KAN DONDURAN CÜMLELER

Okuyunca yüzüm kızardı.. Tansiyonum yükseldi..

Ne demek, “Suriye meselesini, öyle-böyle hallederiz, zorluklar zaman alır, Orgeneral Güler’in yerinde olsam, muhatabım, Orgeneral Joseph Dunford’a, tek cümle söylerdim: Elini, komuta ettiğim ordunun içinden çek!..”

Ardan Zentürk, Star Gazetesi’ndeki köşesinden böyle yazıyor..

Ne demek, “Elini komuta ettiğim ordunun içinden çek!”

O Amerikalı generalin eli ordumuzun içinde mi? Ve ordumuzun generali buna sessiz mi kalıyor?

Olacak şey değil.. Bunlar kan donduracak iddialar.. Öyle olmadığını umuyoruz, sayın Generalimizin bu konuda kamuoyunu aydınlatması gerektiğine inanıyoruz.. “Mutlaka ama mutlaka Amerikalı generalin elinin Türk ordusunun içinde olduğu iddiaları yalandır” demesi lazım..

   Olacak şey mi bu ?

Bitti mi, bitmedi!.. Ardan Zentürk bununla kalmıyor; “FETÖMETRE ve ankesörlü telefon soruşturmaları emperyalistin beklemediği darbeler oldu, izliyorsunuz, her gün yüzlerce CIA bağlantılı asker tutuklanıyor bu ülkede” diyor..

Dikkat edin, her gün yüzlerce askerimizin CIA ile bağlantısı olduğu için tutuklandığını yazıyor.. Her gün ve yüzlerce asker!..

Bir dakika.. Bu bir hayal ürünü mü, gerçek mi?

Yetmedi, Ardan Zentürk daha neler neler yazıyor;

“15 Temmuz’un üniformalı hainlerinden Erkan Öktem, dönemin TEM Daire Başkanı Aslan’ı başından vurmuş, koruması Gülhan’ı şehit etmiş, silahı tutukluluk yaptığı için Jandarma Alb. Güven Şağban’ı öldürememişti, mahkemede ‘masumum, o gün odamdan çıkmadım’ diyor, niye, çünkü Amerika hepsine emir vermiş: Sonuna kadar inkar ile direnin, az kaldı, sizi kurtaracağız.

Nasıl kurtaracak? Bu millet FETÖ markalı yeni bir saldırıda eline geçirdiğine mahkeme salonu göstermeyeceğine göre, demek, farklı bir plan var…

Bu burjuvazi ile yürüyemeyiz…

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye Raportörü Kati Piri’nin ‘Avrupa Birliği’nin Türkiye ile katılım müzakerelerini resmen askıya alması’ önerisini onayladığı gün (20 Şubat), TÜSİAD eski Başkanı Erol Bilecik 49.Genel Kurul konuşmasında şöyle diyordu: ‘Güçlüyüz’ demekle ‘güçlü ülke’ olunmuyor! Ülkeleri güçlü yapan; özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygıdır(…) Dış politikadaki kördüğümü çözmek için bu, bizim en büyük gücümüzdür. ‘Orta Doğululaşan’ bir Türkiye’nin Batı’da hiçbir ağırlığı olamaz.

Benzer konuşmayı, Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan da yaptı, çok da alkış aldı.

Ama, TÜSİAD, Almanya ve Yunanistan başta AB ülkelerinin neden FETÖ’cü darbecileri koruyup kolladıklarını, sormuyor…

Pensilvanya’daki elebaşının mevcut statüsünü Washington’da lobi yapsa, sorgulasa belki sonuç alır, yok, yapmıyor.

Hele, Ağustos 2018 emperyalist ekonomi saldırısı, Trump’ın ‘ekonominizi yerle bir ederim’ tehditleri gündemlerinde hiç yok!..”

“ORTAYA ÇIKACAK NATO’CU DARBENİN DE ‘DEMOKRASİ ADINA ALKIŞLANACAĞI’ BELLİDİR”

Ardan Zentürk yazısını şöyle noktaladı:

“Demokrasi konusunda söyledikleri sıradan laflar, bu ülkede ‘demokrasi olmasın’ diyen mi var, CIA’ın STK’sı National Endowment for Democracy (NED) bu lafları çiğneyerek Mısır’da askeri darbe tezgahladı, geçiniz.

Arkadaş, bu ülkede demokratikleşme sürecini kim baltaladı? Siyasi otorite mi, yoksa, iktidar partisine kapatma davası açan, 27 Nisan 2007’de e-muhtıra veren GLADIO-A veya 17-25 Aralık 2013’ten 15 Temmuz 2016’ya sürekli darbeler gerçekleştiren GLADIO-B mi?

TÜSİAD, bu tarihin neresinde önce onu söyleyin bize…

1923 İzmir İktisat Kongresi’nden bu yana ‘milli burjuvazi’ oluşturmaya çalışıyoruz, nafile… İşte bu nedenle, günü geldiğinde anti-emperyalist mücadele bu ülkenin vatansever asgari ücretlisinin omuzlarına yıkılıyor.

Başkan, seni ‘soft-Saddam’ yapacaklar…

Belli ki, Erdoğan’ı Chavezleştirme programı bir tık yukarı alındı, artık ‘soft-Saddam’ yapma dönemidir. Neo-con/Siyonist lobi, içten dıştan yeni bir silahlı müdahaleyi planlıyor.”

ABD Başkan Yardımcısı Pence’in, S-400 meselesinde, ‘müttefiklerimizin doğudan silah almasına hareketsiz kalmayız’ lafı önemli işarettir.

Kati Piri hukuktaki FETÖ’cü temizliğini, ‘4 binden fazla hakim ve savcının işten atılması hukukun bağımsızlığı ve tarafsızlığına tehdit oluşturuyor’ diye yorumluyor, pes!..

31 Mart’a dönük bir beklentileri var, eğer olmazsa, çok yönlü bir saldırıyla karşılaşacağımız, sonuçta ortaya çıkacak NATO’cu darbenin de ‘demokrasi adına alkışlanacağı’ bellidir.”

 Haydi gelin, huzurunuz da, uykunuz da kaçmasın..

 Yok.. Yok.. Hükümetin veya Genel Kurmay’ın bu iddialar ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmesi gerekir.. Bekliyoruz..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor