YÜZMEDEN KOPAMAYAN AVUKAT: ZEHRA AKARPINAR

HAZ IRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR

Zehra Akarpınar 1963 yılında Adana doğdu. İlkokulu Hayriye Kemal Kusun, orta ve liseyi ise Özel Yeni Kolej’de tamamladı. Okul dönemlerinde yüzme ve atletizm branşlarıyla yakından ilgilendi.

Özellikle yüzmeyi 7 yaşında milli yüzücü Nihat Erdem’den öğrendi.  İlk kulübü Adanaspor olan Zehra Akarpınar, daha sonra Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü’nde 1973-1980 yılları arasında serbest ve kurbağalama dalında Adana ve Türkiye genelinde önemli dereceler elde etti. Tenis Dağcılık Su Sporları Kulübü’nde antrenör Canan Bencan’ın büyük katkıları olmuştu.

Yüzmede bayan sporcu sayısı yetersiz olmasına rağmen kendine model olarak merhume Ayşe Sait ile Manş Denizini geçmesiyle tanınan Nesrin Olgun Aslan’ı model aldı. Özellikle o dönemin milli ve rekortmen yüzücüleri Ünsal Fikirci, Gürhan Bencan, Ayhan Karataş ve Erdal Acet ile diğer sporcuların antrenmanlarını izleyerek kendini geliştirdi.

4×100 metre serbest bayrak yarışında Türkiye rekoru kıran takım içinde yer alan Zehra Akarpınar,  daha sonraki yıllarda Tuncay Şenyüz, Kutal Özülkü, Ünsal Fikirci’nin desteğiyle maraton yüzmeye başladı. Seyhan Baraj Gölü’nde, KKTC’de gerçekleştirilen maratonların yanı sıra, özellikle masterlarda Ankara, İzmir, Bursa, Marmaris, Edirne ve başka illerde düzenlenen yarışmalarda önemli dereceler elde etmiştir.   

Yüzmede ki başarısının yanı sıra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan, daha sonra da Çukurova Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Zehra Akarpınar, arkadaşlarıyla ilişkileri, sosyal yönünün güçlü olması nedeniyle avukatlar arasında da sevilen ve saygı gören, mesleğinde de hayli başarılı olan birisidir.

Halen masterlarda yarışlara katılan Zehra Akarpınar hem Baro yönetiminde hem de Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü’nde yönetici olarak görev yapmıştır.

2 erkek çocuğunun da yüzücü olmasını sağlayan Akarpınar, sorularımızı şöyle yanıtladı.

Zehra hanım kendinizden söz eder misiniz ? Yüzmeye kaç yaşında başladınız ? Eğitiminiz nedir ?

1963 yılında Adana’da doğdum. O dönemlerde havuza giden kız yüzücü sayısı bir elin parmakları kadardı. Çağdaş bir aileye sahip olmam büyük şanstı. Kardeşim ile birlikte 7 yaşında Atatürk Yüzme Havuzu’na geldim.  Yüzmeyi rahmetli milli yüzücü, antrenör ve hakem Nihat Erdem’den öğrendim. İlk lisanslı kulübüm Adanaspor’du. Daha sonra Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü altında yarışlara katılmayı sürdürdüm.  Antrenörüm Canan Bencan’dan çıkış, dönüş, nefes alma, kol ve ayak koordinesi gibi dersler alarak derecemi geliştirdim. Adana ve Türkiye genelinde önemli dereceler elde ettim. Masterlarda halen büyük keyifle yarışmalara katılıyorum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Avukatlık mesleğimi sürdürmekteyim.

Sizin yüzdüğünüz dönemlerde Atatürk Yüzme Havuzu’nda ki dostluk, dayanışma nasıl dı? Milli ve rekortmen yüzücüler bayanların yüzmede gelişmesi için gerekli hassasiyeti gösteriyorlar mıydı?

1970 yılları başlarında yüzme ve sutopu milli takımının yarısı Adanalılardan oluşurdu. Bizler çok şanslıydık. Başta Ünsal Fikirci olmak üzere, Tuncay Şenyüz, Kutal Özülkü, Gürhan Bencan, Ayhan Karataş, Şahin Ciğer, Mustafa ve Erdal Acet kardeşler, bayan sporcuların gelişmeleri için çok katkıda bulunuyorlardı. Bizlere zaman ayırarak yüzmede ki eksiklerimizi gösteriyorlardı. Bizlerden önce Karataşspor’un kurucusu Ökkeş Koşkun’un kızı milli ve rekortmen sporcu Gülşen Koşkun, şimdiye kadar Adana’da yetişen en iyi bayan sporcu olarak gösterilir. Bizler de Manş Denizini Türkiye’de ilk geçen bayan yüzücü Nesrin Olgun Arslan’ı ve genç yaşta kaybettiğimiz Ayşe Sait’i kendimize model aldık. Havuzda mükemmel bir aile ortamı ve dostluk vardı. Her hafta sonu hediyeli yarışlar yapılırdı. Velilerimiz ve diğer büyüklerimiz baklava getirirlerdi. Yaşamım boyunca bunları unutamam.

Havuzda en iyi anlaştığınız ve birbirinize özellikle yüzme konusunda destek olduğunuz yakın arkadaşın kim di ?

Havuzda çok arkadaşım oldu. Ancak çok erken kaybettiğimiz Ayşe Sait’i asla unutamıyorum.  Ayşe Sayit o dönem Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü Başkanı Enis Sayıt’ın kızı idi. Çok yetenekli, bölgede Türkiye’de dereceleri olan çok başarılı bir yüzücüydü, çok yakın arkadaştık, aynı lisede okuduk. Azmi, çalışkanlığı, nezaketi, yetenekleriyle çok sevilen örnek bir dost ve başarılı bir yüzücüydü. benim en yakın arkadaşımdı, yüzmede bana çok iyi bir örnek olmuştur. Ayşe Sayıt’ın annesi olduğu gibi takımın hamisi olan Özgül Erkılıç antremanlarda, yarışmalarda, deplasmanlarda hep yanı başımızdaydı,  takım olarak beslenmemiz, uyku düzenimiz, sporcu disiplini içerisinde hareket etmemiz için yönlendirdi, destekledi, takımın başarılarında onun desteğini hep hissettik. Ayşe Sayıt ODTÜ elektrik Mühendisliğini kazandı, elektrik mühendisi oldu ancak onu çok erken yaşta kaybettik, onun kaybı bende derin iz bırakmıştır, ruhu şad olsun, bu vesileyle Ayşe’ye Alllah’tan rahmet diliyorum, Özgül teyzeme ve Ayşe’nin kardeşi Fatoş’a sabırlar diliyorum.

Çocuklarınız Gürbey ve İlbey’de iyi eğitim aldıkları gibi, yüzme yarışlarında da Adana ve Türkiye genelinde dereceler yaptılar. Onlardan söz eder misiniz ?

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olup avukatlık mesleğini sürdüren Gürbey ve Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi mezunu olup, Almanya’da master eğitimini tamamlamış ve orada yaşayan İlbey isimli iki çocuğunu da yüzme sporuna yönlendirmem sonucunda bölgede ve Türkiye’de dereceler almışlardır. Rahmetli babam Rifat Akarpınar, çok saygın bir işadamı olduğu gibi bizlerin her alanda iyi yetişmesini sağladı. Yüzme yarışlarımızı izleyerek destek verirdi. Kıbrıs maratonuna gelerek Ünsal Fikirci ile aynı sandalda yarışı takip etti. Mekanı cennet olsun. Her şeyimizi babama borçluyuz. Veliler spor alışkanlığı, bilincini ve kültürünü, sporun yararlarını çocuklarına küçük yaşlarda vermeleri gerekir. Spor sağlıklı gelişmelerini sağlar. Yeni arkadaşlar ve çevre edinmelerine sosyal olmalarına neden olur. Çocuklarımla gurur duyuyorum.

Yüzmeden bir türlü kopamıyorsunuz ? Halen masterlarda yarışmalara katılıyorsunuz ve bu konuda etrafınızı da etkiliyorsunuz. Özellikle 50’sindan sonra yarışmalara hazırlanmak ve katılmak nasıl bir duygu?

Yoğun iş tempoma rağmen, sağlığım için sporu asla ihmal etmiyorum. Stres ve gerginliği sporla gideriyorum. Mesleğim gereği Adana dışına çıktığımda konaklayacağım otelin havuzlu olanını tercih ediyorum. Davaya girmeden önce erken saatlerde havuza giriyorum veya gece dönünce sporumu yapıyorum. Halen masterlarda Üsküdar Su Sporları Kulübünde lisanslı sporcusuyum. Ankara, İzmir, Bursa, Marmaris ve Edirne’de düzenlenen Türkiye Masterlar Şampiyonalarında çeşitli rekorlar kırdım ve dereceler elde ettim. Adana’da 2018 yılında düzenlenen Seyhan Baraj gölü maratonunda birincilik aldım. Son 2 yıldır Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından düzenlenen “Samsung Uluslararası Kıtalararası Boğaziçi Maratonuna” katıldım. Kanlıca’dan, 6.5 kilometrelik Ortaköy’e 2 kıta geçerek yapılan yarışta akıntı, dalga ve soğuk deniz zor bir parkur. Bu yıl yapılan Boğaziçi maratonda 3. olmayı başardım.  Bir dönem Çukurova Üniversitesi Spor Kulübü’nde de antrenörlük yaptım.

Yüzmenin yanı sıra mesleğiniz avukatlıkta da hayli başarılısınız. Baroda ve diğer sivil toplum kuruluşlarında da görevler yaptınız. Bunları anlatır mısınız ?

Adana Tenis Dağcılık ve Su Sporları Kulübü Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini üstlendim. 2009-2012 döneminde kadın haklarına ilişkin toplumsal duyarlılığın oluşmasına katkı sağlamak amacıyla Adana Kent Konseyi Kadın Meclisi’nde ve spor komisyonunda görev yaptım.  Aynı zamanda AFS Öğrenci Değişim Programı Gönüllüleri Derneği üyesi olup yurt dışına öğrenci gönderme ve yurt dışından öğrenci konuk etme programında faaliyet göstermekte, gönüllü danışmanlık hizmeti verdim. 1992-1994 döneminde Adana Barosu Yönetim Kurulu üyeliği, 2002-2004 döneminde Adana Barosu Genel Sekreterliği görevini, 2012-2014 döneminde Adana Barosu Yönetim Kurulu üyeliği görevini üstlenmiş, görev yaptığı dönemlerde Çocuk Hakları Komisyonu ve Mevzuat İzleme Komisyonu ve Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler Komisyonu koordinatörü olarak görev icra ettim.

Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümünde Yüksek Lisans eğitimini tamamladım. Halen Çukurova Üniversitesi Tıbbi Etik Kurulunda hukukçu üyelik görevini sürdürmekteyim. Ayrıca, Bilim Teknoloji Üniversitesinde Turkish Commercial Law, Introduction To Law, Turkish Code of Obligations derslerinde görev almaktayım. Hukuk Uyuşmazlıklarında Uzman Arabuluculuk sertifikasına sahibim.

CANAN BENCAN: “ZEHRA DİSİPLİNLİ ÇALIŞKAN BİR YÜZÜCÜYDÜ”

Tenis Dağcılık ve Su Sporları Eski Antrenörü Canan Bencan, Zehra Akarpınar’ın disiplinli ve çalışkan bir yüzücü olduğunu, Adana ve Türkiye genelinde önemli dereceler elde ettiğini söyledi.

Canan Bencan, o dönemlerde bayan sporcu sayısının çok yetersiz olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Zehra küçük yaşlarda antrenman ve yarışmaları çok ciddiye alır ve kendini ona göre hazırlardı. Bu her sporcu için önemli bir konu. Zehra dinlenme, beslenme ve sağlığına da çok özen gösterirdi. Çok da ilgili bir ailesi vardı. O dönemlerde Zafer-Haydar, Erkan –Ayşe Tokyürekli, Cumhur, Nevzat, Serdar, Adnan, Nedim Sanrı gibi kardeş sporcular vardı. Zehra zaman zaman erkeklerle antrenman yaparak kendini sürekli geliştirdi. Zehra’nın bir önemli özelliği de söyleneni anında anlaması ve uygulamada başarılı olmasıydı. Zehra avukatlık mesleğinde de hayli başarılı. Ayrıca kibar, nezaketli birisi beni özel günlerde aramayı ihmal etmez. Yolu açık olsun.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor