GİDİŞİN OLSUN DÖNÜŞÜN OLMASIN SENİN EYY 2020

Yaş 74…En az 66 seneyi çok iyi anımsarım. 2020 gibi lanet, 2020 gibi rezil, 2020 gibi cılk, 2020 gibi mendebur, 2020 gibi nursuz, 2020 gibi cibilliyetsiz sene görmedim. Ben görmedim, büyüklerimizden de duymadım.

Depremini gördük…

Sellerini gördük…

Coronavirüs’ünü gördük… Öyle bir bela oldu ki bu Coronavirüs, Dünyayı sallayıp durdu ve halen de sallıyor. Salladıkça da toprağa her gün onbinleri döküyor.

Merkez Bankamızdaki ihtiyat akçesini yok oluşunu gördük…

Diğer ülkelerle aramıza limon tuzu döküldüğünü gördük…

Trump’ın Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaretini gördük…

Bazı belediyelerin dar zamanda heşerilerini destekleme çabalarına hiç beklenmeyecek engel çıkarıldığını gördük…

Sahte diploma sahiplerinin devlet bankasına yönetim kurulu başkan vekili tayin edildiğini gördük…

Birkaç üniversite bitirmiş zehir gibi gençlerin iş için kuyruklarda bekleyip eli boş döndüğünü gördük

Semt pazarı artıklarından çoluk çocuğa nafaka çıkarmaya çalışan biçare anneleri gördük…

Çöp konteynerlerinde sofra atığı arayan gözü yaşlı babaları gördük…

Canım ormanlarda madendi, altındı, yoldu diyerek yetişmiş milyonlarca ağacın kesildiğini gördük…

Anayasa Mahkemesi kararının alt mahkemece, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının da farklı bir bakışla dikkate alınmadığını bile gördük.

Şu Allah’ın belası 2020’de daha neler gördük neler…

Geriye sadece iki gün kalmış olmasına rağmen hala “Acaba yeni bir felaketle karşılaşır mıyız?” endişesi içimizde fırtınalar estiriyor.

Neyse ki, iki gün daha dişimizi sıkacağız ve 31 Aralık gecesi kapıdan kovacağız. İnşallah bir daha gelmez…

“Bir daha gelmez” derken şaka yapmıyorum; öyle bir bela ki bu 2020, bir de bakmışız kılık değiştirmiş, maazallah, 2021 olarak dönmüş ve biz fark etmemişiz… Yapar mı yapar kahrolası…

365 günü sanki 365 sene sürdü dei bir türlü bitmiyor gibi algıladık bu sefil seneyi. Çekip gitsin, mekanı da cehennemin esfail-üs-sefaili olsun. Esfail-üs-sefail, sefillerin en sefilleri anlamında. Yani ki, cehennemde alınabilecek en ağır cezaya çarptırılmışların bulunduğu yer.

Ne dersiniz?

Hak etmedi mi orayı?

İnsanoğlu nelere katlanmamış ki!.. Bizim bize yaptıklarımız neyse ne de, yedi düvelin canımıza, malımıza, ırzımıza göz dikerek çullandığı zamanları da görmüş bir milletin çocuklarıyız. O kapkaranlık, o buz gibi dondurucu günleri aydınlatıp ısıtan bir Mustafa Kemal Paşa çıkıp yoklukta, yoksullukta mucizeler yaratan bir milletin devletini kurmuş. Düşmanların bile saygı duyduğu ülke haline gelmişiz.

O zaman binbir güçlüğü nasıl alt edebildiyse atalarımız, biz de, Devlet-Millet el-ele vererek alt edebileceğiz. Yeter ki, ayrışmayalım, bizi bölmek isteyenlere hak etikleri silleleri yapıştıralım. Dil, din, mezhep, ırk gibi farklılıkların aslında güzel bir mozaik oluşturduğunu ve bu ülkenin bunlarla bütünleştiğinde güzel ve zengin olduğunu bilelim, bilmeyenlere öğretelim

Onun için, kapımıza yaklaşmış olan 2021’e diyorum ki, Eyyy 2021, sakın, sakın 2020 gibi olma. İnsafa, adalete, vicdana, izana ve mizana sahip çık…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor