GAZİ: ADANA TEK BAŞINA BİR DEVLETE YETERLİDİR

ON İKİNCİ BÖLÜM

15 – 17 Mart 1923 Adana Gezisi ile ilgili dizimizde Mustafa Kemal Paşa’nın temas ve ziyaretlerini anlatan dizimizin 16 Mart akşamı Çiftçilerin verdiği ziyafete erişmiştik. Onur Konuğunun buradaki 2 saat 15 dakikalık söylevinden önemli paragrafları sunmayı düşünmüştük. Fakat söylevin hiçbir tümcesini metinden çıkaramadık; her sözcük, bir öncekini tamamlayıp bir sonrakine köprü oluyor. Üstelik, bu sözler, günümüzle de ilgili çok önemli tesbit ve öneriler taşımakta.

101 YIL ÖNCESİNDEN GÜNÜMÜZE UZANMIŞ

Atatürk, 10 ve 11’inci bölümlerde verdiğimiz söylevine devam ederken Nil Vadisindeki verimli Mısır toprağı ile Adana ovalarını kıyaslamış ve toprağımızın daha da üstün olduğunu anlatmıştı. Ardından da, eksiklerimizi aşağıdaki şekilde dile getirmişti:

“Adana’nın Mısır’a üstün olan hassaları (nitelikleri) yalnız bunlardan ibaret değildir. Bizim vilayetimiz, denizli, körfezli, limanlı, ovalı, dağlı, tepeli, güneşli, yağmurlu, sıcaklı, serinli muhtelif iklimlerin hepsinden meydana gelen bir toplamdır. Bu toplam içinde hububata (tahıllara) ait hassalardan başka, Mısır, bu vilâyetin ormanlarında yetişen ve hayvanlarından mahrumdur. Meyvelerin her türü Mısır’da yetişmez. Bu itibarla da Adana’mız Mısır’a üstündür.

ÜZÜCÜ KIYASLAR

Arkadaşlar, buraya kadar Adana ile Mısır arasında hep göğüslerimizi kabartacak, bizi şükür ve iftihara sevk edecek mukayeseler yaptım. Bir de elem verecek makûs (uğursuz, kötü) mukayeseler de var, onları da söyleyeyim. Biliyorsunuz ki, Mısır’ın hayatı Nil’dir ve Nil’in hayat kaynağı oluşu ise fenni tesisat (bilime dayalı tesisler) sayesindedir. Adana’yı da üç büyük nehir suluyor. Fakat bu nehirler ilim ve fennin o tesisatından Mahrum olduğu için, taşkınlar fayda yerine zarar  veriyor. Muntazam olmayan cereyanlar yüzünden nakliye kesik, hasıl olan bataklıklar yüzünden ovalar sıtmalıdır. Bu hastalıklar yüzünden halk çalışmaya gayri muktedir (yeteneksiz) kalıyor ve vilâyetin nüfusu azalmaya mahkûm oluyor. Demin dedim ki, Adana vilâyetinin yalnız ova ve nehirler arası bile Mısır’dan fazladır. Hâlbuki bir de her iki kıtanın nüfusunu düşününüz. Adana’daki 400 bin nüfusa karşılık Mısır’da on beş milyon nüfus var. Bunun dokuz milyonu Adana ovasından daha küçük olan Mısır deltasında bulunuyor. Demek ki deltanın nüfusu Adana ovasından yirmi misli fazladır. Ve demek ki, bu feyizli (verimli) vilâyetin ovaları daha yirmi misli nüfusu müreffeh (rahatlatıcı), mesut, zengin etmeye kâfidir. Bu nüfusu bugünkü tabii ve müşkül şartlar (doğal ve çetin koşullar) içinde az zamanda temine imkân yoktur. Nüfusu arttırmaya ait bütün tedbirlerimizi almakla beraber bu tedbirler ne kadar geniş ve kuvvetli olursa olsun, bu nüfus boşluğunu telâfiye (karşılamaya) kâfi değildir. Bu boşluğu ancak makine ile telâfi edeceğiz.

“ADANA BİR DEVLETİ İDARE EDEBİLİR”

 Arkadaşlar Adana vilâyeti bir devleti başlı başına idareye kâfi bir servet kaynağıdır. Harbi Umumiden (Dünya Savaşı) evvel Mısır yedi buçuk milyon kantar pamuk üretiyordu. Bu pamuk 35 milyon altın lira getirirdi. Genişliği, toprağın verimliliği itibariyle Mısır’dan aşağı kalmayan Adana’nın bu miktarda pamuk üretmesine hiçbir engel yoktur. Adana senelik 35 milyonu yalnız pamukla pekâlâ temin edebilir. Biz bunları inşallah hepsini temin edeceğiz. Yalnız bunun için bir şeye ihtiyaç vardır: İktisadiyatımızda tam bağımsızlık. Güzel vatanımızı fakirliğe, memleketi haraplığa sürükleyen muhtelif sebepler içinde en kuvvetli ve en ehemmiyetlisi, iktisadiyatımızda bağımsızlıktan mahrumiyetimizdir.

YARIN: ÇİFTÇİLERE ÖNERİYE DEVAM

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor