BAŞIN SAĞOLSUN FATİH, NUR İÇİNDE YAT TALAT ABİ

“Nerede olursa olsun, yurt içinde, yurt dışında; istisnasız her cuma ve her maçtan önce mutlaka babamı arayıp, annemle birlikte dualarını talep eder ve onların gönlünü alırdım şimdi ben babam için dua ediyorum”

Böyle diyordu Fatih Terim, gözleri ağlamaktan kızarmış halde.

Kolay mı!.. Öyle bir babaydı ki Talat Terim, kendi halinde yaşayan, oğlunun şöhretinden gurur duyan ama hep mütevazı olan tam bir Adanalı..

 1924 doğumluydu, 94 yaşına basmıştı.. Ayağından engelli olmasına rağmen, Adana sokaklarını dolaşırdı koltuğundaki bastonuylu.. Çok dostu vardı, az gülerdi ama çok sevilirdi..

Bekleniyordu acı son..

Dün kaybettik Talat Terim’i.. Türkiye’ye öyle bir evlat yetiştirdi ki, Türkiye’yi ve Adana’yı dünyaya tanıtan bir Fatih Terim..

Başın sağolsun Fatih.. Sen futbolcu ben gazeteci, sen teknik adam ben gazeteciliğe devam, hayat devam ediyor.. Çok üzgünüz, babanı, Talat abiyi, değerli bir insanı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz.

Başın sağolsun sevgili kardeşim. Mekanın cennet olsun Talat abi.. Gözün arkada kalmadı, huzur içinde uyu.

………………

YENİ TÜRKİYE, BİR HASTANE BİR HASTA VE HASTA YAKINLARI

Tarih 15 Ocak saat 06.. Yer Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi. K.H adlı bir hasta MAVİ kod adıyla müşahade altına alındı..

Sonra mı? Sonrasını polis tutanağından öğrenelim;

“Enfeksiyon Hastalıkları servisinde H. K. isimli hastaya saat 06:00’da mavi kod verilmiştir. Mavi kod ekibinin müdahalesi sırasında hasta yakınları dışarı çıkarılamamıştır. Hasta yakınları hastaya müdahale edilmesini reddetmişlerdir. Bu müdahalenin yasal zorunluluk olduğu hasta yakınlarına anlatılmasına rağmen hasta yakınları sürekli sözle çalışanları taciz etmeye devam etmişlerdir.

Başı açık hemşirelerin hastalarına müdahale etmemesi gerektiğini söyleyip, bu yüzden meleklerin içeri girememesinden sorumlu olarak başı açık olan kişileri sorumlu tutmuşlardır. Entübe olan hastaya zorla zemzem suyu içirmeye çalışıp hastanın aspire etmesine sebep oldular. Hasta ambulanırken çok uğraşmamamızı hastalarına eziyet ettiğimizi ve artık bırakmamız gerektiğini söylediler. Hastanın entübasyon tüpünün çekilmesini, hemşirenin elindeki ambuyu yavaşlatmasını, müdahalede olan doktor hanımdan hastanın fişini çekmesini talep ettiler.”

  Saat 07:30 civarında Hasta yakınlarına odada bulunmalarının doğru olmadığını anlatmaya çalıştılar. Hasta yakını bu sırada bizim yanımızda başka yakınlarını arayıp hastanın selasını vermeleri için talimatlar verdi. Biz hastaya müdahale ederken hastanın üzerine anahtar koydular. Hasta odasından çıkmaları konusunda ısrar edildikçe daha saldırgan davranmaya başladılar. Bizi onların dini vecibelerini yerine getirmelerine engel olmakla suçladılar. Biz müdahale etmeyecekmişiz onlar da başında dua okuyup bekleyeceklermiş. İstekleri sürekli aynı doğrultuda ve çalışanlara engel olacak şekilde devam etmiştir.

Hastane polisinin uyarılarını da dinlemediklerinde polis tarafından destek çağırılıp gelen destek ekiple beraber hasta yakınları uzun uğraşlar sonucunda zorla dışarı çıkarılmışlardır. Hasta yakınları dışarı çıkarken çalışanlara beddua ve hakaret yağdırmışlardır. Hasta saat 10:35’de hastanemiz yoğun bakımında yer olmadığı için Özel Avrasya Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesine entübe olarak transfer edilmiştir.”

Burası Türkiye ve geldiğimiz nokta.. Başka söze gerek yok. Yukarıdaki durum geldiğimiz ve getirildiğimiz durumdur.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor