PARTİLİ OLMAK DEVRİMCİ OLMAK

Örgütlü olmak, partiye yalnızca üye olmak değil, örgütsel görevlere katılmak demektir.

Eğer bu katilim, halkın ve ulusun çıkarlarını savunan, onların rahatı için çalışan bir parti de yapılırsa, bu devrimci olmak demektir.

Devrimci olmak ise, öğrenmek, araştırmak ve edindiği bilgiyi örgütlü mücadele içinde uygulamaya dökmektir.

Ülke ve halki çin mücadeleye atılan devrimciler; bilinçli, kararlı ve direngen insanlardır. Öyle olmalıdırlar. Bencilliği, bireyciliği aşmışlar, ülke ve halk sevgisini örgütlü mücadele ile birleştirmişlerdir.

Toplumunen ileri unsurlarıdırlar.

Yaptıkları iş, güçlü bir irade sağlamlığı ve özgüveni gerektirir.

Halkın ve ulusun içinde bulunduğu sıkıntdıları içinde duyarak, olumsuzlukları ortadan kaldırmak için mücadeleye atılmışlardırk.

Devrimciler ilkeli insanlardır. İlke olmadan örgütlü mücadelenin olmayacağını bilirler.

İlkeler, hem örgütü hem de üyeyi kapsar. Yalnızca örgüt içinde ilkeli olup kişisel yaşamda ilkeli olmayan, yani konumuyla yaşamı uyumsuzluk içeren kişilerin ne kendilerine ne de partilerine yararı olur!.

İlkeli olmak, aynı zamanda bir disiplin sorunudur. Birbirini içeren bu kavram, dengeli bir bütünlüğe ulaştırılmalıdır. Disiplini hafife alma, abartma düzensizlik doğurur.

Parti çalışması disiplinli olmayı gerektirir. Disiplinli omka, yaratıcılığı yitirmek ya da duygusuz olmak değildir. Gerçek disiplin, bilgi ve bilince dayanan gönüllü katılımla sağlanır. Disiplinin en büyük düşmanı yaratıcılıktan ve üretimden uzaklaşmaktır.

Parti çalışmalarında yanlış yapmaktan korkulmamalıdır.

Unutulmamalıdır ki, insan iş yaptığı sürece yanlış ta yapar. Yanlış yapmayan insan ölü insandır.

Yanlış yapmaktan değil, yapılan yanlıştan ders almamaktan korkulmalıdır.

Yanlıştan korkmamak, yanlışı sürekil yenilemek anlamına gelmemelidir.

Her yanlış kasıtlı bir neden yoksa bilgi ve deneyim eksikliğinden kaynaklanıyor demektir.

Bilgi ve deneyim arttıkça, yanlışlarda ortadan kalkacaktır.

Az laf çok iş parti çalışmalarının temelini oluşturur. Parti üyeleri, zamanın kullanımı konusuna büyük önem vermelidir.

Örgütsel çalışmaya, eğitim etkinliklerine ya da kitap okumaya yeterince zaman bulamadığını söylemek; düzensizliği, savurganlığı ve tembelliği savunmaktan başka bir şey değildir.

Halka ve ulusa yararlı olmak isteyenler, zamanı en iyi kullanan insanlar olmak zorundadır.

Örgütlü çalışmaya olduğu kadar, eğitime, kültür ve sanata, kişisel yaşama; var olan koşul ve olanaklara uygun düşecek biçimde zaman ayrılmalıdır.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor