BU “AYIP”TA BİZE YETER!

Oxford Üniversitesi Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü, 37 ülkede yapılan bir anketin raporunu yayımladı. Türkiye, 37 ülke arasında yalan/yanıltıcı haber konusunda  %49 ile birinci sırada.

Bu raporun doğruluğu, günümüzde inandırıcı şekilde ortaya konulmuş, gazetecilik mesleğinin yerlerde süründüğünün kanıtı olarakta Hürriyet  Gazetesi ile CNN Türk’ün yayım politikası örnek gösterilir duruma gelmiştir.

Sezai Temelli’nin “Mansur Yavaş bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP’lileri yok sayarak, Kürtleri yok sayarak, Ankaralıları yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür. Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt’ün oyuyla seçilmiştir. Kürtlere rağmen siyaset yapamayacağını bilecektir” şeklindeki sözlerin aslında bir montaj olduğu ortaya çıkmıştır. Yalana rağmen, Hürriyet’in  “HDP Eş Genel Başkanı Temelli’den açık açık itiraf ve tehdit: İstanbul-Ankara’yı İmamoğlu ile Yavaş değil HDP yönetecek” ifadelerinde ısrar etmesi skandal ötesi bir durumdur.

HDP Eş Genel Başkanı’nın söylemediği sözleri montajlayarak, Ankara ve İstanbul Belediyelerinin kendileri tarafından yönetileceğini söylediğini iddia etmesi, yalanlanmasına rağmen özür dilenmemesi de okura saygısızlık, gazetecilik mesleğine vurulan en büyük darbe olarak değerlendirilmelidir.

Bakın, Doğan Grubu’ndan Demirören Holding’e geçen Hürriyet Gazetesi’nin okur temsilcisisi olan ve daha sonra görevine son verilen Faruk Bildirici, gelişmeri nasıl değerlendiyor;

“70 yıllık Hürriyet Gazetesi’nin inanılırlığını, güvenilirliğini yıktılar geçtiler. Bundan sonra tiraj daha da düşecek. Yok edecekler, çünkü ceplerinden para çıkmadı. Ziraat Bankası’ndan paralar alındı ve bu ülkenin kaynakları o iş için kullanıldı. Bundan sonra ne olacak derseniz korkarım ki bu tarz şeyleri bundan sonra daha çok göreceğiz. Temelli’nin söylemediği sözleri 2 gün boyunca manşette tuttular bu yalanda ısrar ettiler. Bu gazetecilik olamaz.

Sezai Temelli haberi bir ilk değil. Son 10 gündür bu haber sürekli pompalanıyor. Mansur Yavaş örneğinde de gördüğümüz gibi tek sesli bir medya ortaya çıktı. Tüm bunları alt alta topladığımızda gösteriyor ki bu haberler belirli bir yerden geliyor. Hatta yanlış hatırlamıyorsam ajans mahreci de yoktu. Ayrıca günlerdir konuşulan Sezai Temelli haberi Milliyet, Posta, CNN Türk gibi diğer Demirören mecralarında da aynı şekilde yer aldı. Bu demek oluyor ki bu haber üst yönetimden geldi. Üst yönetime nereden geldi paket halinde bir yerlerden geldi. Editörler yazmadı herhaldi. Baştan beri söylüyorum bir kampanyanın aleti haline geldi. Ayrıca bahsedilen haber de gerçek değil. Gazeteci bir gerçeğin parçası olur. Tam tersi gerçeğin deforme edilmiş hali sunuluyor. Ve tamamen provokatif bir başlık koyuluyor. İtiraf ve tehdit başlığıyla veriyorsunuz, itiraf nerde tehdit nerde. HDP Eş Genel Başkanı’nın dediği şey bizim seçmenimizi yok saymayın. Burada ne ittifak meselesi var ne biz yöneteceğiz lafı var. Burada amaçladıkları şey iktidara yardımcı olmak. Tabi bunlardan sonra okuyucudan çok ciddi tepki verdi. Üstelik haberi 2 gün boyunca manşette tuttular bu yalanda ısrar ettiler. Bu gazetecilik olamaz. 70 yıllık Hürriyet Gazetesi’nin inanılırlığını, güvenilirliğini yıktılar geçtiler. Bundan sonra tiraj daha da düşecek. Yok edecekler, çünkü ceplerinden para çıkmadı. Ziraat Bankası’ndan paralar alındı ve bu ülkenin kaynakları o iş için kullanıldı. Bundan sonra ne olacak derseniz korkarım ki bu tarz şeyleri bundan sonra daha çok göreceğiz.”

Sadece Faruk Bildirici mi tepki gösteriyor? Türkiye’de kitleler halinde tepki var Türk basının düştüğü, ya da düşürüldüğü duruma..

CHP’nin ABD Temsilcisi Yurter Özcan da, CNN Genel Merkez Yönetici Ekibi’ne gönderdiği mektupta tepkisini özetle şöyle dile getiriyor;

“Sizlerden CNN Türk ile ilgili soruşturma başlatmanızı talep ediyorum. Soruşturmanız sırasında temel gazetecilik prensiplerinin çiğnendiği ve AKP rejimini desteklemek amacıyla yalan haberler yapıldığını görmeniz sonucunda, bu kanalın CNN adını kullanma hakkının elinden alınacağından eminim.”

Yani Türk basını bu hale düşürüldü. Hangi hale derseniz, hemen söyleyelim;

Yalan ve yanıltıcı haber konusunda 37 Avrupa ülkesi arasında birinci sıradayız.

Bu ayıpta bize yeter!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor