R.T. ERDOĞAN’I DA TARİHE BIRAKACAK
Uluslararası şeffaflık örgütünün son araştırmasına göre zengini, fakiri bütün ülkelerde halkların yakındığı en önemli sorun, “Yolsuzluk” muş. Araştırmanın yöneticisi, ülkesindeki yolsuzluklar dolayısıyla en az rahatsızlık belirten halkın, Amerikalılar olduğunu söylüyor. Amerikalıların %62’si ülkesinde yolsuzluk olduğunu belirtiyor, ancak bundan yararının azaldığını ve o nedenle şikâyetçi olduğunu belirtenlerin oranı ise % 46’dır.
Bu örgütün belirttiğine göre Türkiye’de yolsuzluk olduğu inancını belirtenlerin oranı %94’dür. Kendi hakkının çalındığını ve şikâyetçi olduğunu söyleyenlerin oranı ise %92’nin üzerindedir. İlginçtir, Japon halkının da %96’si yolsuzluktan şikâyetçi.
Bu sonuçlar ülkemizin acı gerçeği, ancak halk adına sevindirici. Özellikle iş ve aş bölüşümü konusunda partizanlık yüzünden karşılaştıkları yolsuzluklara karşı yükselen bilinç örgütlü tepkinin, önceki yıllara göre çok hızlı arttığı görülüyor.
Bunun iki nedeni var:
Birincisi, son yirmi yılda yetişen genç kuşaklar çok daha özgür ve cesur düşünebiliyor ve açıklıyor. Üstelik genç nüfusun %30’una yakın en etkin kesimini bu kuşak oluşturuyor. İkincisi ise halkın kendisini, siyasal ideolojilerden ve bunun beynindeki baskısından büyük oranda sıyırdığı anlaşılıyor. Elbette, bireysellik arttıkça toplumsal sorumluluk bilinci azalsa da, kişi özel yararına karsı ve kendisine yapılan haksız ve adaletsiz tutum ve tavırlara daha sert tepki gösterebiliyor.
Halk maddi hesaplar ve yararlar konusunda eskiye oranla daha çabuk ve somut dayanışma gösteriyor. Sınıfsal ayrılığa dayanan siyasal kavgalar zamanla çok zayıfladığı için, maddi yarar dayanışması daha kolay sağlanıyor.
Sendikaların üye sayısını, gücünü ve etkinliğini yitirmesine karşın, sivil toplum örgütlerinin gelişmesi ve etkinliğinin hızla artması, Devlet ve Politika gibi Kurumların karşısında daha geniş bir halk kesimi, hakkını aramakta ve almaktadır.
Bütün bunlar aslında demokrasinin özellikle Tek Adamlık sistemine karşın çok ciddi yol aldığını gösteriyor. Elbette bilim ve iletişim sayesinde uygar dünya ile hızlanan Kuramsal ve Kurumsal gelişmelerin pay vardır. Toplumun ekonomik ve o nedenle gelişen bilinç düzeyi ve gücü, gelişmenin asıl nedeni olmadıkça; Ülke Demokrasiye, Birey Özgürlüğüne tam anlamı ile kavuşamaz.
Bu anket gösteriyor ki, ‘Türkiye Treni’ çağdaş, laik, demokrat bir toplum olmaya doğru her engele karşın yol alıyor. Türk halkı kentleştikçe, gençleştikçe, kendine güveni artıyor, her bakımdan zenginleşiyor. Toplum Erbakan’ı, Demirel’i, Ecevit’i tarihe olumlu bıraktığı gibi, Erdoğan’ı da olumsuz da olsa bırakacak.