Özgecan mezarı başında anıldı

ADANA (BÖLGE)-Mersin’in Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015’te vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın katledilmesinin üzerinden 4 yıl geçti. Şehir Mezarlığı’ndaki anmaya baba Mehmet Aslan, anne Songül Aslan ve abla Beste Aslan ile yakınları katıldı. Özgecan’ın mezarına çiçek bırakıldı, dualar edildi. Acılı baba Mehmet Aslan, “Eğer kalbimizde sevginin ışığı yoksa, başka bir şey vardır. O da maalesef şiddete dönüşüyor. Kadına şiddete yönelik çok ağır bir yasanın gelmesi gerekiyor. Fakat var olan yasaların ağırlığını cahil insanlar bilmiyor. Yasaların ağırlığını kimse bilmiyor. Bunun da mutlaka anlatılması lazım. Bu çok önemlidir” dedi. Aslan, kızının ölümüne rağmen birçok kadının halen yaşamını kaybettiğini ifade ederek, “Eğitimsizlikten ya da insanların bir anlık o kendilerini ve öfkelerini kontrol edememelerinden kaynaklanmasından dolayı ikinci adımda ne olacağını düşünmüyorlar. Bir anlık gaflet, öfke, kendilerini kontrol edememelerinin bedelini maalesef masum kadınlar, çocuklar ödüyor” diye konuştu. Anne Songül Aslan ise Özgecan’ın yaşadıklarının hiçbirini hak etmediğini kaydederek, şunları söyledi: “Özgecan gibi birçok kadın, çocuk şiddete uğruyor. Maalesef bunların da sonu gelmiyor. Çok güzel bir yasa çıksın ki; hiç kimsenin canı yanmasın. Lütfen bunun üzerinde dursunlar. Cumhurbaşkanımıza, başbakanımıza, bakanlarımıza ve milletvekillerimize sesleniyorum, lütfen hiçbir annenin canı yanmasın, gözü yaşlı olmasın. Özgemin çok güzel hayalleri vardı. Hiçbirini gerçekleştiremedim. Dünyanın en iyi psikologu olacağım, bütün hastaları iyileştireceğim diyordu.”
Çağ Üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan, bundan tam 4 yıl önce, Tarsus ilçesindeki okulundan evine dönmek üzere bindiği minibüste vahşice katledildi. Kızlarının Mersin’deki eve dönmemesi üzerine polise başvuran Aslan ailesi, iki gün sonra aldıkları haberle yıkıldı. Özgecan’ın cesedi, 13 Şubat 2015 tarihinde Tarsus-Ankara karayolu Çamalan köyündeki Cin Deresi’nde yanmış halde bulundu. Evine dönmek için bindiği minibüste tecavüze uğrayan ve hunharca katledilen 19 yaşındaki Özgecan’ın davası, sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya mal oldu. Kadına şiddetin simgesi haline gelen Özgecan, tüm kadın örgütlerini harekete geçirirken, katilleri olan 3 sanığa verilen indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla da benzer davalarda emsal oldu.

Sanıklar Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe hakkında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, ayrıca tecavüz ve diğer suçlardan da minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken’e 27, arkadaşı Fatih Gökçe’ye 24 yıl hapis cezası verildi.

Özgecan’ın katili Suphi Altındöken’in, Nisan 2016’da cezaevinde silahla vurularak öldürülmesini ‘iyi oldu’ ifadesiyle değerlendiren Baba Aslan, “O zaman da söylemiştim ne seviniyorum ne üzülüyorum diye. Özge’min bu haksız menfur saldırıya uğramasından sonra duygularımız da öldü. Ben hiçbir şey hissetmemiştim. Ama onun ölmesi iyi oldu. Fakat öbür ikisi içeride hala devlet tarafından besleniyor. Duygularımı şu anda ifade etmekte zorlanıyorum. Kelimeleri seçerek konuşmaya çalışıyorum. Çünkü bu acı bu şiddet adeta yapan kişinin aklı yok mu diyeceğiz şimdi. Yapan kişi de resmen intihar ediyor. Nelerin başına geleceğini de biliyor ama o anda artık aklı mı devreden çıkıyor yoksa bunu yapmasının başka sebepleri mi var, bunların devlet tarafından geniş tabanlı bir şura oluşturup, farklı disiplinlerdeki bilim insanlarının, sosyologların, psikologların, tıp adamlarının bir araya gelip bu sorunun teşhis edilmesi gerekiyor. En ağırlaştırılmış bir yasa bile gelse çözüm değil. Çözüme ulaştırmıyor. Onun için devletin bu konuyla ilgili farklı disiplinlerdeki kişileri bir an önce bir araya getirip bir şura oluşturması gerekiyor” şeklinde konuştu.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor