ZAMLAR SİGARA İLE İÇKİ TÜKETİMİNİ ARTTIRMIŞ

Eminim, pek çoğunuz adını sanını daha önce duymadığınız sigara paketleriyle karşılaştınız. Bunların çok büyük kısmı tamamen kaçak yollarla geliyor ve belli yerlerde açıkça satılıyor. Müşterisi hayli fazla. Sordum, fiyatları bildiğimiz lisanslı-ruhsatlı sigaraların yarısı kadarmış.

Bu ne ki, bir de orada burada tütün tezgâhları kurulmuş. Türlü-çeşit tütünler tiryakilerin emrine sunulmuş.  Kocavezirde rastladığım satıcı Suriyeliydi. Sigara kâğıdı ile arzuladığı cins tütünü alanlar kendi sigaralarını kendileri sarıp tüttürürken, bu yolla ne kadar tasarruf yaptıklarını düşünüp keyfe keyif katıyorlar. Bir de teknolojik sunumla  karşılaştım. Tütüncü, el kadar bir makinede filtreli sigara hazırlıyor ve demetler halinde satıyor.

Yakın tanıdıklarımdan bir değil, üç değil, beş değil; daha fazlası bir süredir kaçak sigara kullanıyor. Tiryaki, bırakamıyor. İlan edilen fiyatlar da kesesinin izzet-i şerefine fena dokununca, çareyi kaçak sigarada bulmuş.

RESMİ TÜKETİM AZALMIŞ, AMA…

Bakarsanız, bilinen kayıtlara göre sigara tüketimi gelen her zamla biraz daha azalıyor. Toplum adına ne kadar güzel, değil mi!.. Duyup  gördüklerime bakınca gerçek hiç de görüldüğü gibi değil. Aksine, nasılsa ucuz olduğunu düşünüp eskisinden daha çok sigara yakıldığını söylersem pek yanılmam. Pekii, Devletin geliri gerçekten artıyor mu? Umarım öyledir;  fakat sanıyorum ki beklentilerin altında kalır bu artış.

İÇKİDE DE AYNI HAMAM AYNI TAS

Evimde hediye olarak gelmiş değişik içkiler var. Kaçırmam, ben de içerim… Yılda bir iki kez bütün çocuklarım ve torunlarımla buluştuğumuzda, su kata kata en çok bir duble rakıyı bir saat gibi kısa sürede deviririm ve, inanınmazsınız, sarhoş olmam. Geçenlerde bir markette tecessüs sonucu içki fiyatlarına baktım; bakmaz olaydım. O kadar yüksek, o kadar yüksek ki, içimden gelen güçlü bir ses “Hadi gel de içme şimdi!..” diye bas bas bağırdı.

Şimdi soralım… Bu muazzam zamlar ve tavanı delen fiyatlar tiryakilerin hepsini içkiden uzaklaştırdı mı? Hayır, vallahi de,  billâhi de hayır… Yine yakînen bildiğim dostlar kendi içkilerini kendileri üretiyor. Anasonlu rakı bile yapabiliyorlarmış. Şekerden votka üretimi hiç de zor değilmiş.

GORBAÇOVU ANIMSIYORUM

Bir dönem Sovyetler Birliği’ni yöneten Gorbaçov, içkinin topluma verdiği zararları dikkate alarak üretimi ile satışının yasakladı. Sen misin yasaklayan; çok değil, birkaç hafta içinde her aile şekerden “Arak” dedikleri içki üretimini öğrendi. Sovyetler Birliği dağılmadan önce Taşkent’te bu şekilde üretilmiş içki sunumlarıyla defalarca karşılaştım. İyiden iyiye kanıksanmıştı. Hatta o sunumlardan ikisi de devlet yetkilisi muhterem kişilerce yapılmıştı.

İRAN’DA İSTER İSTEMEZ İÇTİM

Hazreti(!) Humeyni ile İslâm Cumhuriyeti idaresine kavuşan İran’da içki üretimi de, satışı da, içilmesi de kesin yasak!.. Cezası çok ağır. Sallamaya kadar gidebiliyor.

O İdare altındayken, Tahran’ın orta yerinde bir lokantada ev yapımı içki sunulabiliyordu. Yasak, insanı kışkırtıyor mu, yoksa protesto güdüsünü mü harekete geçiriyor, bilemem; o lokantada ben de içtim. Nasılını merak etmişsinizdir, anlatayım. İkisi temsilcimiz, biri neciydi bilmem, dört kişi bir masaya oturduk. Yemeğe yeni başlamıştık, lokanta sahibi masaya beş altı kadar şişe koyarken “Kahverengi…” demiş. Şişeler, bir zamanlar Kızılay maden suyu şişeleri gibi koyu yeşil ve kahve renkli. Hesaba, üzüm suyu diye yazılıyor. Halbuki kahverengi olanlar resmen votka, ya da boğmaydı diyelim.

Yine bizzat tanık oldum; evlerde de içki üretiliyor ve tüketiliyor. Bizde fiyatlarla, orada emirlerle yasaklanmış olsa da, tiryaki yolunu bulup kafayı buluyor.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor