OROSDİ-BACK YANDI YIKILDI YERİNDE DE MAHKUM ASILDI

Mağaza yangını ile ilgili olarak bir önemli not daha düşmek lazım; o yıllarda kente en uzak nokta ile mağaza arası mesafe yürüyerek belki onbeş, belki yirmi dakika falan, ancak… Böyle iken, yangından nice sonra, ama en az yarım saat sonra yetişebilmiş mağaza müdürü… Bu nedenle de, mağaza yangını ile ilgili çoook çeşitli ve kuşku ambalajlı söylentiler çalkalanıp durmuştu seneler senesi…

DİN-İMAN MESELESİ Mİ?

Binayı değil ama, fotoğraflarını görmüşüz; gerçekten şahane… Keşke yanmasaydı, yıkılmasaydı… Durabilse idi, kimse kıyıp yıkamazdı ve o takdirde etraftaki diğer güzel binalara da, sanırız, kıyılmazdı… Bazıları, yangının mağaza müdürü tarafından idare ile ters düşmüşlük veya suiistimalin örtülmesi amacıyla çıkarıldığını duymuş… Kimileri de, yapının eskiden kiliseye ait olmasından dolayı ve Ermeni zulmünden şehit vermiş birileri tarafından yakıldığını anlatırdı… Bir başka yorum da, yine bazı saf kişilerin Kilise mukaddesatına sığınarak her türlü fenalığı yapan kilise görevlilerine ders vermek şeklinde gelişmişti…

Fakat bir de, yangının özellikle Hıristiyan fanatikler tarafından çıkarıldığını söyleyenler vardı; fikri dayanakları hiç de yabana atılır gibi değildi… Çünkü bu bina kiliseye aitken Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra Özel İdare’ye devredildi. Özel İdare de, sanırız o yılların sıkışıklığı içinde, nice acil sorunlara çözüm bulabilmek için, Mağaza sahipleriyle 20 yıllık kira anlaşması yapmıştı. Hıristiyan fanatik veya fanatikler de, “Bize yar olmuyorsa bunlara da olmasın” diyerek usturuplu biçimde çıkarmıştı yangını…

SIRA GELDİ HOROZA

Zamanla, Mağaza’nın Orosdi-Back olduğunu öğrendik. Orozdi-Bek okunur; İngilizce fonetiğine dahildir… Orosdi Back mağazaları, Avrupa ve Ortadoğu’nun büyük kentlerindeki prestij alışveriş merkezleridir ve Bay Leon Orosdi ile Bay Hermann Back tarafından 1888’de kurulmuştur. İki “Bay”ın soyadını alan ortaklık, Merkez olarak Paris’i seçmiş.

Yani ki, ortada ne horoz vardır, ne dibek, ne de banka…

İstanbul’daki Orosdi Back mağazası da hayli ihtişamlı idi. Ömer Efendi Vakfı’na ait binanın esaslı bir onarımı ile hizmete geçirilmişti. Eminönü Semtinin en gösterişli binalarından birinde idi. Burası daha sonra Sümerbank tarafından kullanılmıştı… Fakat, dünyanın ilk ve en gerçek Orosdi’si İstanbul’da açılmış. Yahudi bir Macar Subayı olan Adolf Orosdi 1855’de Osmanlı’ya sığınanlardan bir. Galata’da ilk giyim mağazasını açmış.  Ondan sonra da Allah “Ailece Yürü ya kulum!” demiş… Bu emir üzerine, Bay Leon Orosdi de daha hızlı yürüyebilmek için belki, Bay Hermann Back’le el-ele vermiş…

MAĞAZA YANIP YIKILDI YERİNDE  ADAM ASILDI

Koca Mağazanın molozları kaldırılınca kocaman bir alan açıldı. Bir süre otobüs garajı olarak hizmet veren alanda mitingler de yapılabiliyordu. Aynı zamanda idam hükümlerinin infaz alanıydı da burası. Örneğin, Karsantılı (Aladağlı) Ayşe Gelget de burada idam edilmişti. Metres hayatı yaşadığı hakimin eşi ile çocuklarını fare zehiri ile öldürdüğü çabucak anlaşılmış ve 1938 Mayısının ilk hafta sonundan sonrasını görememişti. Halkın ilgisini, eklediğim fotoğraftan anlayabilmek mümkün.

Ünlü Mardin Canavarı Hıdır Çeçen de burada kurulan sehpada, 17 Ocak 1959’da yaşamını yitirdi. Altındaki sandalye çekildiğinde yağlı ip boğazından kayınca düşmüş, ikinci teşebbüste de ip kopmuştu. Bunun üzerine mahkum Çeçen “Allah belanızı versin, bitirin lan bu işi” diye bağırmış ve üçüncü defasında altındaki masayı kendi tekmeleyip boşluğa sallanmıştı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor