2019 NE DE ÇABUK ESKİYİVERDİ BAKALIM; 2020 NE KADAR DAYANIR

Aradan sadece 365 gün geçmiş… Bir de baktık Kİ 2019 eskimiş. Halbuki daha bir yıl önce yepyeniydi. Geldiği gün nasıl heyecanlanmış, ne kadar ümitlenmiştik. Heyhat, çürük çıktı ve 12’inci ayın sonunda tekaüde ayrıldı. Malum zamanın emeklisi yaşa takılmıyor.

Kafama takıldı; eski seneler daha uzundu galiba…

Felsefe yapmak haddimiz değil de, ileri yaşa gelince anlıyorum ki mutlu ve umutlu olduğumu anlar ne kadar sürüyorsa, o kadar yaşıyoruz. Yani, yaşam-zaman kavramları birbirini tamamlıyor.. Geriye baktığımızda, umutsuz, mutsuz, karamsar ve kötümser olduğumuz zamanların eksi hanesinde yer aldığını, “yaşam” kavramıyla örtüşmediğini görüyorum.

Böyle bakınca, bana göre, yıl çabucak eskimişse o yılın önemli bir kısmı kötü geçmiş demektir. O nedenle, “Çok daha mutlu ve çok daha huzurlu, adalete güven duyulan  eski yıllar daha dayanıklıydı, kolay kolay eskimiyordu” diyebiliyorum. Umalım ki, 2020 mutluluk, neşe, huzur ve bereket getiren süreçlerle uzasın, dayanıklı olsun, çabucak eskimesin. Mesela yıl içinde yapılacak bir genel seçim, senenin ömrüne ömür katar.

İTALYA’DA İMAL EDİLEN

YERLİ – MİLLİ ARABAMIZ

ADANA’YA GÖRE DEĞİL

Tekniğine ve teknolojisine asla laf söylemem de, söyletmem de. Zaten haddim de değil. Anlayanların anlattığına göre hem dizaynı, hem tekniği oldukça başarılı. Şarjını yap, 500 kilometre yolu rahatça tep.

Tipi de sempatik duran otomobil  ülkemizin ve dünyanın her yerinde rahatça kullanılır ama Adana’da büyük sorun olur.  Neden derseniz,  ne ülkemizde, ne de dünyanın başka yerinde Adana’daki kadar, hatta onun onda biri kadar elektrik kesintisi olmaz.

Ben yine de sivri bir fikirler çözüm bulmaya uğraştım ve şu icadı öneriyorum: Adana için TIR üzerinde çalışan jeneratörle mobil şarj sistemi kurulursa, evinde, işyerinde elektrik kesintisi sorunu yaşayan hemşerilerimiz için derman olabilir. Aksi takdirde, İtalya’da yapılan bu yerli ve milli arabamızı Adana’da kullanmak risk olur.

UNUTMADIKLARIM:

(Unutmadıklarım “Unutulmasın” diyerek ikinci kez ve ekleme yaparak sunuyorum.)

  • Adana Lezzet Festivali etkinliklerinin 300 metreli kebapla Guiness Rekorlar Kitabına girmesini,
  • Hüseyin Sözlü zamanında iflasa sürüklenmiş Büyükşehir Belediyesine nefes aldıracak kredi önerisinin meclis tarafından reddedilişini,
  • Ön araştırma sırasında hem İtalyan, hem de Amerikan firmaları tarafından hesaplanan 3,5 MW’lık elektrik enerji kapasitesine karşın, mevcut işletmecinin 11,2 MW gücünde santral kurması yüzünden Sofulu ve çevresinin kokudan bizar olduğunu ve buna karşın hala ilk şartnameye göre çalışılmadığını,
  • Aytaç Durak Başkan’ın haksız istemlerini şiddetle geri çevirdiği FETÖ kumpasıyla görevden alınmasından sonra gelen yönetimlerin eski bürokratları kovarak ya da küstürerek belediye hafızasını yok etmeleri yüzünden sele karşı duruşların çok zayıf kaldığını,
  • Durak Başkan zamanında vergi Sıralamasında itibarlı yer alan KOZA A.Ş.’nin sayısız ica dosyları üzerine kapanmasını ve perişan duruma düşürülen çalışanların alacaklarının hala ödenmemiş olmasını,
  • Adana’daki kadar hiçbir büyük kentte elektrik kesintisiyle karşılaşılmadığını ve bakım-onarım için yapılan programlı kesintilerin ne işe yaradığı sorusuna cevap bulamadığımı,
  • Hiçbir resmi kurum desteği olmadan ve yıllarca en ufak bir sorunla karşılaşılmamış olmasına karşın Dünya Rakı-Kebap Günü kutlamalarının ikinci kes yasaklanmasını,
  • Hüseyin Sözlü’nin iki kez temel atıp da dünyalar kadar para gömmesine rağmen nehre uzatamayıp kenti çirkinleştiren, üstelik neye yarayacağı belli olmayan Devlet Bahçeli Köprü macerasıyla verdiği büyük zararı,
  • Zeydan Karalar’ın bir  yerel gazetemizi göklere çıkarırkan diğer

tüm gazetelere hakaret etmiş olmasını, unutmadım ve unutmayacağım.

AKP 31 MART’TA ÇATLADI

23 HAZİRAN’DA DÖKÜLDÜ

23 Mart Seçimlerinde, devlet vasıtaları dahil, iktidarda olmanın tüm avantajlarını kullanmasına karşın gerileyen AKP, ülkenin en büyük kentlerindeki belediye başkanlıklarını kaybetti. Özellikle Ankara ve İstanbul’la şoka uğrayan AKP’liler, Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı seçimi “Hiçbir şey yoksa bile mutlaka bir şey olmuştur” benzeri iddialarla dayanarak Yüksek Seçim Kurulu’nu dilekçe yağmuruna tuttu.

Seçimler aynı gün, aynı yerde ve aynı koşullarda, aynı seçmenlerle yapılmış olmasına karşın, sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı için yenileme kararı alındı.

31 Haziran’da yenilenen seçimi, İmamoğlu bu kez 806 bin gibi ezici farkla alınca AKP büyük şok yaşadı. Kazanç beklediği yenileme kararı yüz seksen derece aleyhine dönmüştü. Bunun üzerine İmamoğlu’nu küçük düşürecek yeni söylemlere geçildi fakat her defasında İmamoğlu yerini daha da sağlamlaştırdı, halk nezdinde giderek güçlendi. İşin tuhaf tarafı, İmamoğlu sadece İstanbul’da değil, ülkenin her yanında sempati topladı, ilerisi için umut ışığı kabul edilmeye başlandı. Siyasetten anlayanlara göre, 31 Mart’taki kayıplarıyla çatlayan AKP, 23 Haziran şokuyla dökülmeye başladı.

Ahmet oğlu ve Ali Babacan hareketleri, yakın gelecekte döküntünün ağılımı olarak yorumlanabilir.

FOTO ALTI

UNUTAMADIM VE UNUTMAYACAĞIM : Hüseyin Sözlü’nün göreve geldikten kısa süre sonra ve uzunca bir aradan sonra bir kere daha temelini atıp da nehre uzatamadığı köprü teşebbüsünün durumu. Neye yarayacağı bile belli olmayan bu gereksiz gayretkeşliğe dünya kadar para harcanmamış olsaydı, Zeydan Karalar personel maaşlarında bu kadar zorlanmamış olurdu.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor