İL VE İLÇE KENT KONSEYLERİNE İLÇE VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNE

 

18 Nisan tarihli köşe yazımda ‘Parklara Çocuk Gözüyle Bakmak’ başlıklı yazımda ‘Nasıl bir mahalle ve kentte yaşamak istediğini çocuğun kendisine sormak, onun kente katılımını artıracaktır’ diye yazımı sonlandırmıştım.

Yaşadığımız kentlerin-mahallelerin daha yaşanır bir hale gelmesinde yaşamın yükünü çeken, ömrünün son günlerinin mutlu ve huzurlu geçmesini istediğimiz mahallenin emeklileri ve yetişkinlerinin de kent yaşamına ve oluşumuna katkı vermesini ‘Kent Konseylerinin ve Belediye yönetimlerinin de göz önüne alması gerektiğini’ düşünmeden edemedim.

Bu konuda öncelikli olarak mahallelerde, mahalle sakinlerinin yer aldığı mekanizmalara çocukların da katılımını sağlayarak onların sorun ve taleplerinin dikkate alınması önemli ve samimi bir adım olacaktır.

Nasıl bir mahalle ve kentte yaşamak istediğini çocuğun kendisine sormak, onun kente katılımını sağlarsa, aynı soruyu mahalledeki yetişkinlere ve özellikle yaşamın ikinci baharını sürdüren emeklilerin de kent yaşamına aynı soruyu sorarak katılımına katkı vermiş oluruz.

Bu konuda özellikle belediyelerle dirsek temasında çalışan ‘Kent Konseylerine’ görev düşmektedir inancındayım.

Yetişkinlerinde içerisinde bulunduğu bu mekanizmalarla birlikte mahalledeki oyun alanlarının ve parkların eksikliklerinin giderilmesi ve alternatiflerinin konuşulduğu toplantılar ‘Kent Konseyleri’nce  organize edilip gündemleştirilmelidir.

Muhtarların, yerel yönetimlerin ilgili birimlerinin, ebeveyn ve çocukların yanında şehir planlamacıları, bu alanda çalışan araştırmacılar, mahalledeki okullardan katılımcılar, mahalle kültür evleri, çocuk hakları örgütlenmeleri temsilcileri dahil toplantılar gündemleştirilecek temel talepleri belirlemelidirler.

Böylece kentte ve mahallede yaşayan, soluk alan herkes kentin şekillenmesinde, mahallesinin yaşanabilir hale gelmesinde katkı sahibi olmuş olurlar.

Kentin-mahallenin yaşanabilir bir hale gelmesinde incelediğim materyallerden aşağıdaki önerileri örnek olsun diye ve de benim de katkım olur mu diye sıralamaya çalışayım dedim.

1-Mahallede çocukların ihtiyacını sağlayacak genişlikte oyun alanı ve parklarla, yeşil alanlar. Bunların ulaşımına kolay ve yürüme mesafesinde olması.

2-Oyun alanların-parkların güvenli, yeşile yakın ve ekolojik (tahta-metal-pamuklu ip ağırlıklı malzeme olmak üzere) zemini uygun ve çocukların gelişimine uygun olması.

3-Yeşille iç içe olması gereken bu oyun alanlarının temizliğinin düzenli olarak sağlanması, park içindeki oyun kurumlarının hijyenik ve sağlığa uygun olması.

4-Bu oyun alanları ve parkların planlanması ve tasarlanmasında çocukların da katılımının sağlanması.

5-Özel gereksinimli çocukların kullanımına uygun, ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde parkların ve oyun alanlarının tasarlanması.

6-Mahallelerdeki çıkmaz sokakların en az birinin çocuklar için ‘Oyun Sokaklarına Dönüştürülmesi..’

7-Mahallede bulunan okulların bahçelerinin çocukların kullanımına açılması…

8-Okulu çevreleyen sokakların trafikten arındırılıp, haftanın en az iki günü ‘Çocuk Oyun Sokağına Çevrilmesi’. Bunları mahallenin dikkat çekecek yerlerine tabelalarla belirtilmesi.

Bütün bu taleplerin hayata geçirilmesi ile birlikte, çocuğun hakkını çocuğa verilmiş, onu bu sürece dahil edebilmiş, kentlerde çocuklara alan açmış ve çocuk dostu bir kent inşa etmiş oluruz!…

Çocuklar kentlerin, yaşamın ve bugünün parçasıdır. Hemen büyüyüp, çocukluktan çıksınlar diye uğraşmak yerine, doyasıya bir çocukluk yaşayıp, oyunlarla gelişsinler, neşeli ve özgür çocuklar olabilsinler diye adımlar atılabilir. Bu da ancak onlara, zaten  sahip oldukları hakkı teslim etmek ile mümkündür.

Daha fazla park, daha fazla oyun alanı, daha fazla yeşil alan hepimizin hakkı; daha az araba dah aaz bina herkesin yararına!

Çocukların görünür olduğu kentler ancak böyle mümkün olabilir. Çocuğun hakkı arabaya değil, çocuğun hakkı binaya değil, çocuğun hakkı çocuğa…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor