KÂNUN-U EVVEL’DEYİZ

Bizden önceki kuşak “Birinci Kânun”, daha öncekiler “Kânun-u evvel” derdi de hiçbir şey anlamazdım. Büyüdüm, mektepli oldum. Ortaokul öğrencisiyken her iki ifadenin de Aralık, yani yılın son ayı olduğunu öğrendim. Ocak ayına da “İkinci Kânun” ya da “Kânun-u sâni” deniliyormuş. Biraz daha büyüdüm;  bu kez de “Kânun” nedir diye merak ettim. Süryanice’de ocak, fırın anlamına geliyormuş. Mantıklı; kışın bu en şiddetli aylarında ısınmak herhalde karın doyurmak kadar önemliydi. Her iki ay da “otuz iki dişe trampet çaldırdığına” göre ikisi de kânun ayı oluyor. Birbirinden ayırmak için de birinci ve ikinci diye isimlendirmişler. 10 Ocak 1945 günü kabul edilip 15 Ocak’ta yürürlüğe giren yasa ile, eski ay isimleri değiştirildiğinde, birincisi Aralık, ikincisi de Ocak olmuş. Aralık ismi de, birbirini takip eden iki yılın arasındaki ay olmasından kaynaklanmış besbelli.

ADANA’NIN ARALIK AYI MARİFETLERİ!..

Kullandığımız takvime göre yılın 12’nci ayı olduğu gibi aynı zamanda 31 çeken 7 ayın da sonuncusu. İzninizle, Aralık ayını hava koşulları yönünden Adana özelinde ve 1929-2022 arasında tutulmuş 93 yıllık kayıtlar üzerinden inceleyelim.

Adana’da Aralık ayının ortalama sıcaklığı 11,2 derece. Ortalama en yüksek sıcaklık: 16,8 derece olarak hesaplanmış. Bu 93 yıllık süre içinde 30,8 derece olan en yüksek sıcaklık 3 Aralık 2010’da ölçülmüş.

En düşük sıcaklık ortalaması 6,9 derece hesaplanmışken, 93 yıl içindeki en soğuk gün 19 Aralık 1953’te yaşanmış: SIFIRIN ALTINDA 4,4 derece.

Aralık’ta günlük ortalama güneşlenme süresi 4 saat, 12 dakika, 30 saat; yağışlı gün sayısı ise 10 gün ile1 saat 45 dakika kadar. Tabii ki bunlar da 93 yılın ortalaması. Bir metrekareye düşen yağış ortalaması da 126 kilo 400 gram. Şunu da belirtmek gerekir; Adana’nın toplam yağış miktarı 668 kilo 800 gram. Bundan 60-65 yıl kadar önce 720-740 kilo olarak biliyorduk. O bilgi de doğruydu. Demek ki küresel ısınma yakamızdan fena halde tutmuş. Halâ HES yaptırırsak, halâ yetişmişlerin yanında gencecik ağaçları yok etmeyi sürdürürsek, ve hele hele, yok taş ocağıydı, yok madendi, yok yoldu falan diyerek ormanlarımıza tecavüze göz yumarsak, bu rakam hızla düşmeyi sürdürecek.

ARALIK FIRTINALARI

Diğerlerinde olur da, Aralık’ta olmaz mı? Olur elbette; bakınız, hangi fırtınalar esecek:4 Aralık’ta, yani bugün, 2 gün boyunca adı konulmamış garip fırtına varmış asırlar öncesinden bu yana dilden dile miras olarak gelen bilgilere göre. Esti, esti; esmazse hesabı ben değil geçmişimize sorunuz. 10 Aralık’taki fırtına adına yakışır sertlikte, “Karakış Fırtınası”. 15 Aralık’ta başlayan 3 günlük fırtınaya da, bence şiddetinden dolayı korkup isim verememişler. Aynı fırtına, 2 gün dinlendikten sonra, yani 20 Aralık’ta bir daha gelip 2 gün boyunca sallarmış ortalığı. Seneyi, 21 Aralık günü, Gündönümü Fırtınası kapatırmış ki, aynı gün en uzun gece ile en kısa gündüzün yaşandığını biliriz.

Duymuş ya da okumuş olduğunuza inanırım. Zemheri’yi diyorum. Karakış’ın en kâfir dönemine verilen isim. Sözcük, Arapça’dan gelir.  22 Aralık’ta başlar, 31 Ocak’ta sona erer. Ayrıca, “Erbain Günleri” olarak bilinir. Eskiden kullandığımız blok takvimlerde Erbain Günleri de yazılırdı. Arapça, “Kırk” demektir. Zaten 22 Aralık ile 31 Ocak arası da kırk gündür.

Allah, bu Aralık ile sonrasında askerin, işsizin, emeklinin, çiftçinin, asgari ücretlinin ve hastaların yardımcısı olsun. Halkın ekmeğinden, huzurundan, mutluluğundan çalanların ve çaldırtanların da bin türlü cezasını versin.

 

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor