1 ARALIK 1921 GÜNÜ ŞANLI BAYRAĞIMIZ YERİNE GELDİ
Ankara Anlaşmasına göre yönetimi devralacak heyetimiz 30 Kasım günü Pozantı’dan trenle yola çıktı. Heyecan doruklardaydı. Arada bir o işkence dolu günleri anımsıyor, kahramanlarımızın inanılmaz başarılarından dem vururken sık sık da şehitlerimizin ruhu içi Fatiha okuyorlardı.
Heyeti oluşturan üyeleri sayalım:
Vali Serficeli Hilmi Bey, Belediye Reisi Dıblanzade Mehmet Fuat, Mektupçu Monşer Süleyman, Muhasebeci Maraşlı Tevfik, Maarif Müdürü Urfalı Refet, Sıhhat Müdürü Doktor Osman Hayri, Orman-Ziraat Müdür Vekili Adanalı Halil, Veteriner Müdürü Adil, Nafia (Bayındırlık) Müdürü Kozanlı Mühendis Suphi, Savcı Tevfik Fikret, Mahkeme Reisi İlhami, Emniyet Müdürü Halil, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Adına Suphi Paşa, Ahmet Remzi (Yüreğir), İbrahim Kethüda ve Halil (Savatlı).
İçi içine sığmayan delegeleri taşıyan katar şanlı bayraklarımızla gelincik tarlasına dönmüştü. Temsilcilerimiz, Ankara Anlaşmasından sonra dostane ilişki kurulan Fransızları rencide etmemek için Treni Şakir Paşa’da durdurdu. Katardaki bayrakları sökmeyi içlerine sindirememişler ve Adana’ya da bayrakla girmeyi nezakete aykırı bulmuşlardı. Çünkü bayrağımızın kent içinde göndere çekilme tarihi 1 Aralık olarak belirtilmişti. Şakirpaşa’dan otomobil ve arabalarla devam ettiler. Yol boyunca coşkusu adeta somutlaşmış halkımız delegeleri sevinç gösterileriyle alkışlıyordu.
Ertesi sabah, ezandan hemen sonra Vilayet önü birden bir dolmaya başladı. Çok geçmedi, iğne atılsa yere değmeyecek kadar yoğunlaşmış kalabalıktan sık sık alkışlar ve “Yaşa, var ol Mustafa Kemal Paşa!.. Yaşa var ol Sinan Paşa!..” sesleri semadan yankılanıyor gibiydi. Menil ve askerlerini Bucak’a getiren Hasan (Akıncı) komutasındaki manga selam resmini yaptı ve insan elinden çıktığına inanılamayacak kadar güçlü alkışlar adeta kentin her sokağına yayılıyor ve bu arada göndere çekilen bayrağımız da mutluluğunu ve gururunu ifade edercesine dalgalanarak yükseliyordu gönderde.
O gün kesilen kurbanların sayısını Allah bilir. Kentteki davulcuların hepsi heyecana heyecana katarcasına ahenkli havalarla sevinci renklendiriyordu. Yer yer halay çekenlerin kıvrak oyunlarıyla karşılaşılıyordu. Kadınların zılgıtı da bu muhteşem sevincin pişekarıydı sanki.
Memurlarımız görevlerini devraldılar. Okulların hepsi açıldı. Mustafa Kemal Paşa’dan gelen telgraf kulaktan kulağa Adana’nın her yanında duyulmuştu. Paşa, “Hareketiniz olgunluk sınırı içinde kalsın, ağırbaşlı olunuz. Memurlar görevlerinde dikkatli ve titiz olsun” şeklinde tavsiyelerde bulunmuştu. Paşa’nın isteğine tam olarak uyuldu. Sevinç sınırları aşılmadı.
YANDAŞLAR SIR OLDU ERMENİLER GÖÇ ETTİ
Fransız yönetiminin Valisi Bağdadizade Abdurrahman, Kemalistlerin azılı düşmanı softa Hafız Mahmut, Savcı Zihni ve Belediye Reisi Şeyh Galip oğlu Kemal Ermenilerle birlikte kaçmışlardı.
Fransız düdüğünün öttüğü zamanlarda Fransız Parası ile binlerce baskı yapıp uçaklarla dağıtılan Adana Postası için işgalciler ödeneği çoktan kesmişti. Gazete kapanmıştı. Fransızlar, sahibi İlhami’yi Suriye’nin Azaz kasabasına tayin etmişlerdi.
Adana’ya getirilen Ermenilerin bir kısmı zorunlu göç öncesinde Adana’da doğup büyüdükleri için memleketi terk etmek istememişlerdi. Zaten eski komşuları ve dostları ile çok iyi anlaşmaktaydılar. Ne var ki, komitacılar tehditle bunları da toplu olarak göçe mecbur ettiler. Yaşlı, hasta ve çoluk-çocuk dışında Ermeni kalmamış, mahalleleri boşalmıştı. Ferda Gazetesi 20 kasım 1921 günkü sayısında Adana’yı terk eden son parti Ermeni sayısının 49 bini aştığını yazmıştı.
Çeşitli kaynaklara göre, Ermenilerin 120 bini Suriye’ye, 30 bin kadarı da Kıbrıs ve İstanbul’a gitmişti.
SONRAKİ YAZI: İLK 5 OCAK BAYRAMI KUTLANIYOR