FRANSIZ TABURU YENİLDİ KIRK NEFERE TARİH TANIK DEĞİL BÖYLE BİR ZAFERE

BİRİNCİ BÖLÜM

Bundan tam 101 yıl önce, 26 Mayıs 1918 günü 44 mücahidin “çakar-almaz” silahlarla, aç-biilaç denilebilecek koşullar altında, donanımlı, karnı tok-sırtı pek, 1200 kadrolu bir tabur Fransız askerini esir alması karşısında o kadar şükran ve minnet doluyuz ki, “Anlattıklarımız, naklettiklerimiz, anlatacaklarımız, nakledeceklerimiz yetmez; daha, biraz daha!..” şeklinde bağırıyor içimizden içimizden bir ses… Hele ki, önemli savailarda gösterdiği başarı ile tanınan koskoca Binbaşı Mesnil’in (Menil) kendi kuvvetinin 30’da biri kadar küçücük birliğe teslim olduğunu düşününce, o iç ses daha bir güçlenmekte ve kafatasımda yanıklar yaparak dolaşıp beynimde erimekte.

26 Mayıs 1920 günü Karboğazı’nda yaşananların bir benzerine tarih, tarih olalı rastlamış değil. Çok üzülüyorum; bize, 5000 yıllık Mezopotamya Tarihini ezberletenler, yerel tarihimizden iki satır olsun bahsetmiyorlar. Ben bunu, hem atalarımıza hem de gelecek kuşklarımıza karşı nankörlük olarak niteliyorum. Kuşkum yok, bu dizi ile sunacaklarımı okudukça, sizler de aynı düşünceye kapılacaksınız.

Karboğazı Olayının geçmişini 1849 yılı sonuna kadar uzatabiliyorum. Fransa Devleti, bilgisi ve görgüsüyle kısa zamanda ünlenmiş Tarihçi-Arkeolog Victor Langloise’(Viktor Langluva) çağırdı. “Sana deve yükleriyle para, altın, malzeme ile seçeceğin dilediğin kadar yetenekli adam verelim. Kilikya’ya git, ıccığına, cıcığına varıncaya kadar her şeyi izle, gözle ve yaz.” Emrini verdiler. Langloise istenileni yaptı. Ağırlıklı olarak Tarsus ve Adana ile bağlı ilçeleri adım adım gezdi. Ressamlarına hem antik yapıları, hem doğal görüntüleri hem de yazıtları çizdirdi. İki yılı aşkın çalışmalardan sonra döndü ve Latince, Rumca, Ermenice, Arapça yazıları tercüme ettirip sayısız bilgi kaynaklarından da yararlanarak hazırladığı kitabı 1861’de yayınladı. Kitapta, mezhepleriyle birlikte müslümanları ve hıristiyanların sayıları yanı sıra, Türk, Kürt, Çerkez, Süryani, Arap, Rum, Ermeni, Levanten, Keldani gibi etnik bilgiler de yer almaktaydı.

Bütün bu bilgiler Fransız yetkililerin özel merakını karşılamak için değil, sallanmakta olan Osmanlı yıkılınca sahiplenmek istedikleri Çukurova’yı tüm ayrıntılarıyla tanımak için toplanmıştı.

POZANTI’NIN İŞGALİ

Hani, askerlik mesleğine olan ciddi saygısından bahsettiğimiz Mesnil (Menil) var ya Mesnil, daha önceki Fransız Baskınlarında da görev almış, deneyimli bir kumandandı. Birinci Dünya Savaşı’nda Suvasson ve Niyon’da büyük başarılara imza atmış, “Verdün Kahramanı” unvanını almıştı. Pozantı, Fransızların Adana’ya gelişinden sadece bir hafta sonra, 27 Aralık 1918 günü işgal edildi. İşgal kuvvetlerini, Binbaşı Menil komutasındaki tabur temsil edecekti.

Binbaşı deneyim ve sınırsız sayılabilecek imkanlardan yararlanarak, çevredeki stratejik noktalara çok acele birer karakol kurdurtmuş, lojistik ve tıbbi merkez olarak ta, Belemedik’i seçmişti. Ayrıca, Fransız İşgal Kuvvetlerinin genel uygulamasına paralel olarak, Doğu’dan görevli olarak getirilen Ermeni Lejyonerlerden (paralı asker) yararlanabiliyordu…

Bizimkiler ise, sıktıkları fişeğin boş kovanlarını bile cephe hattından toplamak zorunda idiler. Çünkü, bu kovanlar tekrar tekrar doldurulup kullanılıyordu. Zaten tek tip’ten vazgeçtik, iki, tip, üç tip değil; çeşit çeşit silah vardı elimizde. Bir kısmı da ağızdan dolma idi. Bunlara önce barut dökmek gerekliydi. Barutun da ancak karası bulunabiliyordu. Sonra, uygun boyutta kesilmiş bir çaput parçası ilave edilip “harbi” denilen demirle sıkıştırılıp üstüne kurşun-saçma ve onun da üstüne bir çaput parçası atılıp tekrar sıkıştırılıyordu.

Bu koşullar altında değerlendirildiğinde, 44 kahramanın başarısını tarihin ayrıcalıklı askeri mucizeler bölümüne altın çerçeve içinde aktarmak lazım değil mi?

CUMAYA: MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN EMRİ, DEMİRİ KESMEYE BAŞLIYOR

VERDÜN KAHRAMANI: Binbaşı Mesnil, Birinci Dünya Savaşı’nda Suvasson ve Niyon’da büyük başarılara imza atmış, “Verdün Kahramanı” unvanını almıştı. Fransızlar Adana’ya girişten sadece bir hafta sonra, 27 Aralık 1918 günü Pozantı işgal edildi. İşgal kuvvetlerini, Binbaşı Mesnil komutasındaki tabur temsil edecekti. Savaşta bir bacağını yitirmiş, tahta protez taktırmıştı. Yöre halkı tarafından Topal Menil ya da Tahtabacak Menil olarak isimlendirilmekteydi.

BAYAN EDRIGE MESNİL: Başarılı hemşireydi. Gğleryüzüyle halkın saygısını kazanmış, Edrij Hatun olarak bilinmekteydi. Belemedik’teki Hastane’nin Başhemşiresiydi. Belemedik kuvvetlerimzin eline geçtiğinde, esir de olsa görevini sürdürme ricasında bulunmuş ve bu isteği kabul edilmişti.

VICTOR LANGLOISE: 1849-1952 yılları arasında Çukurova’yı adım adım gezerek tarihi, kültürel, sosyal, etnik ve ekonomik verileriyle kitap haline getiren Ünlü Tarihçi, Arkeolog. Verileri, 1861’de titiz bir çalışma sonucu kitap haline getirmiş ve Adana ile çevresine göz koyan Fransız yetkililerinin emrine sunmuştu. Fransa, yıkılmak üzere olan Osmanlı’dan hemen sonra Adana ve çevresine sahiplenmeyi kafasına çoktan koymuştu

?????????????????????????????????????????????????????????

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor