YAPILAN SON TOPLANTILAR KURTULUŞA HAT AÇIYORDU

SEKİZİNCİ BÖLÜM

Mustafa Kemal Paşa İtilâf Devletlerinin Mütarekenin bazı maddelerine sığınarak ülkenin her yanını işgal edebileceklerini, hatta kendilerinin toprağı sayabileceklerini öngörmüştü. Adana’dan ayrılmadan önce, geleceğe yönelik bazı hazırlıklar için görüşmelerini sürdürdü, gelecekle ilgili öngörülerini anlattı ve gelişecek farklı koşullara göre nelerin nasıl yapılacağını anlattı.

Azınlık temsilcilerini, o yıllarda Tırpani’nin Evi veya Kırmızı Konak olarak bilinen, şimdiki İstiklâl İlköğretim Okulunda topladı. İşgalcilere karşı durmanın önemi ile yollarını anlattı. Ancak buradan beklediği sonucu alamadı. Bunun üzerine, 8 Kasım günü Paşa’ya inanıp Kurtuluş için olumlu düşünen Adanalılarla Seyit Ağa’nın Bağındaki konakta (*) son bir toplantı yaptı. Bağdaki eve Fırka Komutanı Nihat Paşa (Anılmış), Ceyhan Askeri Fırka Komutanı Remzi Bey Levazım Fırka Reisi Avni (Doğan), Askeri İmalâthaneler Müdürü Ahmet Remzi Nalbantzade Ahmet Ramazanoğlu Kadri İsmail Safa (Özler) Mücavirzade Mustafa Efendi Merkez Komutanı Hulûsi (Akdağ) ve diğer bazı kanaat önderleri katıldı.

Davetlileri beklerken Ali Fuat Paşa’yla yaptığı görüşmeyi anımsadı. Bugün de, Adana temsilcilerine, çocukluk ve sınıf arkadaşı Ali Fuat Paşa ile mutabık kaldıkları kapsamda konuşmaya karar verdi. Ali Fuat Paşa, hatıratında “Adana Mülâkatı” başlığı altında bu görüşme ile ilgili şöyle yazmış; okuyalım: “Vardığımız müşterek kanaat şu idi: İngilizler ve onu takiben diğer itilaf devletleri mütareke filan dinlemeyecekler, emrivakilerle memleketimizi işgal edecekler. Türk ordusunun hudut boylarındaki kısımlarını esir almaya kalkışacaklar veyahut bunları memleket içine sokulmak zorunda bırakılarak terhisini sağlayacaklardı. Vatanımızı her türlü müdafaa ve mukavemet vasıta ve imkânlarından mahrum bıraktıktan sonra arzularını zorla ve baskı ile kabul ettireceklerdi. Musul’un işgali ve İskenderun hadisesi ve nihayet İngiliz mütareke heyetinin yersiz talepleri bunun açık birer delili idi. Padişah kendi tahtını düşünecekti.

Mustafa Kemal Paşa:

‘Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve müdafaa etmesi, bizlerin de mümkün olduğu kadar yolu göstermemiz ve bütün ordu ile beraber yardım etmemiz

lazımdır’ dedi ve sonra aynı fikirde olup olmadığımı sordu.

‘Aramızda tam bir mutabakat var Paşam’ cevabını verdim.

Evet, artık millet kendi hakkını kendisi arayacaktı. Pek memnun oldular. En mühim vazifenin şimdi bana düştüğünü, çünkü bugünlerde İngilizlerin bir baskısı neticesi olarak Yıldırım Ordular Grubu ile muhtemelen 7. Ordu karargâhının lağvedileceğini (kaldırılacağını), bu takdirde benim 20. Kolordu’nun başında kalacağımı ve bu sayede ilk müdafaa tedbirlerimi alabileceğimi hatırlattı. İlk mukavemet (direniş) merkezini Kilikya’da kuracaktık. Aramızda hiçbir anlaşmazlık yoktu.”

SON TOPLANTI

Paşa, davetlilerle son durumu görüştü ve 10 Kasım’da Adana’dan ayrılacağını bildirdikten sonra “Düşman gelirse ne yapacaksınız?” sorusuyla başladığı konuşmasında, özetle şunları söyledi:  “Memleketin durumunu iyi görmüyorum. İtilaf devletleri, imzaladıkları ve imzalattıkları Mütareke Maddelerine uymayacaktır. Hatta memleketi daha ağır koşullarla ezeceklerdir. İşgal halinde büyük felâkete uğrayacak kentlerden biri olan Adana’nın kaybı çok büyük olacaktır. Dolayısıyla, işgal kuvvetlerine karşı koyabilmek ve fırsat varken hazırlıkları yapabilmek için şimdiden tezi yok bir teşkilât kurulması ve uygun yerlerde siperlerin kazılması önemlidir. Gerekli silâh ve mühimmatı ben sağlayacağım…”

YARIN: PAŞA O HİS’LE AYRILIYOR

(*) Konak bazı kaynaklarda Aliye Hanımın Evi olarak geçmektedir. Tahsisin Seyit Ağa tarafından yapıldığı bilindiğine göre, binanın sonradan Aliye Hanımın (Yerdelen) kontrolüne girmiş olduğu düşünülebilir.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor