BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Çocuklar, sadece çocuk oldukları için ihmal ve istismara uğrar, yoksul ve yoksun bırakılırlar. Haklarının olması, onları bu eşitsiz sistemin içerisinde çocuğu kısmen de olsa korur, güçlendirir, özneleşmesinin önünü açar.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların hak ve özgürlüklerini en geniş çerçevede, kapsamlı bir biçimde ele alan uluslararası bir sözleşmedir.

Sözleşme, Birleşmiş Milletler tarafından 2 Kasım 1989’da benimsenmişti. O tarihten sonra dünyada en fazla ülke tarafından imzalanan belge olma özelliğini taşımaktadır.

Sözleşme ilk olarak, 18 yaşın altındaki herkesi çocuk olarak kabul ediyor. Tüm çocukların en iyi biçimde yaşayıp kötü muamele ve istismara maruz kalmadan, yoksulluk ve yoksunluk çekmeden bir çocukluk geçirmesini hedefliyor.

Genel olarak çocukların sağlıklı ve özgür birer birey olarak yetişmesini amaçlıyor. İmzacı olan bütün ülkelere de taşıdığı maddelerle birlikte bu yükümlülükleri veriyor.

Ancak bu yükümlülüklerin uygulanması noktasında sözleşmenin herhangi bir yaptırımı yok. Bu durumda da devletler, çocuk haklarını gözetmek ve bu noktada iyileştirici adımlar atmak yoluna girmiyor.

Bunca ülke imzacı iken çocuk hak ihlallerinin korkunç boyutlarda olması da aslında sözleşmenin ne kadar uygulandığı konusunda açık bir gösterge…

Çocuk hakları konusu, diğer bir çok konuda olduğu gibi sadece yasalar ya da sözleşmeler ile çözülecek bir sorun değil.

Bunca ülke imzacı iken elbetde bu sözleşme çocukların haklarının korunması konusunda önemli, vazgeçilmez bir dayanak, ancak tek başına yeterli değil.

Sözleşmenin kabul edilmiş olması onları birey-özne yapmıyor, kendiliğinden hakları korunur olmuyor.

Avrupa ülkelerinin tamamı Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzacısı. Her durumda çocukların üstün yararını gözeteceklerini, ayrımcılık yapmayacaklarını söyleyen sözleşmenin tarafıdırlar.

Ama aynı devletler ki, savaşların ana kaynağıdırlar.

Savaştan kaçan çocukların sınırlarda, denizlerde boğulmalarına öyle ya da böyle göz yummuyorlar mı?

Bizzat gelişmiş kapitalist ülkelerin büyük sermayelerin işletildiği ülkelerdeki fabrikalarda, madenlerde, tarlalarda çocuklar işçi olarak çalıştırılmıyorlar mı?

Bu durumu; iklim zirvelerine, iklime en büyük zarar veren dev şirketlerin sponsorluk yapması gibi!…

İki yüzlü ve sadece kendi çıkarı odaklı. Yani, kapitalist sistemin gerçekliliği tam da bu kapitalizm, yaratılan çocukluk algısından yüksek oranda çıkar sağlar.

Onlar üzerinden sonsuz piyasalar yaratır, emeklerini ya da bedenlerini sömürür, yeri geldiğinde Masumiyetleri üzerinden toplumun vicdanına seslenirler.

Toplumun yaşamında çocuğu doğrudan ya da dolaylı ilgilendiren tüm etkinlikler ve düzenlemeler çocuğun yüksek yararı gözteilerek yapılandırılmalıdır.

İlk etapta, yetişkinlerin ve devletlerin çocuklar konusundaki çarpık algı ve tutumlarını değiştirmeleri ve esasen de çocukların üzerinden çıkar elde eden tüm sistemlerin, egemenlik biçimlerinin köklü şekilde değişmeleri.

Bu olmadığı müddetçe yasalar sınırlı kalacak ve etki düzeyleri düşük olacaktır. Yasa önemli olmakla birlikte yalnızca bir ilk adımdır. Bunun toplumsasl olarak içselleştirilip uygulanır, gözetilir olması, anayasal güvenceye alınması gerekir.

Çocuk Haklarına saygı gösterilmesi, korunması ve geliştirilmesi konusunda en kapsamlı refearans belge niteliğindeki Çocuk Hakları Sözleşmesi temelde, her çocuğun en iyi biçimde yaşamasını, doğuştan ve çocuk olmaktan kaynaklı sahip olduğu olanakları tam anlamıyla gerçekleştirebilmesini güvence altına almayı amaçlar.

Bu amacına ulaşmak için, doğrudan ya da dolaylı olarak çocukları ilgilendiren bütün etkinliklerde çocuğun yüksek yararının temel alınmasını şart koşar.

Dolayısıyla toplum yaşamında çocuğu doğrudan ya da dolaylı ilgilendiren tüm etkinlikler ve düzenlemeler çocuğun yüksek yararı gözetilerek yapılandırılmalıdır.

Çocuk Hakları’nın korunmasındaki ana engellerin başında çarpık çocuk algısı geliyor. Yetişkinler ve temelde devletin, çocuklarla ilgili hiyarerşik düşünme ve davranma biçimleri değişmediği, çocuklar Korunması Gerekli Masumlar olarak değil de Toplumun Parçası Olan, Etkilenen ve Etkileyen olarak görülmediği sürece çocuk hakları korunamayacaktır.

Burada kapitalizmin, var olan çarpık ve tutarsız çocuk algısından, modern çocuğun aile içinde yetiştirildiği konumdan ve çocuk emek gücünden sağladığı çıkarları göz önünde bulundurmadan çocuk haklarının uygulanmamasına açıklüma getirmek zor olacaktır.

Çocuklar elbette sadece etkilenen nesneler değildirler. Aynı zamanda her biri ayrı ayrı etki ederler, kendi durdukları yerden güçleri oranında edilgen bir yapıya sokulmak istenseler de, bunları ndışına çıkmak için ellerinden geleni yaparlar.

Ama çocuk politikaları bunu doğrudan etkiler.

Hele de Türkiye gibi bir Kayıp Çocuklar Ülkesinde…

6 Şubat 2023 asrın felaketinde yaşanan çocuk kayıpları en son örnek…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor