Anladınız değil mi; Çukurova Havaalanından bahsediyorum. Yapımı, tabiri caizse, tam yılan hikayesine döndü. Bizdeki yılanların pek çoğu zehirsizmiş. Fakat bir de engerek var ki, Allah muhafaza… Öldürmese bile soktuğu yeri çürütüyor. Hele bir de tedavisi uzarsa, kurtuluş yok, imamın kayığına bindiriyor.
Neden gerek görüldü, niye karar verildi, anladıysam aha şu iki gözüm önüme aksın; yahu eşşek kadar havaalanımız var. Bize katır kadarı gerekiyorsa da, arazi müsait, yön uygun. Üç otuz parayla ideal düzeye eriştirilecekken 10 senedir boşa kürek çekilen Çukurova Bölgesel Havaalanı’na develer yükü döviz yatırmanın ne anlamı var? Tarsus, Mersin yolcularına Adana uzak geliyormuş ta onun içinmiş… Yok yahu!.. Allahını seversen, öyle mi? Ben o yolu denedim. Kırk virajlı dar şose. Bir de traktör-römork, kamyon trafiği oldukça yoğun. Kuş uçuşu belki, hatta kilometre olarak da azıcık yakın olabilir de, dakikaya vurursanız otoyolla gelebildikleri Adana en az yarım saat, hadi vazgeçtik, çeyrek saat daha yakın. Adana havaalanından sadece Adana değil, Kozan, Osmaniye, Kadirli, Aladağ, Ceyhan, Karataş, İmamaoğlu, Feke, Saimbeyli, Pozantı ve köyleri de yararlanıyor. Bütün bunlar şimdi havaalanına gidip gelmek için birer saatten iki saat fazla zaman harcayacak.
Gelelim tehlike yanına, Seçilen yer Tuzla’nın kıyısı. Yani, Tuzla, Yelkoma, Akyatan ve Ağyatan kuş cennetlerinin bulunduğu coğrafya. Son çeyrek yüzyılda kuşlar yüzünden sayısız uçak kazları oldu. Bu biiir; ikincisi, dünya kıtlığa doğru koşar adım yaklaşırken 8 milyon metrekare dünyanın en verimli arazilerinden birini yok etmenin maliyetini ölçmek için uzay bilgini olmak gerek.
El-Hak!.. Büyüklerimiz her şeyi bizden daha iyi bilir. Biz faniler elbette Sayın Büyüklerimiz gibi bilemeyiz. Bilsek de, bildiğimizi söyleyemeyiz her nedense. Örneğin ben hala bu yeni havaalanı neden ve neye dayanılarak yapıldığını bilemiyorum. Bu bir yana, 10 sene oldu başlayalı, inşaat neden defalarca durdu ve defalarca yeni ihaleler açıldı onu da bilemiyorum. Yanılmıyorsam ilk ihale 15 Aralık 2011’de, 357 milyon Euro’luk bedelle tamamlanmıştı. Müteahhit bir süre çalıştıktan sonra bıraktı. Benzer şekilde birkaç kez daha iş bırakıldı, yeni ihale açıldı. Halen pek çok iş yapılmış durumda. Geçtiğimiz Mart ayında yapılan ihaleyi, meşhur 5’lilerden Limak-Kalyon-Cengiz İnşaat (Mehmet Cengiz Milletin A’sıyla pek yakın ilgilenmişti) alır zannedilirken bu ortak girişim eksik evrak nedeniyle elendi ve işi başka bir şirket aldı. 10 gün sonra bakan değişti ve yeni bakan ihaleyi kazanan Günbeton-İnşaat şirketini “Güvensizlik” nedeniyle kabul etmedi. Sonunda, geçtiğimİz günlerde bilmem kaçıncı ihale yapıldı ve işi AKP’nin üzt düzey isimlerinden birinin yakını olduğu iddia edilen kişinin şirketi almış; alabilir; bunda anormallik yok. Hayırlı olsun.
ENGEREK ÇIKTI
Yılan hikayesine dönen Çukurova Bölgesel Havaalanı hikayesi engerekle tamamlandı sanki. ÇÜNKÜ, ADANA HAVA ALANI HALEN 5 MİLYON YOLCU KAPASİTELİ İKEN, DEVLET 12 MİLYON YOLCU GARANTİSİ VERMİŞ. Sayı garantili işlerin memlekete nasıl yük getirdiğini bilmeyen kalmadı. Bu da yüke yeni tonajlar getiriyor. Ankara yolcusu iseniz, bir buçuk saat havaalanına gidiş, bir saat önce olmak var ya, ett, ikibuçuk saat. Bir saat uçuş, yaptı mı üçbuçuk saat. Esenboğa’dan Ankara’ya geliş de en az birbuçuk saat, alın size helalinden 5 saat yolculuk. Ne oldu? Arabayla gitmek çok daha elverişli olmadı mı? Hele yarın-birgün hızlı tren de devreye girdiğinde, bugünün beş milyonu üç milyona kadar inebilir. Aha bu hesapta, kapatılmayacağı söylenen Adana hava Alanını kullanacaklar da yok. O zaman yine cebimizden 12 Milyon yolcuya tamamlamak üzere milyonlar ödeyeceğiz.
Siz ne dersiniz, bilemem; içimden buna Engerek Yılanı Hikayesi demek geliyor.
