Böyle anlıyorum, böyle söylerim. Önümüzdeki seçimler, ister erken olsun ister zamanında,belli ki Partili Cumhurbaşkanı Sistemini uygulayan iktidar ya yorgun, ya da bezgin. Yahut da bilmediğimiz bir nedenle iktidarı bırakma niyetinde.
Bu düşünceye neden kapıldığımı madde madde yazayım
MADDE BİR: Tarım dökülüyor. Çiftçi ne yapacağını şaşırmış. Gübre fiyatlar ve mazot arş-i alaya ulaşmış, yem fırlamış. Yani, ne tarlaya bakabiliyor, ne de ahıra yahut ağıla. Hamile ineklerin kesime götürülmesi bile, durumun vehametini kanıtlıyor.
MADDE İKİ: Göz göre göre, TCMB’nın faiz indirimi ile orta ve dar gelirlileri perişanlığa sürükleyecek fiyat artışlarına yol verildi. Daha da önemlisi, döviz roketle tırmanıyor. Üretimin artmadığı, hatta eksildiği ve ithalata bağımlı olunduğu zamanda dövizdeki artışın sonucu pek de hayırlı olmaz gibi. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemlerine göre faiz politikası böyle sürecek.
Yandaş televizyonlardaki oturumlara bakılırsa, bu yeni uygulama ile ihracatımız artacak ve ucuz işçilik avantajına tav olacak yabancılar gelip yatırım yapacak. Böylece üretim artacak, işsizlik azalacak. Ömrünün yarıya yakının dış ticaretle geçirmiş ve en az milyar dolarlık dışsatıma imza atmış biri olarak ben farklı düşünüyorum. Her şeyin fiyatı artarken işçi ücretlerinin sabit kalabilmesi mümkün değil, iş barışı bozulur, bu biiir… İkincisi, ham maddemiz ve ara maddemiz ithal ise, getirisi kadar götürüsü olmayacak mı? Kaldı ki, ülkemiz hukuk ve demokrasi yönleriyle yurtdışında tartışılıyorken, yatırımcı selam bile vermez. Tabii ki, dövize spekülatif yaklaşımlar ister istemez istikrar dengesini rahat bırakmayacaktır. Kişisel görüşümdür; inancı veya inançsız, hepimizin iyi günler için dua etmenin zamanıdır.
MADDE ÜÇ: Mersin Valisi CHP Mitingine Cumhuriyet Meydanını vermedi ya, göreceksiniz, tahsis edilen yerde miting beklentilerin çok üstünde ilgi görecek. Tabii bu da CHP ve Millet İttifakının işine yararken, AKP’nin puan kaybına yol açacak. Özellikle şimdilik tarafsız olanları Millet İttifakına yönlendirmesi de yabana atılacak olasılık değil. Anlaşayacağınız, sadece bu kararla, Millet İttifakı Çukurova’da en az beş puan, ülke çapında da en az bir puan daha kazanmıştır.
MADDE DÖRT: HDP’nin kapatılmasına yönelik hukuki süreç de çok önemli. Kim ne derse desin, halk içinde büyük çoğunluk HDP’ye karşı tutumun hükümet isteğiyle oluştuğuna inanmış. Yanılmıyorsam, aynı büyük çoğunluk, arkasında 6 milyon oyu bulunan partinin meşruiyetine de inanmış. Ayrıca, meşhur BARIŞ SÜRECİ olayları unutulmadı. Megri Megri türküsü halen kulaklarda. Selahattin Demirtaş’ın senelerdir, mahkum değil de, tutuklu olarak özgürlüğünden mahrum kalması pek çok vicdanda rahatsızlık uyandırmakta. Önemli bir gerçek de şu; HDP’nin desteklemediği ittifak kazanamaz. Parti kapatılsa bile, destekçileri elbette seçim sandığında bildiklerini okuyacaktır.
İşte, temelde bu nedenlerden dolayı diyorum ki, AKP iktidardan vazgeçmeye çalışıyor.
Seçimi hangi yaka kazanırsa kazansın, işimiz çok zor. Ekonomik koşullar mutlu bir azınlığı daha mutlu ederken, halk çoğunluğu ümidini bile yitirmiş. Ümidim ve dileğim odur ki, liderler söylemlerindeki sertlikten kurtulur. Bir de, “Kılıçdaroğlu’nun herkesi Vatan kavramı içinde toparlamaya çalışması inşallah destek görür” diyorum.
