BİRAZ DAHA AHMET SUNUSİ YAZACAĞIZ
Atatürk’ün 15 Mart 1923 tarihli Adana Gezisi fotoğraflarında gördüğümüz beyaz örtülere bürünmüş kişinin Şeyh Ahmet Sunusi olduğunu dün yazmıştık. Demiştik ki, İtalyanların Libya’yı müstemleke atılımı 1911’de başladı ve Mustafa Kemal de gizli yollardan Gazete Muhabiri kimliğiyle Trablusgarb’a geldiğinde kendini karşılayan önemli kişlerden biriydi. Dünkü yazıyı, Sunusi’nin Mustafa Keml Paşa’dan görev istemesi üzerine Ulu Önder’in cevabi davet mektubunu satır satır vermiştik.
Şeyh Ahmet Sunusi 15 Kasım 1920’de Ankara’ya gelir gelmez Mustafa Kemal Paşa Meclis’te konuşma yapmasını istedi.Sunusi, özetle söylemek gerekirse, şöyle konuştu; “İslamiyetin yok olmasının muhakkak görüleceği bir halin meydana çıkması üzerine Müslümanların ümitleri kesildiği bir sırada Mustafa Kemal Paşa Hazretleri, arkadaşlarıyla beraber din uğruna savaşmaya başladılar. Ve siz de beraber savaştınız, cihat ettiniz. Bu hizmet bütün İslam aleminin devamına, İslam aleminin kurtuluşuna ait mukaddes bir vazifedir”.
Ardından, Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı konuşmanın önemli bazı bölümleri şunlardı: “Sunusi teşkilatı diğer teşkilatlar gibi sadece bir tarikat değildir; bu tarikat insanlığı İslamiyetin saadet yolunda yürütmeye yönelik esaslı bir teşkilattır. Bu gece huzurlarıyla müşerref olduğumuz zat, İslam aleminde büyük bir esasa dayanan mukaddes bir teşkilatın başında bulunan yüce bir zattır. (…) Dolayısıyla bundan sonra kendilerinin İslam alemine yapacakları hizmetler, şimdiye kadar olan hizmetlerini taçlandıracaktır. Ve bu sayede Türkiye devletinin, bütün İslam cihanının dayanak merkezi olan Türkiye devletinin de sağlamlaştırılmasına hizmet etmiş olacaklardır. Seyid Ahmet Şerif Sünusi Hazretlerinin gelecekteki hizmetlerine şimdiden gerek şahsım ve gerek TBMM namına teşekkür arz eylerim.”
Atatürk,
Sunusi’den beklediklerini esas olarak şöyle söylemişti:
1. İslam dünyasındaki antiemperyalist hareketleri Ankara’nın etkisi
altına almak.
2. Arap-İslam dünyasında, özellikle de Irak ve Suriye’de Hilafet
propagandası yaparak bölgedeki Müslüman Arapları İngiltere ve Fransa’ya karşı
harekete geçirmek.
3. Türkiye içinde, Doğu ve Güneydoğu’da, ulusal harekete katılımı
arttırmak ve ayrılıkçı Kürtçü propagandasına, karşı propagandayla yanıt
vermek.
Atatürk, eğitimsiz Anadolu halkının ulusal mücadeleye güvenmeleri ve
katılmalarını çok önemsiyordu. Örneğin,
en yakınlarından Celal Bey’i (Bayar) Ege Bölgesini adım adım dolaşıp camilerde
Galip Hoca ismiyle vaaz vermesi için görevlendirmişti. Celal Bayar’ın Galip
Hoca hüviyetiyle yaptığı ateşli konuşmaların etkisi büyük olmuştu. Paşa,
şimdi benzer bir gayreti Sunusi’den bekliyordu.
Şeyhin Ankara, Konya, Sivas, Elazığ üzerinden, Urfa ve
Diyarbakır’a, sonra Mardin’e,orada da Musul’a kadar gitti. Gerçi daha kendi
gelmeden “Şeyh Sünusi Hazretlerinin
geçtiği toprağı düşman istila etmezmiş” sözü büyük etki yaratmaya yetmişti.
Sunusi de, ünlü süyasını anlatıyordu. Rüyayı dün vermiştim fakat sonrada
eriştiğim kaynaklar, şeyhin şu şekilde anlattığını söylüyor: “Rüyamda Hz. Muhammed’i gördüm. Sağ
elimi uzattım, Peygamber efendimiz elimi sol eliyle sıktı. “Neden sağ elini
uzatmadın?” diye sordum.
Hz. Muhammed, bu soruya “Sağ elimi Anadolu’da Mustafa Kemal’e uzattım” diye
cevap verdi.”