AKİF AKAY’A SORUYORUZ NEDEN İPTAL ETTİNİZ?

Adana’da yakalanan uyuşturucu, kaçak  alkoller ile ilgili haberlere şöyle bir baktım.. Saymakla bitmiyor.. Ölenlere baktım, saymakla bitmiyor.. Yakalananlara baktım saymakla bitmiyor..

Yani, Adana uyuşturucu ve kaçak alkol batağından çıkamıyor..

Ne kadar operasyon yaparsanız yapın, önü alınamıyor..

Bakın son bir operasyon daha yapıldı.. Havadan Drone ile karadan polis.. 17 kişi gözaltına alındı..

Sorgulamaları sürüyor, muhtemelen bugün adliyeye sevkedilecekler..

Bakın bir uyuşturucu nasıl anlatıyor bağımlılığını;

“Kendimi bağımlı olarak görmüyordum. Bağımlılık görüntüsü kafamda çok farklı bir yere sahipti. Köprü altlarında yaşayan, evi barkı olmayan, devamlı cezaevine girmiş çıkmış insanlar bağımlıydı. Kendi hayatıma baktığımda, ailemin ekonomik durumu yerindeydi. Kendi iş yerlerimiz vardı. İstanbul Üniversitesi 4 yıllık işletme mezunuyum. Yıllarca kendimi kandırdım. ‘Bunlara sahipsem bağımlı değilim.’ diye düşünüyordum.”

  Bir başkası nasıl bağımlı olduğunu şöyle anlatıyor;

“En son erkek kardeşimle beraber iğne yapmaya başladım. Ailem bunu fark ettiğinde, asker kaçağı olduğum için beni şikayet ederek, yakalattılar. Askeri hastaneye sevk ettiklerinde ‘Sana yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Bu şekilde seni alamayız, tedavi ettiremeyiz.’ dediler. Çünkü kollarım artık iyice şişmişti. İğne yapacak yerim kalmamıştı.”

Bitti mi? Bitmedi.. Bir kişiyi daha dinleyelim ve geldiğimiz noktayı görelim;

“Evdekilerden para istemek için huzursuzluk çıkarıyordum. Para vermedikleri zaman camı kapıyı indiriyordum. Tartışıyordum. Komşular şikayet ettiği için eve sürekli polis geliyordu. Sonra babam, ‘Bu böyle olmayacak. Git dışarıda ne yapmak istiyorsan kendi başına yap. Benim evimde ölmene izin veremem.’ dedi. 2,5-3 ay sokakta kendi başıma kaldım. Tabii hırsızlık yapmak zorunda kaldım. Param yok, kalacak yerim yok. İçmek zorunda olduğum bir şey var. Çünkü bağımlıyım. Hırsızlık da bir yere kadardı. Ufak tefek ayakçılık yapmaya başladım. Paket satmaya, torbacılık yapmaya başladım. Polisle bayağı sıkıntılarım oldu. Son geldiğim noktada artık iğneye geçtim. Kokteyl falan vurmaya başladım. Yürüyemeyecek hale geldim. Babam sonra polis sayesinde beni buldu. Eve götürdüler. ‘Tedavi olmak istiyor musun?’ diye tekrardan sordular. Bir işlem yapılmadı. Bir daha ceza alırsam cezaevine girmek zorunda kalabilirdim. Babam ‘Ya bırak ya da git bu şekilde devam et. Eve gelme.’ dedi. Ben de zaten bitmiş bir haldeydim. Baktım olmuyor AYBUDER’e geldim. Burada da kendimle yüzleştim. 6 aydan beri buradayım. 6 aydır temizim.”

Şimdi Seyhan Belediye Başkanı sayın Akif Akay’a soruyoruz;

Neden Uyuşturucu Rehabitasyon Merkezi’ni iptal ettiniz?

Adana’da böyle bir merkeze ihtiyaç yok mu?

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor