Corona Virüs, almış başını gidiyor..
Tüm dünya alarm durumunda..
Türkiye ise en vahim olan ülkelerden biri..
Sıralamada ilk üçte yer alıyoruz.
Hastaneler dolup taşıyor..
Yemekhaneler bile hasta dolu..
Aşı geldi gelecek diye beklerken, daha kimleri kaybedeceğimizi bilemiyoruz.
Dün sabah Tekirdağ’dan Adanalı bir dost aradı.. Kuzeni Corona Virüs testi pozitif çıkmış..
“Abi hastanelerde yer yokmuş.. Bir kuzenimi kaybettim, bunu da kaybetmeyim.. Yardımcı olur musun?” dedi..
Yardımcı olmaya çalışayım ama, kimi arayalım..
Dedik ya, hastanelerin yemekhanesi bile yatakhane olmuş..
Ne yapsak, nasıl yapsak..
Yok yok, aile bir taraftan, biz bir taraftan araştırıyoruz kimle konuşuyorsak, çaresizlik işareti alıyoruz..
Durum vahimden de ötesi gibi görünüyor..
Gençler!.. “Biz genciz, bize bir şey olmaz demeyin.. Corona virüs öyle bir illet durumuna geldi ki, en sonunda size de el attı.. Siz de bu virüse mahkum oldunuz. Sizin aranızdan da hayatlını kaybedenler artmaya başladı.”
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, gençlerle ilgili açıklama yaparken, tehlikenin hangi boyuta geldiğini şöyle ifade ediyor;
“Genç hastalarımız da var. Genç hastalarımızdan altta yatan hiçbir hastalığı olmadığı halde yoğun bakımda yatarak tedavi görüyor. Ne yazık ki bazen de hayatını kaybeden genç hastalarımız oluyor. Yani gençlerin şöyle düşünmemesi lazım; ‘bu hastalık gençlere bir şey yapmıyor. Ben rahatça dolaşabilirim. Benim kurallara uymama gerek yok’ gibi yanlış bir kanıyla hareket edilmemesi lazım. Özellikle gençler, iş yaşantısı ve insan hareketliliği içerisinde daha aktif olduğu için, her birimizden daha fazla dikkat etmeli. Bir diğer sebep de gençler hastalığı evdeki büyüklerine götürebilir. Evdeki büyükler hasta olduğunda onların zaten hastalığı ağır seyretme, ağır geçirme ihtimali daha yüksek olduğu için de buna ayrıca dikkat edilmesi gerekiyor’’
Aman ha! “Ben gencim, bana bir şey olmaz” demeyin..
