ÖZÜR DİLESEN NE OLUR DERVİŞ

Gaziantep’te geçen hafta Gaziray Banliyo hattı projesinin test sürüşü törenle yapılıyordu.. Vatandaşlar toplanmıştı, tren hareket halinde iken içindekiler dışarıdaki yurttaşlara el sallıyordu.

Ama o heyetin içinde bulunanlardan birinin “Şeyin trene baktığı gibi bakıyorlar” diyen bir ses duyuldu… Bu ses, sosyal medyada ve bazı televizyon kanallarında tepki seli olarak kamuoyuna yansıdı.

Ve.. AK Parti konuyla ilgili bir bir özür açıklaması yaptı. AKP Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer tarafından yapılan açıklamada, “Sevinç ve gururun yaşattığı aşırı coşku haliyle şaka kabilinden lafzen sart edilen, aklen ve kalben ise asla kabul edemeyeceğim sözlerden ötürü hemşehrilerimden özür dilerim. Durumun, kastını aşmakla birlikte tahkir ve tezyif niyeti taşımayacağını en iyi hemşehrilerim bilir” denildi.

Yapmayın!.. Atalarımızın çok güzel bir sözü var;

“Dervişin fikri ne ise, zikri de odur.”

Özür dilesen ne olur dilemesen ne olur DERVİŞ.. Söz ağızdan çıktı bir kere…

……..

GAZETECİ OLABİLMEK

Mehmet Ağar, Olağanüstü Bölge Valiliği, İçişleri Bakanlığı gibi çok önemli görevlerde bulundu. Aktif siyasetin dışına çıkmış iken, birden yön değiştirdi, bir numaralı AK Parti yandaşı oluverdi..

Devletin çeşitli kademelerinde görev yapan, daha sonra siyasete atılan, şimdi aktif siyaset değil, birilerine yakın görünme çabasını sürdüren Mehmet Ağar, 1979 yılında İstanbul’a Emniyet Müdürü olarak geldiğini ve o günlerde yaşadığını iddia ettiği olayları şöyle anlatıyor;

“Biz buraya geldik, günde 15 adam öldürülüyor. Geldik, İstanbul Emniyeti’ni teslim aldık. Nezarette 1 kişi vardı, o da sağcı. İstanbul Emniyet Müdürü olduğum dönemde benim o zaman işte son CHP belediyesi burada iş başındaydı. Kabus gibiydi İstanbul. Belediye hizmetlerinin yapılmaması bir yana, bizim günümüzün yarısı CHP belediyesinin İstanbulh’da belediye şirketlerine yerleştirdiği militanları temizlemekle geçiyordu. Milletin, devletin kaynakları bankamatiklere, hiçbir iş güç yapmayan örgütlere kaynak aktarımıyla geçiyordu. Allah bize bir daha, bu tür bir CHP belediyesi dönemi yaşamayı nasip etmesi. Kabus gibi bir şeydi. Çöp temizliği yok, su yok, hizmet yok.”

İşte tam burada, zaman zaman beğenmesekte, Fatih Altaylı’nın gazetecilik damarı tutuyor, Mehmet Ağar’ın resmen yalan söylediğini dile getiriyor.

Altaylı, “Bunlar CHP’ye muhalefet etmek için güzel cümleler, hoş laflar” diyor ve tarih vererek, Mehmet Ağar’ın ipliğini şu satırlarla pazara çıkarıyor;

“Geçmişi hatırlamayanlara ya da yaşamayan genç seçmenlere etkili olması muhtemel anılar.

Ama ya doğruluk nerede!

İddialardan söz etmiyorum, gerçek doğrulardan söz edeceğim.

Mehmet Ağar 1979’da İstanbul’a gelmiş ve İstanbul Emniyeti’ni ‘Teslim almış’ öyle mi?

Anlamadım doğrusu.

Kimden teslim almış?

1979’de İstanbul Emniyet Müdürü Hayri Kozakçıoğlu…

Ondan görevi teslim alan ise bir sonraki İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı.

1983’e kadar o görevde.

Sonra yine Mehmet Ağar yok. Şükrü Balcı’dan sonra göreve gelen Mustafa Yiğit, sonra da Ünal Erkan.

İstanbul’da günde 15 adam öldürülüyor dediği dönemlerde emniyet müdürleri bunlar.

Mehmet Ağar değil.

Mehmet Ağar o dönemde bir ara İstanbul’da Emniyet Müdür Yardımcılığı yaptı ama “İstanbul’u teslim aldım” lafı pek geçerli olmuyor bu durumda da…

O sıralarda merkezi hükümet Milliyetçi Cephe, emniyet müdürlerini atayan da merkezi hükümet.”

Fatih Altaylı gerçekleri herkesin bilmesi, dolayısıyla Mehmet Ağar’ın yalanını meydana çıkaran yazısında şöyle devam ediyor;

“Emniyet zaten belediyeye değil, İçişleri Bakanlığı’na bağlı. Yani İstanbul’da günde 15 kişi öldürülüyorsa bunda belediyenin suçu ne olabilir?

Zabıta ile terörü engellemek mi?

Sakın yanlış anlamayın.

CHP’yi savunuyor falan da değilim.

Ben sadece gerçekleri savunmaya çalışıyorum.

Doğruları bilsin herkes.

Kimsenin fikrine, kanaatine karışayamız.

Ama yanlış bilgiye varılan kanaatin de büyük bir olasılıkla yanlış olacağını biliriz.”

Yakışıyor mu Mehmet Ağar?

Teşekkürler Fatih Altaylı…

Gazetecilik böyle bir şey.. Gerçekleri, sadece gerçekleri yazmak..

Peki, bu ülkede emniyetin en üst kademelerinde yer almış, İçişleri Bakanlığı yapmış halkı aydınlatmak yerine kandırmayı tercih etmiş Mehmet Ağar için ne denir;

Atma Recep din kardeşiyiz..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor