“EVE TEŞRİF EDİNİZ” DERSEK YANLIŞ, “EVİ TEŞRİF” DOĞRU

Eskilerden kalma ilginç ve sempatik bir deyim var: Galat-ı Meşhur”. Konuşma ve yazıda, doğru olduğu sanılarak yapılan yaygın yanlışlara verilen isimdir.

Galat-ı Meşhur sülalesinden dikkatimi en çok çeken ve maalesef en çok yapılan hata, “Teşrif” sözcüğüne bağlı. Yıllardır yazıp-çizen dostlarım bile bu sözcüğü “Gelmek” anlamında kavramış. Daha doğrusu, “Gelmek” yerine “Teşrif” kullanılınca nezaket gösterilmiş gibi anlıyorlar.

Doğrusuna varalım; “Teşrif”, “Şeref”ten gelir. “Gelmek” ya da “Ziyaret” ile zerre kadar ilişkisi yok. Tam olarak, şereflendirmek, şeref vermek demektir. Örnek verelim

  • Düğünümüze teşrif…” yanlış,
  • Düğünümüzü teşrif…” doğru.
  • Şehrimize teşrif…” yanlış,
  • Şehrimizi teşrif…” doğru.

ÇAYDANLIĞA BAKINIZ

Asalına bakarsanız, “Çaydan” zaten içinde çay bulunan kap demek. Buhurdan deyince içinde buhur olan kap anlaşılır değil mi? Buhurdanlık demek de yanlıştır. Şamdan da öyle; Şem’a, mum demektir. Buna “dan” ekleyince içinde mum olan ürün oluyor. Yani “Dan” eki, kapsayan, içinde bulunduran anlamında. O halde, Çaydan doğru, çaydanlık yanlış. Velakin dilimize o kadar yerleşmiş ve o kadar oturmuş ki, ben bile Çaydan’ı değil, Çaydanlığı yeğ tutarım. Şöyle diyorum; bu artık Türkçeleşmiş ve bağımsız sözcük olmuş.

DİĞER ÖRNEKLER

KELLİ FELLİ: Yanlıştır. Doğrusu KERLİ FERLİ’dir. Ker, güç, kudret demek. Fer de, etki gücü, ya da düzey demek.

SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ; Yanlıştır. Su sözcüğü, , yani asker sözcüğünün zamanla sulandırılmasıyla gelip oturmuştur Allah bilir ya!..

ATEŞ OLSA CÜRMÜ KADAR YER YAKAR: Yanlış… Cürmü değil, Cirmi’dir. Cüsse, cisim anlamındadır.

SU KÜÇÜĞÜN, SÖZ BÜYÜĞÜN: Aslında, “Su” değil, “Sus küçüğündür”

GÜZELE BAKMAK SEVAPTIR: Hayır, sevap mevap değildir güzele bakmak. Hatta tedirgin edilirse o güzel kavga bile çıkarabilir. Sevap sanıp başınıza iş açmayın. Doğrusu, “Güzel bakmak sevaptır.”

GÖZ VAR, MİZAN (NİZAM) VAR”: Ne mizan (terazi) ne de nizam (düzenlilik) doğru değil. İzan olmalı. İzan, anlama yeteneği, değerlendirme gücü, akıl anlamındadır.

KISA KES AYDIN HAVASI OLSUN: Hadi canım!.. “Aydın havası kısadır” diyen halt etmiş. Ama, Aydın abası (Ceket türü), doğru, kısadır, bele kadar inmez. Demek ki havası değil, abası olmalıymış.

İNCE ELEYİP SIK DOKUMAK: Ne demekmiş ince elemek? Unutun gitsin. Doğrusu “Eğirmek”, yani liften iplik yapmak. Anlayacağınız, incecik iplik yapıp bununla sıkı bir dokuma üretmek doğru oluyor.

SÜKUTU HAYAL: Yanlıştır. “Sukut-u hayal” olmalıdır. Sukut, düşme demektir.

GELELİM SÖZCÜKLERE:

En çok da aslı çoğul olan ifadenin ikinci kez “ler, lar” ekiyle çoğaltılması şeklinde görülür.

En yaygın iki tanesi “Evrak” ve “Tüccar” sözcükleridir bence. Bu ikisini hemen hemen her gün duyarız ya da okuruz.

EVRAK, Varak’tan gelir. Varak, kağıt demektir. Belge yerine olarak kullanılır. Çoğulu, Varaklar anlamındaki Evrak’tır. Evraklar tamamen hatalıdır. En doğrusu, “Belgeler” deyip işi kurtarmaktır.

TÜCCAR da öyle… Tacir’in çoğuludur. Yani, “Tüccarlar” dersenizi “Tacirlerler” gibi tuhaflığa yol açmış olursunuz.

ESNAF, Sınıf”ın çoğuludur. Ancak artık tekil kıyafetiyle iyice yerleşmiştir ve “Böyle gelmiş böyle gider” sınıfından sayılır.

EVLİYA, Veli’nin çoğuludur. ENBİYA, Nebi, yani peygamber’in çoğuludur. EVLAT da velet’ten, yani çocuk’tan gelir.

Hepsi bu kadar değil de, tarlamız bu kadar olunca, en çok kullanılan galat-ı meşhurları örnekledik. Hadi kolay gelsin!..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor