TOPAL ALİ’NİN MEKTEBİNDEN
Altı yaşındakilerden tutun, ortaokul sondaki çocuklar da Ali derdi. “Ali Abi, Ali Emmi, Ali Bey, Ali Efendi” diyenle hiç kimse karşılaşmamıştır. Dükkanı, aynı zamanda eviydi. Dükkan dediğime bakmayın, makine kullanılmayan ufacık marangoz atölyesi demek çok daha doğru olacak. İki buçuğa, belki üç buçuk metre ölçülerindeydi. Çok şişmandı; mekanın neredeyse yarısını kendi kaplamaktaydı. Belden aşağısı tutmadığı […]

