ÇİN MEMLEKETİNDEN MANZARAYA İNTİZAR

BEŞİNCİ BÖLÜM

Cenab-ı Kibriya lutfeyledi, ahir ömürün bir yerinde “Çin” mi desek, “Çinistan” mı desek, yoksa “Çini ma çini” mi desek, dünyanın üçüncü en büyük memleketini görüp gezmeyi nasip ve müyesser kıldı… Keremine binlerce şükür!..

9.6 milyon kilometrekarelik bu memleketten daha büyük toprakların biri Rusya, diğeri Kanada. Gene de, dünya karalarının 15’te birine sahip. 22 bin kilometrelik sınırı, 18 bin kilometrelik sahili ile, etrafında 40 bin kilometrelik hat teşkil olunmuş ki, ekvatorun uzunlağa da bu kadar zaten…

Hadi bir bilgicik daha; toplam 6546 adası var… 

6 BİN 546 ADASI VE DAHİ DÜNYA’DA ÇİN MODASI!..

Duymayan okumuştur; okumayan işitmiştir ki, günün her hangi bir salisesinde ve kürre-i mükevvenat’ın, YANİ EVRENİN  herhangi bir yerinde insanlardan bir bitanesi ya Çinli sayısından yahut ta Çin malı istilasından bahsedicidir… Yani ki, bir süredir dehr-ü-deryada bu memletten, yahut ta müstahsalatından, yani üretimlerinden bahsetmek (İN) oldu. (İn) demek te yaygın moda anlamındaki moda sözcük; bir bakıma, Türk kaşığı ile İngiliz köftesi yemek gibi bir şey ama, bazı bir entel televizyonlarımız ve dantel dergilerimiz ile gazetelerimiz böylesini çağdaşlık görüyor. Alay etmek gibi olmasın, biz de uyduk hazır olan zırvaya…

Bir araba laf ettik te ne dedik?

Hiç!..

Halbuki, diyecektik ki, işbu Çin Memleketinin 6 bin 546 adası var. En büyüğüne Tayvan diyorlar; yıllarına da hayvan diyorlar: “at yılı”, “köpek yılı” falan gibi yani… Son senelerde bişey daha diyorlar ki, işte bunu diyenlerin sayısı her saniyede biraz daha artıyor: “Dünya ile entegrasyon içinde çağdaş yaşam” diyorlar… Demekle kalmıyorlar, bunu ideal tutup gerçekleştirmek için de öyle bir çalışıyor, öyle bir ter döküyorlar ki, siz deyiniz “aşk ile”, biz diyelim “vecd ile..”.

Sonunda, daha düne kadar kravatsız, gömleği yakasız, yaşamı küllümin cakasız olan Çinli, bugün gömleği yakalı, üstü-başı fiyakalı olmazsa bırakın sokağa çıkmayı, pencereye bile yaklaşmıyor. Yani, Çinli demek, “çağdaş ve bahtiyar” demek… Bize rehberlik ve ev sahipliği yapanların gösterdiği Çin böyle. Bir de bizi görüp gezmeden duyup bellediklerimiz var ki, o cepheden bakıldığında da, Çinli demek, “ilkel ve genç yaşta ihtiyar” demek… Resmi isatistiklere bakılırsa ortalamada oldukça ileri gitmişler. Erkekler 75 yıl, kadınlar 70 yıl yaşıyormuş, tekar edelim, ortalama rakamlardır bunlar.

28 KATLI LÜKS OTELDE KOMPLEKSE KAPILDIK!

İhtişamda yekdiğerinden dehşet üç büyük kentte, Şencan, Caokin ve Guangcu’da 5 gün geçirip Pekin’e vardığımızda gün akşam olmuştu… Zaman tüneline duhul eyleyip Grek yahut Roma şatafatı ile karşılaşmışçasına sütunlu, kemerli bir antik revaktan içeriye girdikte, öncekilerle yarışacajk kadar ihtişamlı bir otelin lobisinde olduğumuz belli idi. Asansörün kumanda panosuna göre yerltındakilerden maada yerüstünde de 28 kat vardı. Herşeyin otomatik, düğmelerin dokunmatik olduğu binadan ertesi sabah çıkarken bir de baktık ki sol yanımızda öyle bir heyula yükseliyor ki, şapkayı düşürmeden üst katlarına bakılamaz; mübareğin yüksekliği 300 metre (Yazı ile: YALNIZ ÜÇYÜZ METREDİR). Kat hesabına vurursanız, 100 katı aşkın olması gerekir Allah-hu-alem.

Neyse ki sağımızdaki böyle idi yalnız. Solumuzdaki mütevazı idi; topu topu 64 kat falandan oluşuyordu… Gene de, bizim otelin 28 katı gözümüzde ufalıverdi tabii!..

Çok değil, 25 yıl kadar önce Pekin’de tek-tük resmi motorlu araç görülebilirmiş. İki yıl önce saymışlar ki, tam 5 milyon 600 bin vesait!.. Şimdiki sayı 2,5 milyonu aşmış. Gün başına en az 5 bin yeni araç trafiğe katılıyormuş.

Uğurlu sayıları 8.

Örnek mi istyorsunuz; buyurun size örnek: 2008 yılının 8’inci ayındaki 8’inci gün, saat 8’de olimpiyat meşalesini yakmışlar

 Uğurlu rakam olur da uğursuzu olmaz mı? Olur helbet!.. Alın size Dört!.. Dört demek dert demek olmalı ki, bazı bina ve otellerde 4’üncü katı bilmezler, 3’ten 5’e zıplayıverirlermiş…

CUMAYA: ÇİN BİTMEZ Kİ

ÇEK-ÇEK: Bir görünüşü ile ihtişam ötesi varlık ve teknolojiyi çağrıştıran Çin’de, belli ki halkın yüzde 10’undan aşağısı henüz refah payından yeterince yararlanmamış. En lüks otellerin önünde bile görebildiğimiz ve insan gücü ile çalışan pedallı çek-çekler  bu kontrast gerçeğin ifadesi…

PEKİN ÖRDEKLERİ: Dünyanın üçüncü en büyük ülkesinde yüzninlerce dönüm ovalık araziler özellikle ördek yetiştiriciliği için düzenlenmiş. Kentler arası karayolculuğunda fazlasıyla rastlayabiliyorsunuz.

MODERN ÇİN MİMARİSİ: Sağ tandanslı Başkan Durak’a göre, Mao Komünizmi kentleşme ve kent kimarisi adına bir zaferin temeli olmuş. Bolamadı meydan, bereketli caddeler dışında, uyumlu-ahenkli çağdaş binalar zarafete zarafet katıyor. İşte, Avrupa’yı kıskandıracak binlerce yapıdan sadece biri…

PEKİNDEKİ OTELİMİZ:  Aslında Çin Belediyeler Birliği’nin misafirhanesiymiş. Gerektiğinde otel hizmeti veriliyor. Çok yıldızlı pek çok otelde kaldım, burası da onlardan hiç de geri değil. Yeraltı katlarını sayamadım ama yer üstünde 28 katı var. Sağındaki, solundaki gökdelenlere bakınca, bu muazzam yapı gecekondu gibi kalıyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANI: Burası daha yeni boşaltılmıştı. Devletten kağıt gelmiş sakinlere: “Mahallenizde kentsel dönüşüm yapılacak. İki ay içnde size tahsis edilen filan adresteki eve gidin. Bitince döneceksiniz” gibi bir yazı. İtiraz yok. Millet kuzu kuzu yeni adrese gidiyor ve iş tıkır tıkır yürüyor. Ben Adana’daki kentsel dönüşüm tabelalarına bakınca içim kan ağlıyor. Daha yeni bitmiş bahçeli evleri bile yıkıp yıkıp apartman yaparak rantsal bölüşüm filan yapılıyor sanki.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor