İSTANBUL HALKINDAN İŞİTTİKLERİM BUNLAR

İki gündür İstanbul’dayım. 1963’ten bu yana, 56 yıldır pek sık gelip-gittiğim Der-Saadet’i ilk kez böylesine durgun, böylesine somurtgan gördüğümü söyleyebilirim. O, kafa şişiren İstanbul gürültüsü bile sanki hafiflemiş gibi. Millette, tedirginlik temeline oturmuş şaşkınlık havası var.

Metro yolcuları arasında şakalaşma ve yüksek sesle konuşma tarih olmuş gibi. Ağızlar kapalı. Arada bir ehl-i kamil denilecek yaşa gelmişler fısıltıyla konuşuyor. Fakat bu suskunluğun arkasında asumanı yırtan çığlıklar varmış gibi geldi bana. Sessizliğin çığlığını bu günlerin İstanbul’unda çok rahat duyabiliyor insan.

Huyum değil, suyum değil, rastgeldiğim bir-iki kıraathane türü kafeye girdim. Fısıltılar hep Seçim-İmamoğlu-Yıldırım-AKP dört köşesi içinde. İstanbul, dinamizmin ve çağdaşlığın en yoğun yaşandığı kentimiz sayılır. Burada, seçim sonuçlarının iki haftadır alınamamış olmasını halk anlayabilmiş değil. Yanlış söyledim, duyduklarıma göre yazayım; anlıyorlar, biliyorlar da, “Ne olur ne olmaz, durup dururken…” levhasının arkasında kalmayı yeğ tutuyorlar. Bana sorarsanız, karşılaştıklarını hiçbir yere oturtamıyorlar.

GECİKME PLANLI

Metro 4’üncü Levent İstasyonunda temiz kıyafetli genç  krom kanepedeki yerini verdi, oturdum. Teşekkür ettim. “Pattadanak!..” derler ya hani; kibar genç de böyle girdi söze:

“Ne diyorsunuz amca seçim sayımlarının sürüncemede kalmasına?”

Bir an ne diyeceğimi bilemedim. Zaten genç de beklemedi, devam etti:

“Bence bu iş bilinçli olarak geciktiriliyor. Bütün amaç seçimi yenilemek.”

Dilsiz gibi duramadım, “İyi ama…” dedim, “İkinci bir seçimde mağdur ve deneyimli İmamoğlu çok daha yüksek oy alcaktır. İktidar bunun farkındadır. Öyle bir hataya düşmez.”

Bu sırada homurtularla metro geldi. Genç, elini nazikçe omuzuma koyup,

“Bir sonrakine bineriz aceleniz yoksa” deyince kalkmaya yeltenirken geri oturdum. Kalabalık dağılır dağılmaz da devam etti: “Tam tersi olur bu sefer. Neden derseniz, başka erde seçim olmayacağından istanbul’a yüzbinlerce ithal seçmen gelebilir ve bunlar sayesinde AKP adayı öne çıkar. Biz arammızda tartışırken bu fikre vardık. İtirazlarla, yeniden sayımlarla, sayılanın tekrar sayılmasıyla kazanılan süreçte bazı belgeler hazırlanıyor ve bunlarla YSK’na baş vurularak seçimin iptali ile yenilenmesi hedefleniyor. En erken tarih Haziran baı da olsa, o zamana kadar sayısız seçmen kütüklerde yerini alır ve AKP adayına oy verir.”

Hiçbir şey söyleyemedim. 1954 İntihabatından bu yana her seçimi hatırlarım. Rahmetli amcam siyasete yakın olduğu için anılarım yüzeyselin biraz daha üstündedir. Hiç birinde, böyle şaşırtıcı sürece tanık olmadım. Sadece ben değil tabii, hiç kimse tanık olmadı. Bugün-yarın YSK kararını açıklayabilirmiş. Bakalım devran ne gösterecek.

Aslında İstanbul’un yeni havaalanında nsıl kepaze olduğumuzu yazacaktım; henüz tamamlanmadan işletmeye açıldığı çok belli. Ne var ki, seçim ertesi istanbul vaziyetleri baskın geldi. Havaalanını da bir fırsat bulursam anlatacağım, söz!..

Bakarsınız mazbata da boy gösteriverir sürpriz yapıp…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor