TRAFİĞİ FELÇ EDENLER

Kent içi araç trafiği özellikle sabah ve akşam üstü yoğun arterlerde adeta felce uğratılıyor. Geniş sayılabilecek bulvarlarımızda bile tıkanıklık bazen çıldırtıcı düzeyleri yakalamakta. Tıkanıklığın arızi diyebileceğimiz kaza, yol onarımı, su borusu patlaması gibi nedenler dışında, asıl sıkıntı, ikinci sıra park eden araçlardan kaynaklanıyor. Hele Atatürk Bulvarı, günün her saatinde istisnasız ikinci sıra park eden araçlardan dolayı öyle bir tıkanıyor ki, insan bunları girince öfke krizine tutuluyor.

Benzer sorumsuzlukları Turhan Cemal Beriker’de de, Turgur Özal’da da, Fuzuli’de de görüyoruz. Böyle sorumsuz, sokması izansız ve edepsiz üç-beş kişinin trafik akışını zora adeta kanıksanmış kentimizde. Özellikle banka şubelerinin önünde ve yakınında daha çok rastlayabiliyor ve daha çok sinirleniyoruz. Doktorum bana, “Sakın haaa, sinirlenme, kalbine zarar verirsin” demişti. Ben uçuştaki fiyat artışlarına bile sinirlenmiyorum ama bu ikinci sıra araç parklarıyla karşılaşınca resmen deli olmayı arzuluyorum. Bir gün kalbim bu nedenle “tak!” deyip durursa, öteki dünyada, Allah gecinden versin,  şimdiki trafik sorumlularının gelişini bekleyip yakalarına yapışacağım, ona göre…

Trafikle ilgili ekiplerimizin böylesine büyük bir kentte ne kadar koşturduğunu ve yorulduğunu elbette biliyorum. Bu özverili kardeşlerimin yoğunluğu da, yorgunluğu da, temelde, trafiğe akıcılık sağlama amacına dayanır. Günde iki üç kez yapılacak kontrol ve serseri diyebileceğimiz şımarıklara verilecek cezalar, kuşkum yok, iki ay zarfında önemli arterlere rahatlama getirecektir.

BELEDİYELER DE İLGİ GÖSTERMELİ

Yine, büyük üzüntüyle yazıyorum, kanıksadığımız bir hadsizlik de, kaldırımları babasının bağıymış gibi aracıyla tıkayan zararlılardan geliyor. Bunların da  dersini vermek, vicdanen düşündüğümde, trafik polisinin değil, belediyelerin sorumluluğunda sayılır. Çok iyi biliyoruz ki memlekette ciddi bir park sorunu var ve tek çözümü, yer altı park istasyonları kurmak. Velakin çok pahalı çözüm. Belediyemiz mucize ile çok paraya konsa bile, özellikle kanalların Güneyindeki düzlüklerde yer altı su düzeyi yüzeye çok yakın. İnşaatı imkansız değil ama çok zor ve ciddi zaman alıcı. Ne ise, sanki para bulabilirmişiz gibi hyal görmeyelim de, oluruna bakalım.

Rica etsek, araç sahipleri zaman zaman sanki arabaları yokmuş da yürümek zorunda kalmışlar gibi en yakın park yerine bırakıp çözüme destek verseler fena mı olur? Kestirmeden de bazı çareler var; kaldırım taşını alçaltıp aracını rahatça çıkarabilecek uygulamaları ortadan kaldırmak gibi örneğin. Yağlı ceza bunlara özellikle uygulanabilir.

Sonuçta, bildiğimiz kadarıyla belediye ve trafik yetkililerinin de katıldığı periyodik toplantılar yapılıyor. Her iki kurum temsilcileri, bu iki noktada ortak çaba ile tam olmasa da, kısmi kapanma gibi, kısmi çözüm bulsalar, hem kendiler rahatlayacak hem de biz fani hemşeriler rahatlayacağız.

Son bir cümlem daha var; rahatlama, sorumsuzlukların bolamadı küfür yemelerini de engelleyecek, yani onlar da rahatlayacaktır.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor