“DİN İÇİN ŞUNDAN BUNDAN AKIL ALMAMIZ GEREKMEZ”

ON YEDİNCİ BÖLÜM

Gazi Mustafa Kemal 16 Mart 1923 akşamı esnaf ve sanatkârlara hitap  ederken Osmanlı Dönemi Yöneticilerin sanat ve sanatı Müslüman olmayanlara yakıştırdığını söylemiş ve şöyle devam etmişti:

“Çünkü onlar sanatı ve sanatkârları kendi milletlerinden yetişmiş görmekten zevk almazlardı. Hatta en şevketli Osmanlı padişahlarından biri, zannedersem Kanunî Sultan Süleyman, askerlerinden bir Türk Müslümanın saraçlık sanatına sahip olduğunu görünce fevkalâde ümitsiz müteessir olmuştu. Onların nazarında sanatkârların gayr-i müslimden olması daha üstün bir nitelikti. Onlar sanattaki hayat kaynaklarını başka milletlerin elinde bulundurmanın zararlarını göremiyorlardı. Asil milletimiz, sanattan mahrumdu. Sanatkârlar azdı. Mevcut olanlar da icap eden derecede mahir (yetenekli) değildi.

HEPİMİZ MÜSLÜMANIZ

Muhterem sanatkârlar, aziz arkadaşlar. Bizi yanlış yola sevk eden kötü ruhlular bilirsiniz ki çoğunlukla din perdesine bürünmüşler, saf ve nezih halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz. Görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melânetten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Hâlbuki elhamdülillah hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız, artık bizim dinin icâbatını (gerektirdiklerini) öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına ihtiyacımız yoktur. Analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile, bize dinimizin esâsâtını (esaslarını) anlatmağa kâfidirler. Buna rağmen hafta tatili dine aykırıdır gibi hayırlı ve akla, dine uygun meseleler hakkında, sizi iğfal ve gölgelemeye çalışan kötü ruhlulara iltifat etmeyin. Milletimiz bu gibi âlimleriyle iftihar ediyor. Onlar milletin emniyetine ve ümmetin güvenine mazhardırlar. Bu gibi âlimlere gidin. “Bu efendi bize böyle diyor, siz ne diyorsunuz?” deyiniz. Fakat umumi surette buna da ihtiyaç yoktur. Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine muvafık olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz.

DİN VE MANTIK

Hangi şey ki akla, mantığa, milletin menfaatine, İslâm’ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın. O şey dinîdir. Eğer bizim dinimiz aklın, mantığın uygun düştüğü bir din olmasaydı en kâmil olamazdı, ahir din olamazdı. Arkadaşlar, Cemiyetimizi teşkil edeli henüz bir sene olmuş, bir sene uzun bir zaman değildir ve düşününüz ki, bu bir seneyi de harp içinde geçirdiniz. Buna rağmen bir sene içinde elde ettiğiniz neticelerden memnun ve müsterih (rahat)lamış) olmalısınız. İnşallah harp muvaffakiyetle biter. Sulh (barış)  günleri gelecektir. Çalışmanızın semerâtını (ürünlerini) asıl o zaman göreceksiniz. Yalnız gördüklerimizle iktifa etmeyelim. Bu görgü bugün için kâfi değildir. Babalarımız, babalarımızın babaları sanatla, millete hayat ve saadet verecek sahalarla lüzumu kadar iştigal ettirilmemiş, kendi evlerini ve kendiişlerini bırakmışlar; yabancıların bekçiliğini yapmışlar. Hâlbuki bizi mahvetmek isteyenler sanatın her şubesinde terakki etmişlerdir. Bugünkü tezgâhla Amerika ve Avrupa’ya karşı mücadelenin nasibi mağlubiyettir. Kendi derecemizi bilelim. İnsaflı olalım. Neyi öğrenmek lâzımsa onu öğrenelim. Bize din de, Allah da bunu emrediyor. Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla alâkası olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler asrî (çağdaş) olmayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı, İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, akılladır. Bu gece milletin hakikî tabakasına mensup siz esnaf ve sanatkârlarla bir sofrada bulunmakla çok memnun ve mesudum. Bu memnuniyet ve saadetin asıl siz sanatkârların ufak dükkânlarımız yerine muhteşem fabrikalar yapıldığını gördüğüm gün, en hakikî ve en yüksek derecesini bulacaktır. Bir senelik faaliyetimiz, yaptığımız teşkilât bana bu neticeye varacağımız emniyetini verdi. Şimdiden memnuniyetlerimi izhâr ederim.”

BİTTİ

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor