DEPREME KARŞI ÖNLEM

Tarih 17 Ağustos 1999‘du..  Saatler 03.02’yi gösteriyordu. Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğünde deprem oldu.

Kocaeli, İstanbul, Düzce, Sakarya ve Yalova‘da can ve mal kaybına neden olan depremde, 17 bin 840 kişi hayatını kaybetti, onbinlerce kişi yaralandı. Marmara Depremi’nin ardından yıkılan kimi binaların yerine yeni yerleşim birimleri yapılırken, kimileri ise boş olarak günümüze kadar geldi. 

Sürekli olarak Türkiye’nin deprem riskinin yüksek olduğu söylendi..

Sadece söylendi o kadar..

Depremler durdu mu? HAYIR..

Önlem alındı mı HAYIR..

Alınma olasılığı var mı? HAYIR..

Malatya, Elazığ, Manisa ve birçok kentte yer sarsıntıları oldu, ölenler, yaralananlar, çöken binalar.. Sonra ne oldu? Eski tas, eski hamam..

Duymayan kulaklara, yanmayan yüreklere bir acı haber de İZMİR’den geldi..

115 kişi öldü, yüzlerce insan yaralandı, çok sayıda bina yerle bir oldu, insanlar ayazın altında kaldı günlerce..

Uzmanlar uyarıyor; Türkiye deprem riski altında.. Ve sıralıyor, en riskli kentleri;

İstanbul (1 ve 2.bölge), Şırnak, Bitlis, Adıyaman, Kahramanmaraş, Van, Tekirdağ, Zonguldak, Antalya, Afyon, Samsun, Erzurum, Ardahan, Kars, Iğdır, Batman, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Adana, Kütahya, Eskişehir, Uşak, Ağrı, Çankırı, Çorum.

Deprem Uzmanı Prof. Dr. Zafer Akçığ uyarılarda bulunuyor şöyle diyor;

“Türkiye’nin her tarafı faylarla dolu ve bu fayların çoğu bilinmiyor. Ancak büyük depremler olduktan sonra bu fayları öğreniyoruz. İzmir’de bulunan fay bu kenti tarih boyunca 3 kere yıkmış. İnsanlarımız deprem faylarını bilmek yerine depreme ne kadar hazırlıklıyız bunlarla uğraşmalılar. Konu sadece binayı sağlam yapmak değil. Depremde önce bir P dalgası gelir. İkincisinde ise gelen S dalgası sarsıntı meydana getirir. Bu dalganın özelliklerinden biri de sıvılarda ve ıslak ortamlarda kolay yayılamaz. 400 metre altında ise binanızı çatırdatacak demek.

Eğer S dalgasının geldiğini ve hızını saptayabiliyorsanız önleyici tedbirler alınabilir. Depremlerin dalgalarını, titreşimlerini bilmek ona göre hareket etmek gerekir. Bina yeniliyor, başka yapılan bir şey yok. Bu kesinlikle sağlıklı değil. Zaten bu, kentsel dönüşüm de değil. Eğer bir kentsel dönüşüm yapacaksınız oradaki ada bazını kontrol etmeli ve binaları analiz etmelisiniz. Ona göre bir dönüşüm yapılmalı. Yaptığımız çalışmalarla İzmir’e bütün bakma imkânı bulduk. İzmir’de sıkıntılı yerlere odaklanmamız gerekir. İzmir’in bütün düzlükleri deprem tehlikesi ile karşı karşıya.”

  Ya diğer iller!..

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Zeydan Karalar, Deprem Daire Başkanlığı kuruyor..

Çok güzel bir karar..

Ancak, başkanlık kurmak önemli değil, bu işlerden anlayan bilim insanlarıyla kadro kurmaktır önemli olan.

Bakın İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hasan Aksungur, 1998 Ceyhan depreminden sonra Adana’nın 1’inci derece deprem bölgesi olduğu gerçeğinin ortaya çıktığını söylüyor. 1998 depremi sonrası deprem yönetmeliğinin yenilendiğini, bu tarihten önce mühendislik hizmeti almamış binaların olası 7 büyüklüğüne yakın bir depremde tamamına yakının yıkılabileceğini söylüyor.

İşte kurulacak olan Deprem Daire Başkanlığı, mühendislik hizmeti almamış binaları belirleyecek bilgi birikimine sahip kişilerden oluşmalı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor