KÖY ENSTİTÜLERİ VE ARAZİLERİ-BİNALARI

Köy Enstitüleri’nin Cumhuriyet dönemi çağdaş, kültürel gelişmemizde çok özel ve önemli bir yeri bulunuyor. İsrail’den, Kana’daya dünyanın birçok ülkesine örnek eğitim kurumu olarak esin kaynağı olan Köy Enstitüleri’nin bir çoğunun binaları, cumhuriyet dönemi anılarını taşıyarak varlıklarını sürdürmektedir.

Bölgemize yakın, eskiden il sınırlarımız içerisinde olan, benim de Köy Enstitülü kökenli Düziçi İlköğretmen Okulu’nda okuduğum, şimdi Osmsaniye il sınırlarında bulunan Düziçi Köy Enstitüsü, bir de komşu il olarak yakın sayılacak Konya ili Ereğli ilçesindeki İvriz Köy Enstitüsü var.

Daha bir kaç gün önce Ereğli’de domates ekimi yapan bir arkadaşla İvriz Köy Enstitüsü ve Enstitü’nün arazileri ve binalarının ne durumda olduğunu konuşuyordum. Ben de her yıl Ereğli’nin beyaz ve leziz kirazının tadına bakmak, Evriz suyunun çıktığı İvriz Köyü’nde Avukatın yerinde rakı içmek için gittiğimden ilgi alanım içindeydi.

Tesadüfe bakın ki… 31 Ocak 2020 tarihli Sözcü Gazetesi’nin 14 sayfasında sayın Saygı Öztürk’ün köşesinde Köy Enstitüsü’nün arazisine göz dikildi başlıklı yazıyı okuyunca aklıma gelen başıma geldi demekten kendimi alamadım.

Evet… Sayın Saygı Öztürk’ün yazdığına göre İvriz Köy Enstitüsü’nün üç köyün orta yerinde bulunan 3000 dönümlük araziye AKP Konya Milletvekilleri göz koymuşlar. İlçe Milli Eğitim Müdürü aracılığı ile 79 yıldır dimdik ayakta duran ve 32 binadan oluşan İvriz Köy Enstitüsü’nü kapattırarak arazilerini ele geçirme çalışmalarına hız vermişler.

Anlaşılan geçmişte köye ve köylüye aydınlığı taşıyan, bu nedenle de kurulu düzenlerinin bozulmasından endişelenerek kapattırdıkları köy enstitülerinin binalarından bile bir öcü gibi korkmaya devam ediyorlar. Büyük bir imece ile oluşturulan o 79 yıllık bina, yatakhanesi ile, yemekhanesi ile hamamı ile bir abide gibi ayakta kalması bile egemenlere korku salıyor.

Daha bir iki yıl önce yapılan apartmanlar, siteler en küçük depremde yerle bir olurken, olanca bakımsızlığa ve terk edilmişliğe rağmen ayakta kalan Köy Enstitüsü’nün binalarından kötü örnek oluyor diye kurtulmaya çalışıyorlar.

Köy Enstitüleri’ni okul olarak kapatmaları yetmiyormuş gibi binalarından da kurtulmaya çalışıyorlar. Ama unutmayın o köy enstitülerinden yetişen Mahmut Makalların, Mehmet Başaranların, Talip Apaydınların, Turan Altuntaşların ektiği devrim tohumlarının yeşermesine hiç bir şekilde gücünüz yetmeyecektir.

HasanAli Yücellerin, İsmail Hakkı Tonguçların yaydığı ışık asla sönmeyecektir, söndüremeyeceksiniz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor