Adana’nın Ceyhan Ceyhan ilçesinde 23 Eylül 1978 yılında doğdu. İlkokul, Ortaokul ve Lise eğitimlerini Ceyhan’da tamamladı. Ardından Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Otomotiv Bölümü’nden mezun oldu ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü’nü de bitirdi.
2006 yılında Biz kaç kişiyiz Sivil Toplum Platformu kurucusu ve İstanbul İl Başkanlığını yürüttü. Dört büyük Cumhuriyet Mitingi’ni düzenledi, 3 Hukuka Saygı, 7 Teröre Lanet, 22 Sokak yürüyüşü, 1274 salon toplantısı, 5 Türkiye Forumu’nu da düzenleyenlerdendir. Memleket Sevdalıları Derneği kuruculuğunu yapmış ve 3 dönem Genel Başkanlığı görevinde de bulunmuş. 2008 yılında Ergenekon davasında gözaltına alınmış ve 7 yıl 3 ay cezaya çarptırılmış.
Son yıllarda kamu kurumlarındaki usulsüzlük iddiaları ile ilgili yazılmış Şaki – İlk Defa Yayımlanan Sayıştay Belgeleri isimli kitabı ve Sarmal adlı kitabı yayımlanmış.
Halen Yeniçağ Gazetesi’nde yazar olarak çalışmaktadır. Daha önce Medya Siyaset ve Oda TV bünyesinde de yer almış ve yazılar yazmış. 27. dönem İYİ Parti İstanbul Milletvekili Adayı olarak seçime girmiş.
Tanıdınız mı bu kişiyi..
Adanalı bir gazeteci Murat Ağırel..
43 yaşında yolsuzlukları yazdığı için cezaevine giren, ancak yolsuzlukları yazan yüreklice üzerine giden bir Çukurovalı..
Murat Ağırel, Silivri Cezaevinde tutukluyken, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’e gönderdiği mektupta “Sizin nezdinizde tüm Basın Konseyi’ni esaretten özgürce selamlarım” ifadelerine yer verdi.
Murat Ağırel, Pınar Türenç’e gönderdiği mektupta şöyle diyor;
“Değerli Başkanım,
Hiç merak etmeyin ben gayet iyiyim. Eskisinden daha güçlü, daha inançlıyım.
Yedi direkli çadırlarda doğan, omuzlarında uzun selfeler, ellerinde uzun mısrî kılıçlar ve temreni çelik kargılar olan, aşılmaz dağları aşan, gidilmez yolları giden, konuğunun ayağına diz boyu halılar seren, güneşin yüz bin parçaya bölündüğü toprağın çocuğuyum ben.
Beni, iki üç metrekarelik odaya hapsedip susturacağını, korkutacağını, alıştıracağını sananlara o fırsatı vermem.
Benim sözüm var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini koruyacağıma, fakir fukaranın, yetimin hakkını koruyacağıma dair sözüm var. Ne hapsettikleri iki-üç metrekarelik odalar, ne taktıkları kelepçeler beni yolumdan döndüremez. İnancımı, irademi kıramaz.
‘Yeneceğiz….
Bu karanlıkları, bu tutsaklıkları yeneceğiz, ellerimizdeki kelepçeleri söküp atacağız, diz çökmeyeceğiz, yenilmeyeceğiz….’
Sizin nezdinizde tüm Basın Konseyi’ni esaretten özgürce selamlarım.
Murat Ağırel
Silivri 9 Nolu Cezaevi”
Önceki akşam Halk TV’de izledik Murat Ağırel’i..
Yine yürekli, yine inançlı..
Yine iddialı bir gazeteci..
Yerden yere vurdu Melih Gökçek ve oğlunu..
Yolsuzlukların kitabını yazan adam, iddialara meydan okudu, “Gelsinler tartışalım” dedi, HODRİ MEYDAN çekti..
Karşı taraftan ses gelmedi, suskunluk hakim oldu..
Bravo Murat Ağırel, Bravo Barış Pehlivanoğlu..B rovo Barış Terkoğlu…
”Duymadım, görmedim, bilmiyorum” diyerek üç maymunları oynamayan, duyan, gören ve bilen, bildiklerini halkla paylaşan gerçek gazeteciler, hepinize candan teşekkür ederken, şakkadan şu haber ajanslarda yer aldı;
Parsel Parsel isimli kitabında görevinden alınan Melih Gökçek’le ilgili yolsuzluk iddialarını yazan Yeniçağ yazarı gazeteci Murat Ağırel, ölüm tehditleri aldığını açıkladı.
Sosyal medyada yapılan tehditkar paylaşımlarda Murat Ağırel’e, ”Kurtuluşun yok” , ”Kökünü kazıyacağız” şeklinde ifadelere yer verildi.
Cumhuriyet Savcılarına, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’ya ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e seslenen Ağırel, “Çocuklarımın,ailemin başına bir şey gelir ise tek sorumlusu günlerdir beni trollerine hedef gösteren,gazetemi arayarak tehdit ettiren Osman Gökçek ve Melih Gökçek’tir” dedi.
Gazetecilik işte böyle bir meslek..
Dayak yersiniz, iftiraya uğrarsınız, hatta öldürülürsünüz..
Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Kamil Başaran, Çetin Emeç, Turan Dursun, Ahmet Taner Kışlalı ve diğerleri gibi..
Yani gazeteci olmak ölümü göze almaktır ve mangal gibi yürekli olmaktır.
