikinci kitap hazırlığı olduğunu da öğendim. Bunlardan söz eder misiniz ?

Adana Demirspor sevdası benimle ölünceye kadar mezara gidecek. “Suya Yazılanlar” kitabıma büyük uğraş verdim. Kendi spor yaşantımın yanı sıra ve başta Adanalı yüzücüler olmak üzere diğer yüzücülerin öykülerini anlattım. Kitapta başta efsane sporcu Muharrem Gülergin olmak üzere, Adanalı diğer rekortmen ve milli sporcuları, antrenörlükte ki başarılarımı, milli takımda kamp ve yarışları, Yüzme Federasyonu’ndaki görevlerini anlattım. İkinci kitabım da tamamlandı sayılır. Büyük ilgi göreceğine inanıyorum.

POLİSÇİ: “BEHÇET GİTTİ ADANA YÜZMESİ GERİLEDİ”

Yüzme Federasyonu Eski Yönetim Kurulu Üyesi ve İl Temsilcisi Ruhi Polisçi, Behçet Kurtiç’in İstanbul’a transfer olmasıyla Adana’da yüzme ve sutopunda gerileme başladığını belirterek şöyle konuştu:

“Behçet yüzme ve sutopunda çok başarılı olduğu gibi futbol, basketbol ve voleybolda sporun tüm branşlarında çok yetenekli birisiydi. Kardeşi Hasan’da iyi yüzerdi. Adana’dan ayrılmasını Muharrem ağabey ve ben de istemedik. Ancak, istikbali söz konusuydu. Hem Yüzme İhtisas Kulübü iyi fırsatlar sundu, hem de üniversite okuması için gerekli desteği verdi. Başarılı sporculuğun yanı sıra iyi de bir avukat oldu. Samimi söylemek gerekirse Behçet’in gitmesiyle Adana yüzme ve sutopunda önemli kayıplar yaşadı. Çünkü diğer sporculara model oluyordu. Ancak, Adanalı diğer sporculara da sahip çıkarak İstanbul’da iyi koşullarda spor yapmalarını sağladı.  Yolu açık olsun.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor