Hürriyet’te, Milliyet’te, Tercüman’da gazetecilik yapmak bir ayrıcalıktı bir zamanlar..
Türkiye’nin en iyi yetişmiş, en saygın gazetecileri bu kuruluşlarda yazarlık, muhabirlik, foto muhabirliği yaparlardı göğüslerini gere gere.. Bırakın bunları, bu gazetelerde şoförlük yapmak, baskı makinalarında çalışmak, bir başka güzellikti..
Yazık ettiniz! O saygınlığı kökten yok ettiniz! Aramızdan ayrılanların kemiklerini sızlatıyorsunuz, yaşayanların yüreğini sızlatıyorsunuz farkında mısınız!..
O okurlarınız isyan ediyor şimdi, tirajlarınız yerlerde sürünüyor..
Neden ?
İtibarsızlaştırdınız da ondan.. Güvenirliğinizi yitirdiniz de ondan..
Bakın, Türkiye’nin nüfus oranı en yüksek kenti İstanbul’un CHP’li adayı Ekrem İslamoğlu, isyanını nasıl dile getiriyor;
“Çok kalbim kırıldığı için. Tarzım değil ama burada paylaşacağım. Türkiye’nin en önemli basın kuruluşlarından bir tanesi. Hepimiz açarız, mesajı okuruz. Türkiye’nin en önemli basın kuruluşlarından bir tanesi. Bu Hürriyet Gazetesi. ‘HDP yönetecek’ diye şu gördüğünüz ana sayfada, ben göreve talip oldum olalı manşetten benim bir tek haberim çıkmadı. Benim haberlerim, hep ‘yerel yönetim’ diye bir sı var, oradan verildi. Benim şu gördüğünüz sayfadaki fotoğraf, ‘HDP Yönetecek’! Bunu kim demiş? HDP’nin eş başkanı söylemiş! Söylememiş adam öyle bir şey ya, söylememiş! Yok böyle bir laf ya! Nereden çıktı yalan haberi manşete taşımak? Hürriyet Gazetesi’ne yakışır mı? Aynı şey, CNN Türk. ‘Sezai Temelli: İstanbul ve Ankara İmamoğlu ile başlayıp HDP yönetecek!’ Yok böyle bir cümlesi ya! Ayıptır, yazıktır, günahtır! Utanın! Düzeltin kendinizi. İsminize biz saygı duyuyoruz. Yıllardır Hürriyet Gazetesi okuyan bir kişiyim. Lütfen düzeltin. Bu yalan haberi yapmaktan dolayı, milletin zihninde, kalbinde, vicdanında mahkum olmak istemiyorsanız bu haberi düzeltin kardeşim. Yoksa bu zihin sizi yargılar. 3-4 kanalda ortak haber yapmalar, vesaireler… Ne ortaklıkları var, ben bilmem! Bu kanallar ve bu gazeteler bana değil sadece, herkese eşit fırsat verildiği sürece itibarlıdır. Sakın, kendi koltuklarınızdan itibarlı olduklarınızı düşünmeyin. İtibarı veren halktır.”
İsyanı bitmiyor Ekrem İmamoğlu’nun devam ediyor;
“Sizi sorumluluğa ve bu insanların hoşgörünün en büyük merkezi olan Mardinliler’in beni davet ettiği kahvaltısından sesleniyorum. Bu toplumun hoşgörüsüyle dalga geçmeyin kardeşim. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Ben CHP’nin evladıyım. CHP’nin yetiştirdiği ve siyasi arenaya hediye ettiği bir insanım. Sorumluluğumu bilen bir insanım. CHP’yi de sonuna kadar güzel biçimde temsil edecek bir kişiyim. Benim kapım, bu şehirde yaşayan herkes için açık olacak. Buradan yola çıkarak, bir başka siyasi bir partinin söylemini de yalan bir şekilde iftira şeklinde kullanarak kimseyi yaralamasınlar. Bu toplumun geleceğine zarar vermeyin kardeşim. Bu toplum, bir arada yaşamak istiyor, mutlu olmak istiyor, bunun merkezi İstanbul olsun istiyor. Sizin o iki üç tuşa basarak yazdığınız haberler, vitrine koyduğunuz işler-mişler, bizi yolumuzdan vazgeçiremez. ‘Hadi oradan’ deriz. Hadi işinize bakın, hadi oradan! Dalga geçer millet sizinle.”
Haksız mı İmamoğlu!..
Ben de yıllarca Milliyet’te çalıştım muhabir olarak.. Abdi İpekçi’nin Genel Yayın yönetmeni olduğu dönemde.. Saygı görüyorduk gittiğimiz her yerde.. Gönül rahatlığıyla, mutlu ve itibarlı çalışıyorduk gece-gündüz.. Sormak isterim, bizim o dönemde gördüğümüz itibarı, şimdi o büyük gazetelerde gören meslektaşımız var mı? Mesleğimizin içine ettiniz be!.. İsyan ettirdiniz be!..
Benim bu derdim
Ne yağan yağmurda
Ne yalancı sonbaharda
Ne bomboş sokaklarda
Kırılmış her yanım
Kaybolur zaman saçlarında
Gözlerim sokaklarda
Sebebi isyan aşkım
İçim yanar içim kanar da
İsyan
Geriye bir avuç yalan
Beni bu derde sen attın da
Gittin ya kafam hep duman
Benim bu derdim
Ne yağan yağmurda
Ne yalancı sonbaharda
Ne bomboş sokaklarda
Kırılmış her yanım
Kaybolur zaman saçlarında
Gözlerim sokaklarda
Sebebi isyan aşkım
İçim yanar
BU YAZI HÜRRİYET’E YAKIŞIYOR MU?
