CHP’NİN SAHİBİ KİMLERDİR

Elbetde parti örgütüne yıllarını veren, Atatürk ilkelerine inanmış, her seçim yenilgisinde içi yanan örgüt emekçileri bu tasnifin dışındadır.

Zaten onlar doğruları söyledikleri için genel merkez ve rögütdeki uzantıları tarafından dışlanmışlardır. CHP’yi CHP’lilere teslim etme mücadelesi elbetde onlarla yapılacaktır.

Kimse CHP’den büyük değildir. Büyük olan Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’dir.

Sıfatı ve makamı ne olursa olsun, kimse partinin sahibi değildir. Kaldı ki onlar bu sıfatlara CHP sayesinde ulaşmışlardır.

Partinin sahibi, Atatürk ilkelerine yürekten bağlı, çağdaş, laik, bağımsız ve demokratik bir Türkiye özlemiyle ve özveriyle, her seçim hiçbir karşılık beklemeden sandıklara koşan CHP seçmenidir.

CHP’nin başarısı için yanıp tutuşan, her yenilgi sonrası yüreği burkulan ve bu kötü yazgıdan kurtulmak isteyen milyonlardır!..

Emin olalım ki bu milyonlar Kılıçdaroğlu, Tanrıkulu, Bekaroğlu, Erdoğan Toprak, Asansörcü Tuncay Özkan gibi değil, bizler gibi düşünmektedir.

En büyük müttefikimiz onlardır. AKP’den ihale peşined koşanlarla, kaçak sarayda inşaat yapanlarla müttefik olma şansımız olabilir mi?

Hedefimiz o milyonlara ulaşarak, sesimizi onlara duyurarak paritnin gerçek sahipleri onların desteğini alarak CHP’yi onlara teslim etmektir.

Ülkemizi yaşadığı karanlık dehlizden çıkarmanın tek yolu CHP’yi, önce işgalden kurtarmak olmalıdır. CHP’yi gerçek sahibine teslim ettiğimizde önümüzde ne AKP, ne de Recep Tayyip Erdoğan’ın tek adam diktatörlüğü kalır.

Türkiye nefes alır, ülke kuruluş ayarlarına döner. Cumhuriyetin tüm kazanımları birer birer talancılardan geri alınarak gerçek sahibi halkının hizmetine amade edilir.

Cumhuriyet Halk Partisi kalesini gerçek sahipleriyle birlikte kuşatıp, onlarla birlikte geri almak ve güçlendirmek olmalıdır.

Güçlenen Cumhuriyet Halk Partisi karşısında, halkıyla buluşan CHP karşısında AKP güneş görmüş kar gibi eriyecektir.

Emperyalizm adına ülkeyi işgal edenler, tarikatlarından cemaatlerine kadar hepsi ama hepsi kaçacak delik arayacaklardır.

Hırsızlığın, talanın, rüşvetin kol gezdiği, çadır devleti görüntüsünün egemen olduğu canınm ülkem kurtuluş ve kuruluş ilkelerine dönerek mutlu ve müreffeh insanlarının yaşadığı cennet bir ülke olma yolunda dev adımlarla 1938’deki kaldığı yerden devam edecektir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor