ZEYDAN KARALAR SÜRGÜNDE Mİ ?

Zeydan Karalar, girdiği her seçimi kazanan, halkın desteğini alan bir siyasetçidir.. Halkla bütünleşen bir siyaset adamı, halkın teveccühünü almış olmasına rağmen, bugün Silivri zindanında özgürlüğünden yoksun olarak tutulmaktadır.
Oysa , eğer suçu varsa, dedikoduya değil, belgelere ve tanıklara dayalı bir suç işlemiş ise elbette hukuki çerçeve içinde yargılanmalı, cezalandırılmalıdır. Bugüne kadar Zeydan Karalar’ın suç işlediğine ilişkin hiçbir somut belge bulunmamaktadır.
Kaldı ki suçlu olsa bile, sanık suç işlediği ilde yargılanır ve tutuklanır..
Zeydan Karalar Adana’da yaşayan Belediye Başkanlığı yapan, halkın desteğini alan birisidir. Eğer suç işlemiş ise neden doğup, büyüdüğü, hayata atıldığı memleketinde değil de Silivri’de tutukludur?
Bu sorunun cevabını aradık, soruşturduk ve hukuki olarak uygulamanın haksızlık olduğu gerçeği ile karşılaştık.
O gerçek yasa CMKNIN 12.MADDESİ hükümlerine göre şöyledir;
”Hangi yerdeki mahkemenin davaya bakacağını belirleyen kurala “yetki” denilmektedir. Kamu düzeninin bir gereği olan görev hususu her aşamada ve kendiliğinden gözetilirken, yetki de zaman açısından sınırlama getirilmiştir.
5271 sayılı CMK madde 12/1-2 bu konuda açık hüküm içermektedir. Bu hüküm, “Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. Teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir” demektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 12 maddesi, sadece yer bakımından yetki konusunu düzenlemektedir. Suçun işlendiği yer biliniyorsa, davaya bakma yetkisi suçun işlendiği yer mahkemesine aittir. “Suçun işlendiği yerden” maksat hareketin gerçekleştirildiği veya neticenin ortaya çıktığı yerdir. Bu durum, suçla bozulan kamu düzeninin yeniden kurulmasını, kanıtların kolaylıkla toplanmasını, cezanın etkili olmasını ve caydırıcılığı sağlayacaktır. Ayrıca, önemli suçlarda, suçun işlendiği yerde kamuoyunun duyarlılığı daha fazladır. Esasta Cumhuriyet savcısının, yer bakımından yetkili mahkeme önünde dava açması bir zorunluluktur. Bu maddeye göre de, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma yapmakla yetkili kılınmıştır. Bu nedenle yetkide ana kural, suçun işlendiği yerdir.
Bir anda işlenen (ani) suçlarda yetkinin belirlenmesinde herhangi bir sorun yoktur. Çünkü suçun işlendiği yer tektir ve o yer yetkilidir. Asıl sorun, işlenmesiyle hemen sona ermeyen ve bir süre daha süren (kesintisiz/mütemadi) suçlarda ortaya çıkmaktadır. Mütemadi suçlarda, sürekliliğin sona erdiği, kesintinin meydana geldiği yerin, suçun işlendiği yer olması, yetkili mahkemenin de buna göre belirlenmesi karşısında, kesintinin meydana geldiği yerin tespit edilmesi oldukça önem arz etmektedir.
Yetkisizlik kararına konu olan “silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak” suçu soyut tehlike suçu niteliğinde olup propaganda suçunu oluşturan hareketlerin gerçekleştirildiği yer suç yeri olarak kabul edilmektedir.
Yetkisizlik kararına konu olan “silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak” suçu 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardandır. 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 30’uncu maddesiyle 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 21 inci maddesinde değişiklik yapılarak, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar sebebiyle açılacak soruşturmaların, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmesi sağlanmıştır.
Söz konusu maddenin gerekçesinde de ayrıntıları belirtildiği üzere; “Çözümü uzmanlık gerektiren terör suçlarının soruşturmalarının, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu il merkezinde kurulu bulunan il Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından, daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi amaçlanmış, 5235 sayılı Kanunda yapılan düzenlemeyle il Cumhuriyet savcılarının, terör ve örgütlü suçlar bakımından bulundukları ilin mülki sınırları dahilinde her türlü soruşturma işlemini bizzat ve doğrudan yapmaya konusunda yetkilendirildikleri”, Görülmüştür.
Yukarıda belirtilen kanun hükümleri ve soruşturma dosyası kapsamında somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
Kimliği belirsiz şüpheli hakkında iddia edilen “silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunun 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına girmesi, 5235 sayılı Kanunun 21/4. maddesindeki düzenleme karşısında, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar nedeniyle açılacak soruşturmaların suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmesi gerektiği, bu kapsamda soruşturma işlemlerinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmesi gerektiği gözetilmeden, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının yetkili kılınmasına karar verilmesinde, İsabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.’’
Hak, Hukuk, Adalet böyle diyor..
Peki Zeydan Karalar için bu hüküm geçerli değil midir?
Bir başka soru da Adana Büyükşehir Belediye Başkanı, Türkiye Belediyeler Birliği Başkan Vekili Zeydan Karalar’a sürgün cezası mı verildi?