ŞİŞELER ÇEKİLİRDİ

Çocukluğumuzda pek çok insan şişeden şifa bulduğuna inanırdı. Bizde sekiz tane turkuaz renkli şişe vardı ve komşular sık sık rica eder, kullanıp geri getirirdi.

Bahsettiğim şişenin tabanı yarım küre biçimli olduğundan tepe aşaği dururdu.  Zaten adı şişe olsa da, bildiğimiz anlamda şişeye benzer tarafı yoktu. Şöyle diyelim; ağzı geniş dudaklı, kalın duvarlı cam bardak… Diğer bardaklardan farkı, tabanının yarım küre şeklinde olmasıydı. Adana dışından gelmiş yadırgılar şişe değil de kupa olarak isimlendirirdi.

Şişeler, soğuk algınlığından tutun da, kulunç tutulmasına, bel ağrısına,  boyun tutulmasına, nefes darlığına karşı tedavi aracıydı. Gerçekten tedavi eder miydi, yoksa psikolojik rahatlık mı verirdi bilemem, fakat şişe vurulanın “Biraz nefes almaya başladım çok şükür” dediğni çok işittim.

Şişe, iki şekilde çekilridi. Bizde, pamuk usulü revaçtaydı. Küçük bir tutam pamuk elde taranıp şişeye konulduktan sonra kibritle yakılır yakılmaz hastanın sırtına yapıştırılırdı. Yapışması tamamen basit fizik kurallarına uygundu. Pamuğun yanmasıyla oluşan ısı şişedeki havanın hacmini arttırır, yapıştırırken soğuduğu için de deriye vantuz gibi yapışırdı.  İçe çekim o denli güçlü olurdu ki, hastanın kasları gerilip kömbe biçimini alarak kabarırdı. Belki de bu nedenle kaslarda rahatlık hissedilir ve aynı zamanda kan dolaşımına destek verilmiş olunurdu.

Pamuk dışında bir de ispirtolu uygulama vardı. Şiş veya tığ ucuna sarılmış pamuk ispirtoya batırıldıktan sonra yakılır ve yanarken de şişe duvarına sürülerek yine hava hacminin genişlemesi sağlanmış olurdu.

Her iki usulde de, işlem, beş-altı şişeyle en az yirmi-otuz kez tekrarlanırdı. Sonunda, kıpkızıl renk almış olan sırta bol miktarda ispirto sürülürdü.

Bizdeki özgün yapılı şişe herkeste yoktu. Bazılarının çay bardağı ya da porselen fincanla aynı işlemi yaptıklarını bilirdik.

TIP DÜNYASINDA POZİTİF BAKIŞ

25 yıl kadar önceydi. Özbekistan’a bir Türk Sovyet Ortaklığı olan şirketin Yönetim Kurulu üyesi olarak sık sıkı gidip geliyordum. Birinde, soğuk algınlığına yakalandım. Arkadaşlar öncelikle arak içmemi önerdiler. Arak, şekerle yapılan ispirto. Tabii kabul etmedim. Elimdeki ilaçlar da yeterli değildi. Zor-güç doktor bulundu. Doktor hanım esaslı muayeneden sonra ilk önlem olarak şişe vurulmemı isteyince şaşırdım. Benim şaşırmama doktor hanım daha çok şaşırdı. Meğer ki, şişe çekmek hem akupunktur hem de etkin masaj yerine geçiyormuş ve kasları rahatlatmakla kalmıyor, sinirleri de yatıştırıyormuş. Yani, pozitiğf tıp dalı sayılırmış.

Merak etmiştim; Türkiye’ye dönüşte inceledim. Gerçekten de akademik araştırmalara konu edilmiş ve edilmekteydi. Genelde bakış pozitifti ama rastgele şişe çekilenleri belli risklerin beklediği de hatırda tutulmalı. Bunun yanında, şu da hatırda tutulmalı: bu tedavi, binlerce yıldır hemen her javimde uygulanagelmiş.

RİO OLİMİYATLARINDA

Rio 2016 Olimpiyat Oyunları’nda, bazı yüzücülerin sırtlarında ve omuzlarında kupa terapisi nedeniyle oluşan izler herkesin dikkatini çekmişti. Yüzme antrenörleri, hayatlarının en büyük yarışı için hazırlanan ve yoğun çalışan bu seçkin sporcuların, dokularını iyileştirmek ve optimize etmek için kupa terapisi önerisinde bulunmuşlardı.

Siz, siz olun, rahatsızlığınız varsa doktora baş vurun. İlla şişe diyorsanız, zeytinyağı şişesine uzanabilirsiniz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor