Sedat Aydın, “İşçiler maaşlarıyla geçinemiyor”

Maaşlarından başka bir geçim kaynağı bulunmayan özel sektör işçileri, alın teri dökerek kazandıkları paranın, yüksek enflasyon altında pula dönüşmesinden dolayı aybaşını getiremiyor. Özçelik İş Sendikası Adana Şube Başkanı Sedat Aydın, ’’Sözleşmeyi imzaladığımız dönemde iyi ve ciddi bir zam oranı elde etmiş gibi oluyoruz; ama birkaç ay sonra maaşlar değerini kaybediyor. Sözleşmeleri 6 ayda bir yapmamıza rağmen, bu süre bile yeterli olmuyor’’ diyerek sorunun ciddiyetini ortaya koydu.

***

 

RÖPORTAJ: Yener EKİNCİ

Özçelik İş Sendikası Adana Şube Başkanı Sedat Aydın’a geçim şartlarının ağırlaştığı bu dönemde, ağır işler altında alın teri dökerek ekmeğini kazanmaya çalışan işçi kesiminin son durumunu sorduk. Yüksek enflasyonun, yaşam standartlarını düşürürken, gelecek kaygısında tavan yaptığına işaret eden Aydın, ‘’Sözleşmeyi imzaladığımız dönemde iyi ve ciddi bir zam oranı elde etmiş gibi oluyoruz; ama birkaç ay sonra maaşlar değerini kaybediyor. Sözleşmeleri 6 ayda bir yapmamıza rağmen, bu süre bile yeterli olmuyor…  Ocak ayında alınan zam, haziran ayını getirmiyor’’ dedi. İşte, o röportaj…

Kısaca sizi tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?

Mersin’de, 1977 yılında dünyaya geldim. Aslen Mut ilçesindenim. Sırasıyla; Zübeyde Hanım İlkokulu, 19 Mayıs Ortaokulu, Endüstri Meslek Lisesi Metal İşleri ve Ankara Üniversitesi’ne bağlı Kastamonu Kaynak Teknikerliği Bölümü’nü tamamladım. 2004 yılında kaynakçı olarak TEMSA’da işe başladım. 11 yıl çalıştıktan sonra temsilci adayı oldum ve üç dönemdir sendikanın şube başkanlığı görevini yürütüyorum. Evli ve 2 çocuk babasıyım.

Sendikanın faaliyet alanlarından bahseder misiniz? 

Madencilikten sonra en ağır iş kolu olan metal sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı ve Ankara genel merkezli olarak, ülke genelinde 16 şubemiz bulunuyor.  Özellikle son 5 yıllık zaman diliminde, büyüme ve üyelerine daha iyi hizmet verme anlamında ciddi çalışmalar yaptık. Genel Başkanımız Yunus Değirmenci öncülüğünde yapılan çalışmalarda, hizmet binalarımız yenilendi, üyelerimizin üniversite okuyan çocuklarına burslar verilmeye başlandı. Yine üyelerimizin başlarına gelecek kaza, hastalık ve yangın gibi felaketler kapsamında sosyal yardım fonu oluşturuldu. Özetle, üyelerimizden aldığımız aidatları, yine üyelerimize hizmet olarak taşıyoruz.

Şu an kaç üyeniz bulunuyor?

Adana Şube olarak bin 400, ülke genelinde ise 48 bin üyeye sahibiz. Adana şube olarak bin 500 üyeyi aşmak gibi bir hedefimiz var. Bin 500’ü aştıktan sonra ki hedefimizi ise 3 bin olarak belirledik. Bunu da başaracağımıza inanıyorum.

Yeni örgütlenme çalışmalarınız var mı?

Evet var… Metal sektöründe faaliyet gösteren fabrikalarla örgütlenme anlamında görüşmelerimiz oldu; ancak işverenlerin sendikalara bakış açısı biraz farklı oluyor. Egemenliği kaybedip, maliyetin artacağı gibi yanılgıya düşüyorlar sanırım. Aslında sendikalı olan işyerleri, kurumsal olarak ciddi şekilde rahatlıyorlar. İşi yürütme ve işin işleyişi bakımından, birçok yükü işverenin üzerinden alıyoruz. Sadece üyemizi kalkındıralım, maddi anlamda kazandıralım gibi bir niyetimiz yok. Şu an birkaç yerle mahkemelik durumdayız. Ne yazık ki yetki davaları çok uzun sürüyor. Bir fabrikada işçilerin çoğunluğu sendikalı olarak çalışmaya karar verdiyse, mahkemenin uzamaması lazım aslında… İşverenlerin itirazları nedeniyle, 3 yıla kadar uzayan mahkemeler var maalesef… Bu da insanların hevesini kırıyor ve sendikaya olan inancını zedeliyor.  Sendikalı çalışmanın Anayasal bir hak olduğunu hatırlatarak, bu davalar için kanun düzenlemesi yapılması yönünde taleplerimizi sıklıkla dile getiriyoruz. Adana’daki işyerleri, sendikalaşmaya karşı ciddi bir direnç gösteriyorlar. Sendikalı çalışmak isteyen işçilere bakış açıları değişiyor ve işten çıkarmalara varana kadar baskı uyguluyorlar. Oysa, bir kimsenin işyerine ortak olmak istemiyoruz. İşçi kadar işvereni de düşünüyoruz. Amacımız sadece işçilerin haklarını almasını sağlamak. Çalışanlarının mutlu olduğu bir şirket, rekabet ettikleri şirketlerin her zaman bir adım önündedir diye düşünüyorum.

Sendikanız işverene ne gibi avantajlar sunuyor?

Çalışanlarla bireysel ilişkilere girmek zorunda kalmıyorlar. Mesela bin kişinin çalıştığı bir işletmede, herkes talebini bireysel olarak işverene iletiyor. Bu ayrı ve farklı talepler hem zaman, hem iş gücü kaybına neden olur. Oysa sendika olsa, sadece sendika ile görüşürüz. Böylece daha sağlıklı bir çalışma ortamı oluşur. Sendika, her talebi işverene taşımaz. Makul olanları aktarır. İşyerlerinin devamlılığı bizim için çok önemlidir. İşyerlerini batırmak için orada örgütlenmiyoruz. İşçi kadar işverenin de menfaatini koruyoruz. İşyerleri olacak ki işçiler olacak, işçiler olacak ki sendika olacak. Mesela TEMSA için çok mücadele verdik. TEMSA’nın Adana ve Türk ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu bütün kamuoyuna duyurduk. Bu kapsamda sosyal medyayı da kullanıp, bütün üyelerimizle organize olarak, bir günde 57 bin tweet attık. Sesimizi bütün siyasilere ve bürokratlara duyurmayı başardık.

Adana Şube olarak TEMSA’nın dışında nerelerde örgütlüsünüz?

Yurtdışına ihracat yapan Mersin HDM Çelik Boru Fabrikası ve Shark Mekanik’te örgütlüyüz.

Yerel seçimler öncesi belediyeler kesenin ağzını açtı ve işçi maaşlarına ciddi oranda zamlar yapıldı. Özel sektörde durum nedir?

Aslına bakarsanız, yüksek enflasyon yüzünden sendika olarak zor günler geçiriyoruz. ‘Toplu İş Sözleşmeleri’nden elde ettiğimiz kazanımlarımız, iki ay içinde erimeye başlıyor. Sözleşmeyi imzaladığımız dönemde iyi ve ciddi bir zam oranı elde etmiş gibi oluyoruz; ama birkaç ay sonra alım gücünün düşmesiyle beraber maaşlar da değerini kaybediyor. Sözleşmeleri 6 ayda bir yapmamıza rağmen, bu süre bile yeterli olmuyor maalesef…  Ocak ayında alınan zam, haziran ayını getirmiyor. Açıklanan enflasyon oranlarıyla asgari ücrete verilen zam oranı, çalışan maaşlarında dengesizlik yaratıyor. İşverenle ara protokoller yaparak, maaşları iyileştirmeye çalışıyoruz. Ekonomik kriz sürecini şimdilik böyle idare ediyoruz.

Mevcut maaşlar işçilerin geçimi için yeterli mi?

Rahat edebilecekleri düzeyde bir maaşa sahip değiller ne yazık ki… Sosyal hayatlarından fedakarlık yaparak ay sonunu getirmeye çalışıyorlar. Tabi, sendikasız işyerlerine göre daha iyi konumda olduklarını söyleyebilirim. Sendikasız işyerlerinde durum biraz daha vahim… Son sözleşmemizi TEMSA ile geçen eylül ayında geçerli olacak şekilde yapmış ve yüzde 106 oranında zam almıştık. 6 ay sonra, yani 1 Mart itibarıyla da yüzde 30 zam daha aldık. Şu an, yeni işe giren bir işçinin en düşük maaşı 30 bin lira civarında seyrediyor. Kıdemine ve çalıştığı pozisyona göre diğer maaşlar farklılık gösteriyor. Asgari ücretin yıllık belirlendiğini ve 6’ncı ayında ara zam olamayacağı açıklanmıştı. Mevcut asgari ücretin, 2025’e kadar yeterli hükmü kalacağına inanmıyorum. Dolayısıyla, ara zam için temmuz ayında çalışanlar seslerini yükselterek ara zam için taleplerini dile getirecektir. Bu ücretlerle, zamsız bir yıl çalışmak bu şartlarda mümkün değil… Biz sendika olarak, protokol gereği 6 ayda bir zamlarımızı alıyoruz.

Sendika olarak, belediye başkan adaylarından topluca desteklediğiniz biri veya birileri var mı?

Adana için en iyi hizmeti kim yapacaksa, onun kazanması taraftarıyız. Üzerinde durduğumuz bir isim yok açıkçası. Çünkü, üyelerimiz arasında her görüşten ve her partiye gönül vermiş insanlar var. Onları bir isim üzerine yönlendirmemiz doğru olmaz. Vatandaşa kim sahip çıkacaksa, onu desteklemeleri gerektiğini düşünüyor ve sendikamızı aktif siyasetin dışında tutuyoruz diyebilirim.

Enflasyonun ardından bir diğer sorun da işsizlik… İşe girmek isteyen gençler sıklıkla kapınızı çalıyor mu?

Özellikle üniversite mezunu gençlerden yoğun talepler geliyor. Mühendis olan veya işletme fakültesi mezunu gençler, kendilerinin işe alınmaları konusunda ısrarcı taleplerde bulunuyorlar. Sektörün en büyük sıkıntısı ise ara eleman eksikliği. Kaynakçı, boyacı, elektrikçi vs gibi alanlarda çok ciddi açıklar var. Eleman yetişemediği için çalışacak kimse bulunamıyor. Acil bir şekilde meslek liselerine teşvik verilmesi ve mesleki kursların sayısının arttırılması gerekiyor. Bin kişinin çalıştığı bir fabrikada 20 mühendis lazım olurken, 9 bin 980 tane işçiye ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla, üniversite mezunu gençlerin istihdam edilme payları çok küçük. Çoğu genç de üniversite mezunu olunca, haliyle işsiz kalıyor.

Bu röportajın gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor