SAADET ÖĞRETMEN VE İNTİHARIN NEDENİ!

Saadet H.2 ay önce Gaziantep 23 Nisan Mahallesi’ndeki bir orta okulda sözleşmeli öğretmen olarak göreve başladı.. Aslen Afyonkarahisarlıydı. İş garantisi yoktu, sürekli gerilim halindeydi, her an işsiz kalacak diye.. Öyle diyorlardı, pamuk ipliğine bağlı olduğunu, her an işsiz kalacağını söylüyorlardı. Annesini telefonla aradı.. Zaten birlikte yaşıyorlardı.. Helallik istedi.. Sonra bir apartmanın 6. katına çıktı, terastı şöyle bir dolaştı, yoldan gelip geçenlere, çevresine baktı ve kendini boşluğa bıraktı. Beton zemine düşmüştü Saadet öğretmen.. Etraftan yetişenler genç öğretmenin etrafını çevirdi. Durumu kötüydü.. Hemen Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni aradılar.. Bir ambulans geldi, hastaneye yetiştirdiler.. Ama, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı Saadet öğretmen..

Aslında yolun sonu, sosyal medyadaki paylaşımlarla da belli oluyordu psikolojik durumunun çok kötü olduğu. Şöyle diyordu Saadet öğretmen;

 “Sevdiğim seni çok seviyorum. Kendine hani hep söylerdim sen benim doktorumsun hep öylesin işte dikkat et kendine. Öğrencilerim haklarını helal etsinler gözüm gibi baktım hepsine üzülmesinler ben yapamadım mobbinge uğramaktan. Allah’a emanetsiniz canım öğrencilerim hep iyi hatırlayın beni pasta kesmiştik en son size kırmızıIı kalpli pastalar bırakıyorum. Diğer öğrencilerime de sözümdü unutmadım bir gün görüşmek dileğiyle. Allah’a emanet olun sizi her zaman seven öğretmeniniz Saadet. Her gün pamuk ipliğine bağlısınız sözünden bıktım usandım” 

Mobbing neydi!.. Pamuk ipliğine bağlı olmak neydi?..

“Mobbing” terimi, bir kişiyi taciz etmek, sindirmek, kabadayılık yapmak ya da rahatsız etmek için işbirliği yapan bir grup kişiyi ifade eder. Bir işyerinde, bir grup çalışanın, belirli bir çalışana yönelik düşmanca davranışlarda bulunduğunda ve bu çalışanın kendilerini güvende hissetmemesini ve görevlerini yerine getirmesinin zorlaştığında mobbing meydana gelir.

Mobbing ile uğraşan bireyler meslektaşları, üstleri veya astları olabilir. Bu davranış açık ve doğrudan, gizli ya da dolaylı olabilir.

MOBBİNG HEDEFLERİ KİMLERDİR?

Genellikle en yaratıcı, etik ve yetkin olanlar. Bunun nedeni, diğer çalışanların işyerinde kendi pozisyonuna tehdit olarak algılamasıdır. Denetim otoriteleri aynı zamanda mobbing için önemli bir hedeftir. Bu durumlarda astlar, birbirleriyle işbirliği yaparak denetleyicilerini zayıflatırlar. Kadınlar, genç işçiler ve yaşlı çalışanların hedef alınma riski daha yüksektir ve sosyal hizmet, sağlık ve eğitim gibi belirli alanlarda mobbing oranları özellikle yüksektir.

Genç bir öğretmenin intiharı, ardındaki gerçekler ve nedenler böyle..

Peki ülkemizdeki genel durum ne ? Bilim adamlarımızın, siyaset adamlarımızın, bu konularla ilgili bir araştırması var mı ? Yani her şey güllük-gülüstanlık diyebilecek durumumuz var mı?

……..

AYŞE BAYKAL DA GERÇEKLERİ GÖRMÜŞ

Ayşe Baykal, Karadeniz kökenlidir.. Almanya’da doğmuş bir Müslümandır.. Dindardır.. Kindar nesil konusunda da “Olmaz” demeyenlerdendi.. Şimdi her ikisine sıcak bakmıyor.

Dindarlığa devam ediyor ama, kindarlığa karşı çıkıyor Ayşe Baykal..

Gerekçesini de şöyle anlatıyor;

“Bir programda adamın biri anlatıyor: “…Sabah namazını kıldım, sonra x kişiyle birlikte ormanda ilişkiye girdik…” İlişkiye girdik dediği kadın evli.

Başka bir adam anlatıyor: “…Eşimi öldürdüm, yaktım sonra evime gittim orucumu açtım.”  Eşinin kayıp başvurusunu da kendisi yapmış bu arada.

İki önemli dini ritüel: Namaz ve oruç.

İki büyük günah: Zina ve adam öldürmek.

Bu örneklerdeki gibi mazbut diyebileceğimiz insanların karışık ve karmaşık ilişkileri, cinayetler vs. akıl alacak gibi değil.”

Devam ediyor Ayşe Baykal;

“Bu örnekler halktan; sen bize okuyan, eğitim gören gençlerden bahset” derseniz orada da durum çok parlak değil. Son zamanlarda çeşitli araştırma şirketleri tarafından yapılan kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki namaz, oruç vs. ibadetlerde geçmişe nispeten düşüş var. Başörtüsü yasak olmamasına rağmen başını açan veya ateist olan gençler var.  En dikkat çekici olan da kendini dindar olarak tanımlayan insanların sayısındaki düşüş. 

Dindarlık, basit tanımıyla dinin emirlerini yerine getirmektir. 

Bugünkü tabloda ise dindarlık, bir tarafta dini vecibelerini büyük günahlarla birlikte yerine getiren dindar vatandaşlar, diğer tarafta dindarlığı şekle indirmiş veya ibadetten uzaklaşmış gençler olarak varlığını gösteriyor.

Siyasi iktidar tarafından kabul görülmek veya insanlar nezdinde sahte itibar kazanmak için yaşanan sözde dindarlığın dine veya millete faydası olamaz. Zira Peygamber “Bizi aldatan bizden değildir” buyuruyor. Aldanmamak ve aldatılmamak için dindarlığı sıradanlaştırmamız gerekiyor. 

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak naçizane önerim “Dindar nesil” yerine “Dine, inançlara saygılı nesil” hedefi koyalım. “

Ayşe Hanım!.. GÜNAYDIN.. Bereket versin Atı alan Asküdar’ı geçmedi..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor