DURUM DEĞERLENDİRMESİ

Bugün ülke olarak içine sürüklendiğimiz karanlık dehlizden çıkmak için bugünlere nasıl geldik, getirildik, geriye dönüp yaşadığımız süreçleri aşama aşama gözden geçirmedikçe bu karanlık dehlizlerden çıkamayız.

Bugüne kadar 1923 ile 1938 arasında yapılanlarla ayakta kalmışız. Sbadece bu 15 yılda yapılanların %80’nini son 18-19 yılın iktidarı AKP; özelleştirme adı altında satarak iktidarlarını ikame etmişlerdir.

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının 1938’e dek yaptıklarını haraç-mezat tarumar etmeleri yetmiyor gibi, bir de Mustafa Kemal ve arkadaşlarını kişiliksizleştirmek için keçinin ormanı tahrip ettiği gibi acımasızca saldırıyorlar.

Yaptıkları nankörlüğü bırakın vatana ihanet ölçüsünü bile asmıştır. Bu nankörlüktür, bu hadsizliktir, bu geçmişi silmek ve geçmişe saygısızlıktır.

Bugün 24 Kasım Salı.

Yanı Öğretmenler Günü…

Değil öğretmen8ler gününü, hiçbir günü kutlayacak halimiz kaldımı ki!..

Ülke liyakatsız bir güruhun elinde kapkara günleri yaşarken bize düşen görev bu dehlizden, bu zifiri karanlıktan kurtulmaınn çıkış yolunu bulmak zaruretidir.

Herkes bir şekilde aydınlık günlere çıkış için yüreğini taşın altına koyacak, bilgisini birikimini ve becerilerini öne çıkararak hem topluma moral verecek hem de başımızdaki bu haramilerden bu ülkeyi kurtarmanın çarelerini aramalıyız.

İşimiz zor, hem de çok zor.

Cumhuriyeti kuran Cumhuriyet Halk Partisi de CHP’li olmayanların idaresinde şyaşkın ördek gibi geri geri gidiyor.

Topluma önderilk edecek bir CHP mumla aranıyor.

Öyleyse görev çağdaş, demokrat ve yurtsever aydınlara düşüyor.

Bu köşeden sos veren ülkemizi aydınlığa çıkarma adına batmakta olan titanikten bir sıradan yolcu olarak imdat diyorum.

Aydınlar… Kendisinde yurtsever bilinç taşıdığına inananlar önce sizler uzun sap, kısa saptan daha büyüktür demeden, armudun sapı, üzümün çöpü ayrımı yapmadan bir ve beraber olmanın gereğini yerine getirerek önce kendi aranızda örgütlenerek emperyalizmin ve onun işbirlikçilerinin bizi soktuğu karanlık dehlizlerden çıkaracak çoban ateşini yakalım diyorum.

İnönün ülkede yaşananlar sıradan bir olay değil.

Emperyalizm; Türkiye’den kaybettikleri Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın intikamını almak için tüm güçlerini seferber etmiş durumdadır.

İşbirlikçileri ağababalarından daha acımasızca saldırıyorlar.

Cumhuriyeti koruyup-kollamakla görevli ordusunu yerle bir ettiler.

Tüm bu koşullara rağmen umutsuz değilim.

Bu ülke küllerinden yeniden doğmasını bilenlerin torunlarının ülkesidir.

Mutlaka ama mutlaka bulacaktır kurtaracak bahtı kara madenini.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor